1 dakika eyleminden bugüne...

Bir yakýným “Ne kadar da ‘sürekli aydýnlýk için 1 dakika karanlýk’ eylemine benziyor” demese paralellik kurmak aklýma gelmeyecekti. Uyarýlýnca beni bir düþünce aldý: “Acaba bu eylemin arkasýnda da bir beyin var mý?”

Kim varsa, sonunda derin bir hayal kýrýklýðý yaþayýp yaþatacak...

28 Þubat’ýn en etkili kampanyasýydý ‘1 dakika karanlýk’ eylemi... Gecenin bir vakti evlerin elektrikleri kapatýlýyor ve etraf kapkaranlýk hale getiriliyordu. Ýlk gece sadece birkaç karanlýk ev varken, günler sonra bazý semtler bütünüyle karanlýða gömülmeye baþlamýþtý.

Refahyol hükümetinin sonunu getiren etkin araçlardan biriydi eylem ve bütünüyle bir reklam ajansýnýn, daha doðrusu ‘eski TÝP’li ve her zaman sosyalist’ diye bilinen reklâmcý Ersin Salman’ýn imzasýný taþýyordu...

Herkesin kendiliðinden olduðunu, doðaçlama baþladýðýný sandýðý eylemi bir reklâm ajansý tezgâhlamýþtý...

Ersin Salman’ýn kendisi defalarca anlattýyaptýðýný: Bir gün ajansta oturuyormuþ, iki avukat gelerek kendisine fikri açmýþlar...Bir iletiþimci olarak fikir bana olaðanüstü geldi ve 1997 Þubat ayý boyunca bu eylemin yapýlmasýný kararlaþtýrdýk; ben de hâlâ onur duyduðum eylemin öncülerinden biri oldum”diyor Ersin Salman...

Sonunda yapanlara büyük hayal kýrýklýðý yaþatan bir eylemdi bu; beðenmedikleri sivilleri iktidardan uzaklaþtýrmaya yaramýþtý eylem, Süleyman Demirel’i ve iþbirliði yaptýðý askerleri ön plana çýkartmýþtý... Sonuç? Soruyu kendisi sorsun ve kendisi cevaplasýn: “Peki, bu sloganýn vaat ettiði ölçüde bir deðiþim oldu mu Türkiyede? Tabii, umduðumuz kadar bir mesafe aldýðýmýzý söyleyemem. Özellikle o ýþýklarýný yakýp söndüren kitle hayal kýrýklýðýna uðradý.”

Diyelim, þimdi de eylemler planlayýcýlarýn istediði gibi gitsin ve beklediði sonucu alsýn; ayný hayal kýrýklýðýný bir kez daha yaþayýp yaþatacaklarýndan emin olabilirsiniz...

Ýlk bakýþta ‘doðaçlama’ veya ‘kendiliðinden’ gibi görünen pek çok eylem aslýnda birilerinin tasarýmý ya da projesidir. 28 Þubat (1997) MGK’sý ardýndan hemen baþlatýlan ‘1 dakika karanlýk eylemi’  öyleydi... O günlerde eyleme katýlanlara “Bu iþin arkasýnda bir reklâm ajansý var” deseydiniz, size küfürle mukabele ederlerdi.

Reklâmcýlar yalnýzca eylem düzenlemiyorlardý o günlerde, Türkiye’yi karýþtýracak bazý olaylarýn altyapýsý da yine onlar tarafýndan hazýrlanýyordu. Hayatýný bir siyasi suikastta kaybedecek Turan Dursun’un ‘provokatif’ eserlerle kamuoyu karþýsýna çýkarýlmasý planý da yine ayný reklâmcýlarýn eseriydi.

Ersin Salman’ýn ‘yaþamöyküsü’nü anlatan Kemal Sezer imzalý ‘Reklâmýn Sokak Çocuðu’ adlý kitapta (s. 258) bu olay þöyle anlatýlýyor. “Bir ev tuttuk karþýda, bir de Adak (Ada Kitap) diye bir þirket kuruldu (..) Turan baþladý çalýþmaya. O eserin (Kur’an Ansiklopedisi, TK) en az beþ altý cildini bitirmiþti; beni evine götürüyor, yazdýðý dosyalarý gösteriyordu. Fakat ne yazýk ki, derin siyasetin hýþmýna uðrayanlardan biri de Turan oldu.”

Vaktiyle imamlýk ve müftülük yapmýþ Turan Dursun ‘dinci terör’ süsü verilmiþ bir cinayete kurban gitti.

Kendi ifadesiyle ‘partili’ biri 28 Þubat sürecinin etkili eyleminin planlayýcýsý; ‘parti’ dediði de Türkiye Ýþçi Partisi (TÝP)... Bir yandan arkadaþlarýyla kurduðu ajansta reklâmcýlýk yapýyor, bir yandan da TÝP’in tanýtým iþlerini yürütüyor...

Ýki ortaðý var reklâm þirketinde, ikisi de solcu... Ona, “Sen git, partide çalýþ” izni veriyorlar ve maaþýný ödemeyi sürdürüyorlar... “Partiyi bir bakýma sýrtýnda taþýyor” imiþ (2. 199); TÝP bu iliþkiyi fâþ etmemek için bayaðý çaba sarf ediyormuþ (s. 203).

‘Solcu’ ve ‘TÝP’li’ reklâmcýnýn Turgut Özal’ýn ANAP’ýna ve Tansu Çiller’in baþkanlýðý döneminde DYP’ye çalýþtýðýný da ekleyeyim.

Acaba þimdiki olayýn ardýnda da ‘1 dakika karanlýk’ eyleminde olduðu gibi bir ‘beyin’ var mýdýr? Varsa, kim?