1 Kasým milat olsun

Cumhurbaþkaný Erdoðan, 1 Kasým seçimleri için önemli bir çaðrý yaptý ve dedi ki, ‘1 Kasým Milat olsun, bir yeniden doðuþ olsun, bu yeniden doðuþta da bu lanet terörü gelin topraða gömelim diyorum.’

Cumhurbaþkanýnýn iþaret ettiði gibi, seçimlerde halkýn yapacaðý tercih, Türkiye’nin PKK’yla mücadelesinde önemli bir milat olacak.

Haziran seçimlerinde bilhassa HDP’ye verilen oylar, maalesef, demokratik zemini güçlendirmedi, tersine zayýflattý, hatta Doðu ve Güneydoðu’da, kamu düzeninin, daha da sarsýlmasýna yol açtý. Askerler, polisler þehit ediliyor, siviller hayatlarýný kaybediyor. Bölgede ticaret durma noktasýnda. Þantiyeler basýlýyor, iþ makineleri yakýlýyor. Doktorlar hemþireler vahþice katlediliyor.

Seçim barajý geçilirse, sivil siyasetin deðil, elinde silah bulunduranlarýn güçleneceðini, Öcalan’ýn misyonunun sona ereceðini, çözüm sürecinin biteceðini bu köþede ve 18 Mayýs’ta yazdýðým zaman, medya bu yazý için, ‘Orhan Miroðlu’ndan tuhaf analiz’ diye baþlýklar atmýþ ve bu yazý çok fazla eleþtirilmiþti

Öyle ya, HDP’ye oy veren, vermeyen herkesin, baraj aþýldýðýnda, çözüm sürecinin daha güçlü bir zemine kavuþacaðýna, Öcalan’ýn muhataplýðýnýn daha da güçleneceðine ve silahlý mücadeleyi sona erdirecek müzakerelerin baþlayacaðýna inandýðý bir dönemde, ‘hayýr bunlarýn tam tersi olacak’  demek, ne de olsa anlaþýlýr bir durum deðildi.

Ama aynen ve maalesef, böyle oldu.

***

PKK Batý’dan, Doðu’ya ayný oranlarda artan HDP oyunu, HDP’nin ve sivil siyasetin önünü açmak için kullanmak yerine, bölgeyi bir iktidar alanýna dönüþtürmek için uygun bir fýrsat olarak gördü.. Bölgede özerk ilçe ve iller ilan ederek, bu özerk alanlarý, silahlý militanlarla koruyabileceðini varsaydý.

Bugün bu deneme baþarýsýzlýkla sonuçlandýðý için, þimdi de ateþkes ilan etmenin ve zevahiri kurtarmanýn peþinde. Ama dikkat edilirse, ilk kez ateþkes çaðrýlarý herhangi bir heyecan uyandýrmýyor. Çünkü PKK, öyle bir cehennem yarattý ki, insanlar, bu cehennemden kurtuluþun, PKK’nýn Türkiye’yi terk etmesinden geçtiðini görüyor. Toplumun bu düþünceden bir adým bile geri atmasý mümkün olmayacak. HDP ve PKK bunu böyle bilmelidir. Kürdüyle Türküyle, insanlar, PKK’nýn yol kesmelerini, korucularý þehit etmesini, gençleri yüzü poþulu, silahlý gruplar olarak her ilçede her þehirde örgütlemesini ve adeta ölüme ve öldürmeye hazýrlamasýný, çözüm sürecinin hatýrýna hep sineye çektiler. Ama þimdi aldatýldýklarýný görüyorlar. Üstelik bu aldatýlmayý, normal karþýlanabilecek meþru ve demokratik bir siyasi manevra olarak yaþamýyorlar, asker ve þehit cenazelerinde yükselen feryatlarý hissederek, yaþýyorlar..

Herkes biliyor ki, Türkiye, bu yeni çatýþma dönemine, 90’lý yýllarda olduðu gibi, demokratik kanallar týkandýðý, siyasiler hapishanelere doldurulduðu ve partilerin kapatýldýðý bir süreç nedeniyle deðil, tam tersine, demokratik kanallarýn sonuna kadar açýk olduðu, parlamentoda ve yerel yönetimlerde siyasi temsilin birkaç yýl öncesine göre daha da güçlendiði bir dönemin sonrasýnda girdi.

Dolayýsýyla, Haziran seçimlerinde HDP’ye verilen oylarýn maalesef silahlarýn konuþmasýnda belirleyici bir rolü var.

Ýþte bu nedenle, 1 Kasým seçimlerinde HDP’ye verilecek oylarýn, çatýþma sürecini daha da derinleþtirmekten ve PKK’yý doðru yaptýðýna daha da inandýrmaktan baþka bir þeye yaramayacaðý açýktýr.

HDP’ye oy verenlerin bilmesi gereken þu ki, PKK’nýn silahlý güçlerini kayýtsýz þartsýz Türkiye’den çekmez, KCK sistemini tasfiye etmezse, HDP deðil 80, 180 milletvekiliyle parlamentoya gelse, çatýþmalar durmaz, siyasetin önü açýlmaz, tam tersi olur, her þey daha þiddetlenir.

PKK’nýn bu anlayýþlar, demokrasi ve barýþ istemesi için hiçbir sebep yok çünkü.

Türkiye’nin derdi baþka, PKK’nýn derdi baþka.