‘1 Nisan þakasý’ deðil, milletin tokadý

Seçim sonuçlarý bazýlarý üzerinde ‘1 Nisan þakasý’ etkisi yaptý. Halleri ve tavýrlarýna bakýlýrsa, baþlarýna gelene inanmakta zorlanýyorlar...

Kendilerini ‘en mükemmel sonuca’ hazýrladýklarý anlaþýlýyor: Ak Parti’nin oylarý yüzde 30’un altýna düþecek... Ýstanbul ve Ankara baþta olmak üzere büyük þehirlerin önemli bir bölümü ‘CHP-MHP’ ortaklýðý eline geçecek... Cumhurbaþkanlýðýnda kendi adaylarýný seçtirip yeni kurulacak bir partiyi de yanlarýna alarak genel seçimden ‘Ak Partisiz koalisyon’ çýkartacaklar...

Ýnanmýþ ve etraflarýný da buna inandýrmýþlar... Aksi halde, bir Ak Parti milletvekili, tam seçim günü, partisinden neden istifa etsin? Seçim tablosunda hayallerinin gerçekleþtiðini gören baþka milletvekilleri onu izleyecek ve koalisyon ortaðý olmaya namzet yeni parti kýsa süre içerisinde kurulacaktý...

“Hayaller gerçek olsa” diyor eski bir þarký; ama hayaller pek gerçekleþmiyor...

Nasýl oldu da kendilerini böyle bir boþ hayale kaptýrabildiler?

Siyasete siyasetin dýþýndan müdahale eden gücü onlar da benim gibi yerli bir el olarak görmediler ve dünyanýn baþka iklimlerinde müdahalesiyle siyasi tabloyu deðiþtirmeyi beceren o ele güvendiler... Öyle ya, Sýrbistan’dan Ukrayna’ya, hangi ülkeye el attýysa seçilmiþ kadrolarý tasfiye etmeyi baþarmýþ o el, Türkiye’de de hayali gerçeðe çevirebilirdi...

CHP’nin ve akýl hocalarýnýn gördüðü rüya, biraz da, Sýrbistan-vâri, Ukrayna-vâri deðiþiklik rüyasýydý...

Yoksa kendilerine hiç benzemeyen bir grubun peþine takýlýr ve onlarýn yönlendirdiði istikameti kýble olarak benimserler miydi?

Demokraside kestirme yollarýn tehlikeli olduðunu bunlara kimse söylememiþ olmalý...

Milletlerini tanýmamalarý da büyük bir eksiklikti doðal olarak...

Bizde aydýnlar ile CHP’de kümelenmiþ politikacýlar milleti tanýmýyorlar; ülkelerinin siyasi tarihinden de haberdar deðiller... Milletin, önüne tam 150 yýldýr sandýk konulduðunu ve bu alýþkanlýðýn önüne geçildiði her olaðanüstü dönemde kendisine kaybettirildiðinin bilincine vardýðýný bilmedikleri anlaþýlýyor. Sonuç, her seçimde yaþadýklarý ‘1 Nisan þakasý’ efektidir...

Pazar günkü hezimeti de, yanlýþ deðerlendirdikleri öncekilerin yanýna istif edeceklerdir; bundan sonraki hezimetlerine zemin teþkil etmek üzere...

Ýradesini önemseyen bir milletimiz var bizim; onun üzerine ipotek konulmak istenmesinden hiç hazzetmeyen... 1980 sonrasýnda, yeniden siyasi hayata dönülürken, askerlerin yerlerine kendilerine benzeyen birilerinden oluþan partiler býrakmak istediklerini sezince, itilip kakýlan üçüncü partiyi tercih etmiþti millet...

28 Þubat’ýn sorumluluðunu sýrtlayan sivilleri de 2002 seçiminde ayný sebeple tasfiye etmiþti...

Son seçimde oyunu büyük çapta Ak Parti’ye verdiyse, bunu, koparýlan yaygaralarýn temelinde yatan iddialarý umursamadýðýndan deðil, o iddialarla amaçlananýn milli iradenin gaspý olduðunu düþündüðünden yaptý.

Milletin yasaklarý benimsediðini, tek adam yönetimini arzu ettiðini, hýrsýzlýðý sineye çektiðini düþünenler yanýlýyor...

Tayyip Erdoðan’ýn kazanmasýnýn sihri de tam burada: Ýnsanlarýný tanýyor o, hassasiyetlerini biliyor ve milletine güveniyor... Bu sebeple de hep kazanýyor.

Galiba siyaset bir yolunu bulup milleti tanýmayan siyasetçileri ve akýl hocalarýný tasfiye etmeden demokrasimiz tam anlamýyla rayýna oturmayacak...