Türkiye’nin, Ýslam coðrafyasýnýn tek umudu olduðunu göremeyenlere... Bu devletin, bu bayraðýn, bu milletin misyonunu idrak edemeyenlere...
Ülkeyi; gazete manþetlerinden, yâd ellere ihbar eden muhbirlere...
Bu muhbirliði, “basýn özgürlüðü” kamuflajý ile örtbas edenlere...
Bu ülkenin askeri, polisi, ordu mensuplarýna silah çekenlere, “terörist” diyemeyen terör ortaklarýna...
“Gazeteci” kisvesinde, yabancý istihbarat servislerine hizmet sunmayý “adamlýk” ve “gazetecilik” zannedenlere...
Bu casuslarý, “basýn özgürlüðü” adý altýnda azat edenlere bakýp, yorumlarken zinhar Ýngilizlerin esas ana planýný, Rusya, Ýran, Almanya ve Ýsrail’in tutumunu, bu eksende analizi ihmal etmeyeceðiz.
Mesele; ne aðaç, ne basýn özgürlüðü, ne hukuk, ne de demokrasidir.
Mesele; Ýslam’ýn tek umudu, tek bayraktarý olan Türkiye’yi dize getirmektir. Nedeni çok basittir.
Bu dize getirme operasyonunun sahibi olan Ýngilizler; 100 sene önce Osmanlý’yý bitirirken de, Ýran’ý, Rusya’yý, Almanya’yý ve elbette ki Ýslam coðrafyasýndaki Müslümanlarý kullandý. Ýsyanlarý teþvik etti.
Tam 100 sene, kafalarýna göre Ýslam âlemi dizayn edildi. Tiranlar; bu coðrafyayý, kendi halklarýný ezerek yönettiler ve kimsenin de gýký çýkmadý. Ezenleri ayakta tutan emperyalist güçler; sonralarý da Ýslam’ýn yükseliþinin önüne El Kaide, DAEÞ gibi, Müslümanlýkla hiçbir alakasý olmayan oluþumlarla Müslümanlarý ezmeye devem ettiler.
Þimdi önlerine, yeni ve âlem-i Ýslam’ýn sesi olan Türkiye çýkmýþ. Cumhurbaþkaný Erdoðan tüm oyunlarýný bozdu, maskeler düþürüldü. Alýþýlmamýþ bir vakayla karþý karþýya kalan Haçlý zihniyeti, imdada PKK terörünü çaðýrdý. Karþýlýðýnda sýnýrda devletçik sözü de vermiþ olabilirler.
Türkiye’deki muhalif partilerin içerisinde olmuþ ve olacak operasyonlara da bu mantýkla bakmak gerekiyor. FETÖ’yü de üreten Haçlý zihniyetinin ta kendisidir.
Mesele âlem-i Ýslam’ý alt üst etmektir. Buradaki en büyük engel olan “yeni” ve “Erdoðan Türkiye’si” ortadan kalkarsa, 100 sene daha rahat edeceklerini hedefliyorlar ve biliyorlar.
Erdoðan’a duyulan kinin ve düþmanlýðýn altýnda yatan da budur. Bir gün gelecek; tarih, Erdoðan’dan gururla bahsedecek ve muhakkak ki bazý olaylar, takvimdeki günlerle deðil, “ERDOÐAN ZAMANI” baþlýðýyla tarihe geçmiþ olacaktýr.
Önümüzde ciddi ve sýkýntýlý olaylarla karþýmýza tekrar çýkacaklarý da malum. Þimdi yýlmadan, býkmadan, âlem-i Ýslam için, Allah için, bu ay yýldýzlý þehit kanýyla þereflenen bayrak ve Ýslam’ýn ayakta dimdik duran umudu TÜRKÝYE DEVLETÝ için, içerideki hainlerle ve dýþarýdaki üst akýlla, ya savaþacaðýz ya da savaþacaðýz...