Ramazan ayýnda çorbanýn hem iftarda hem de sahurda tok kalmanýn önemli sýrlarýndan biri olduðunu hep tekrarladým. Çünkü iftar insanlarý ayný sofrada buluþtururken, kültürümüzün ana yemeði olan çorba da doðudan batýya en mütevazi sofralardan en donanýmlý sofralara menülerin vazgeçilmezi oluyor. Çorbalar, ayný zamanda, Ramazan’da besleyici besinleri bize saðlayarak vitamin ve mineral desteðinde yardýmcý oluyor.
Vitamin deposu
Ramazan süresince çocuklarýnýz oruç tutmasa da eriþkinlerde yaþanan sývý kayýplarýný yaþarlar. Size önerim; öðünlerinizde siz çorba içerken, çocuklarýnýzýn da içmesine dikkat edin. Türkiye’de çocuklarýn yüzde 15-20’si obez ve bu oran gün geçtikçe büyüyor. Obezite, diyabeti (seker hastalýðý) beraberinde getiriyor. Diyabet zamanla damar týkanýklýklarý, kalp hastalýklarý, iç organlarýn etrafýnda yaðlanma gibi rahatsýzlýklara yol acýyor. Portekiz’de yapýlan baþka bir araþtýrmaya göre kýz çocuklarýnda düzenli çorba içenlerin hiç çorba yemeyenlere göre kilo problemi yaþamadýklarý ve kanlarýnda sodyum, potasyum, klor ve fosfor gibi yaþamsal elektrolitlerin dengesizleþmediðini bildirmiþtir. Bin 675 çocuk üzerinde yapýlan bu çalýþmada, çorba tüketimi arttýkça, kýz çocuklarýn kilosu azalmýþtýr. Çorba açlýðý bastýrýp, tokluk hissi oluþmasýna yardýmcý olurken çocuklarýn midelerinde þeker, patates kýzartmasý gibi enerjisi yüksek-besleyici özelliði düþük yemeklere yer býrakmaz ve çocuklarýnýzý gelecekte birçok saðlýk sorunundan kurtarýr.