1 Kasým seçimlerinin sonucunu yüz yüze iletiþim belirleyebilir

Bu yazý yüz yüze seçim çalýþmasý ile ilgili üçüncü yazým oluyor. Daha önceki iki yazýmda geldiðim noktayý bir adým daha ileriye taþýmaya çalýþacaðým. Ýlk yazýmda yüz yüze seçim çalýþmasýnýn ne olduðunu yazmýþtým. Tanýmýmýz þöyleydi:  “Mahalle teþkilatý düzeyinde, ev ev , kiþi kiþi belirlenen seçmene tekrar tekrar gitmek ve oy için aktif ikna etmeye çalýþmak”. Ýkinci yazýda, AK Parti’nin merkez ve kitle partisi olmasýna raðmen yeni bir tarzda yüz yüze seçim çalýþmasý yapabileceðini söylemiþtim. Bu yazýda da yüz yüze seçim çalýþmasýnýn neden yapýlmak zorunda olduðu üzerine olacak. 

Seçimlerde hedef kitle kavramý

Seçim çalýþmalarýnda ana strateji þudur: “Daha önce sana oy vermiþ toplumsal kesimleri ve kiþileri elde tut, sana oy vermeyecek olanlara gereksiz yere uðraþma, arada olup ikna edilebileceklere en fazla emek ver”. Buradan “ikna” ve “hedef kitle” kavramlarý ön plana çýkmýþ oluyor. 1 Kasým seçimleri için genel stratejinin yanýna özel bir strateji koymak gerekiyor. Özel strateji de þu: “Hedef kitleyi belirle, bu kiþilerle yüz yüze iletiþime gir ve oy vermesi için ikna et”. 

Genel ve özel seçim stratejisi

Genel strateji bir partinin seçim kampanyasýnýn tümünü tanýmlar. Özel strateji ise, bu seçime yönelik geliþtirilen ve bu seçimin doðasýna uygun olanlarý tanýmlar.  Genel stratejide parti kampanyasýný genel iletiþim araçlarý ile aðýrlýklý olarak tüm topluma ve özellikle de kendi seçmenlerine yönelik yapar. Seçimin toplam psikolojisi ve kendi kampanyasýnýn etkisiyle de kararsýz veya aradaki seçmeni ikna etmeye çalýþýr. Buradaki problem, hedef kitlenin incelikli ayýrt edilmemesi ve mesajýn onlara ikna edici þekilde gidip gitmediðinden emin olamamadýr. Özel seçim stratejisinde ise; seçimde kritik önemi olan toplumsal kesimler veya kiþi profilleri belirlenip, mesajýn onlara ikna edici bir þekilde ulaþmasý hedeflenir.

1 Kasým seçimlerinin hedef kitlesi

 1 Kasým seçimlerinin AK Parti açýsýndan kaderini belirleyecek dört hedef kitlenin olduðu konusunda herkes neredeyse hemfikir. Bunlar; daha önce AK Parti seçmeni olup 7 Haziran seçimlerinde sandýða gitmeyenler, HDP’ye giden muhafazakar Kürtler, MHP’ye giden muhafazakar Türkler ve gençler, özellikle de ilk defa oy verenler.  

Rutin seçim çalýþmalarý ile hedef kitleye ulaþýlamýyor

Sorun þurada. Bu dört kesime nasýl ulaþýlacak? Veya diðer soru: Bu dört kesimin medya ve seçim mitingleri veya toplantýlarý üzerinden ikna edebileceðinden nasýl emin olunabilir? Bu kesimler her partiden mesaja açýklar. Genellikle de meydan mitinglerine veya seçim toplantýlarýna gitmiyorlar. Zaten medyadan bir partinin söylemlerini aktif takip edenler, o partinin mitingine katýlanlar ve seçim toplantýlarýna gidenler o partiye zaten oy verenler. O zaman rutin seçim çalýþmalarýnda bu kesimlere ulaþýlamýyor. Geriye kalan tek þey ise, bu kesimlerin geçen 6 ayda yaþananlara bakarak kendi kendine fikir deðiþtirmesi. 

1 Kasým için yüz yüze seçim çalýþmasý zorunlu

O zaman þu noktaya gelmiþ oluyoruz. Standart seçim çalýþmasý ile 1 Kasým seçimlerinin sonuçlarýný belirleyecek hedef kitleye ikna edici þekilde ve direk ulaþma imkaný zayýf. O zaman genel seçim stratejisinin yanýnda, bu özel hedef kitleye yönelik özel strateji geliþtirmek gerekiyor. Bu özel stratejinin özü þu: Seçmen içinde yaklaþýk %10’u içeren bu dört kesimin her biri için ayrý hazýrlanmýþ ayrý söylemlerin yüz yüze seçim çalýþmasýyla iletilmesi.