10 Kasým töreni az kalsýn 27 Mayýs’ta deðiþecekti

27 Mayýs’ýn Bakanlar Kurulu tutanaklarýnda 10 Kasým töreni tartýþmasý, bize bu tarihte tören programýný deðiþtirmeyi düþünenlerin bulunduðunu gösteriyor.

27 Mayýs’tan birkaç ay sonra 10 Kasým’a sadece bir gün kala, 9 Kasým’da toplanan Bakanlar Kurulu’nda ertesi gün törenin nasýl düzenleneceði yönünde hâlâ kesin bir karara varýlamadýðýndan dolayý þikâyetçi olan bakanlar vardý. Gerçekten de o günkü görüþme tutanaklarýna bir göz atmak, bu konuda uyarýcý olacaktýr.

10 Kasým tartýþmasý

Toplantýya baþkanlýk eden Dýþiþleri Bakaný Selim Sarper, Millî Birlik Komitesi’nden (MBK) bir üyenin beyaný üzerine, valiliklerden konunun açýklýða kavuþturulmasýný isteyen telgraflar alýndýðýný haber veriyordu. Valilikler soruyorlardý: Bu açýklamaya göre mi hareket edeceklerdi; “yoksa bayraklarý yine yarýya indirip, gazinolarý kapatacak”lar mýydý? Sarper de konuya hâkim deðildi; meseleyi MBK’dan sormuþtu. Fakat MBK’nýn da açýklamadan haberi yoktu. Ulaþtýrma Bakaný ve MBK üyesi Tümgeneral Sýtký Ulay, “herhalde on dakika sükûtumuzu yine yapacaðýz ve bayraklarý ilk gün yarýya indireceðiz” diyecektir. MBK üyesi Kurmay Yüzbaþý Muzaffer Özdað’ýn açýklamasýný esas alan gazeteler, meseleyi ‘MBK bu þekilde karar vermiþtir’ þeklinde aksettirmiþ olacaklardý.

Sarper ise, Dýþiþleri Bakanlýðý’nýn bütün yurt dýþý temsilciliklerine bayraklarýn yarýya indirilmesi yolunda talimat verdiðini bildiriyordu. “Yapacaklarý merasimi de takdirlerine” býrakmýþlardý. Millî Savunma Bakaný emekli Korgeneral Hüseyin Ataman da, “bize resmen bir þey intikâl ettirilmediðine göre, yapacak bir þey yoktur” diyordu. Daha önce yapýlan açýklamada; “Atatürk hakkýnda bir hafta müddetle konuþmalar yapýlacaktýr” denilmiþti. Fakat bu talimatý valiliklere kim ulaþtýracaktý; bu konu belirsizdi.

Yeni tören düzeni nasýldý?

Ulay, bu sorularý þöyle yanýtlayacaktýr: “Arkadaþlar gidecekler; Atatürk hakkýnda konferanslar verecekler. Öte yandan, münhasýran [sadece] ilk günkü merasim için bir itiyat teessüs etmiþtir [âdet oluþmuþtur]. Eskiden bazý merasim[ler] yaparlardý. Bilhassa 1950 [yýlý]na tekaddüm eden günlerde Atatürk’ün mesajý okunurdu. Reisicumhurun demeci okunurdu. Ýþ sükûttan ibaret olacaksa, basit oluyor. Esasen son defa yapýlanlar, günün mânâsýný canlandýracak bir mahiyet taþýmýyordu. [MBK’daki] arkadaþlarýn sözleri, baþka baþka gazetelerde ayrý ayrý þekillerde çýkmýþtýr. Arkadaþlarýn kanaati, bayraklarýn ilk günü dahi indirilmeyeceði mânâsýnda deðildir. Bütün bir hafta zarfýnda Atatürk’ün þahsiyeti hakkýnda halký tenvir etmekten ibarettir. Yarýn için bizim öteden beri teessüs etmiþ [oluþmuþ olan] itiyatlardan baþka yapacak bir þeyimiz yoktur.”

Ýçiþleri Bakaný Tümgeneral Muharrem Ýhsan Kýzýloðlu’na göre; “mesele, malûm olan eski ihtifâl [saygý] sisteminden az çok ayrýlmayý icab ediyor’du. “Sadece Atatürk’e saygý ve sevgi ifadesinden baþkaca aþaðýdaki hususlar da yapýlacaktýr” denmiþti. “Þimdi gazeteciler soruyorlar”dý: ‘Biz eskiden ilk günü siyah baþlýklarla çýkardýk. Þimdi gazetenin baþlýðýný kýrmýzý mý yapacaðýz?” diyorlardý.

Maliye Bakaný Ekrem Alican;  “bunun üzerinde durulmaya deðer bir husus olduðu muhakkak”týr diyordu. Ve þöyle devam ediyordu: “Þimdiye kadar Atatürk’ün ölümü[nün] yýldönümü bir matem günü olarak kabul ediliyordu. Buna göre icabý yerine getiriliyordu. Bu arkadaþ verdiði beyanatta, ‘Atatürk’ün ölüm günü, bizim için bir bayram günüdür” der. ‘Bu vesile ile biz bir Atatürk haftasý yaþatacaðýz’ der. Bunun tamamiyle iþin maiyetini deðiþtirici bir fikir olduðu muhakkaktýr. Bunun bir de merasime taallûk eden [ilgilendiren] fiilî hâlleri var[dýr]. O da, matemi ifade eden bir hava içinde oluyor. Bu baþka; bayramý yaþatmak [ise] baþkadýr. Radyolarýmýz ne yapacaklar? Yine susacaklar mýdýr?  Bu arkadaþýmýzýn fikrinin eski geleneklerin aksi mahiyette olduðu muhakkak[týr].” Alican þunu da soruyordu: “Bu arkadaþýn fikri MBK’nýn matbuata [basýna] aksetmiþ fikri midir?”

Bu soru üzerine Kýzýloðlu, meseleyi MBK üyesi Kurmay Yarbay Sezai Okan’a sorduðunu açýklayacaktýr. Fakat ayný sabah sekiz buçuða kadar kendisinden hiçbir cevap alamamýþtý. Bunun üzerine valiliklere, “eski þekilde yapýlacaktýr” diye cevap vermiþti. Alican da bunu tatmin edici bir formül olarak görüyordu: “O hâlde biz bunu þahsî bir mütâlaa [görüþ] olarak kabul ediyoruz.”

Programýn ayrýntýlarý

Millî Eðitim Bakaný Bedrettin Tuncel ise, yeni öngörülen tören programý hakkýnda geniþçe bir açýklamada bulunma ihtiyacýný hissetmiþti. Buna göre; MBK üyesi Kurmay Yüzbaþý Muzaffer Özdað, kendisine Millî Eðitim Bakaný olmasý dolayýsýyla gelmiþ ve Atatürk’ün ölüm yýldönümü olan 10 Kasým’dan 17 Kasým’a kadar eski þekilde bir program tatbik edilmeyeceðini söylemiþti. Bu program içinde elbette MBK tarafýndan düþünülmüþ geniþ bir yenilik vardý. Özellikle okullar dolayýsýyla Millî Eðitim Bakanlýðý bir hafta önce valilikler kanalýyla Millî Eðitim Müdürlükleri’ne ayrýntýlý bir bildiri göndermiþti. Özetle; bir hafta boyunca okullarda ilgili öðretmenler tarafýndan Atatürk hakkýnda öðrencilere bilgi vermek ve onun devrimci yönünü belirtmek amacýyla bir takým konferanslar ve toplantýlar düzenlenecekti. Yine bu programa paralel olarak ayný gün matbaadan çýkmakta olan bir kitapçýk da basýlmýþtý. Ýçinde üç yazý vardý. Kitapçýk 25 bin adet basýlmýþtý ve gerekirse baský sayýsý artýrýlacaktý. Kitapçýk ilgili makamlara iletilecekti. Bu, “memleketimizdeki Atatürk’ün eserlerini belirten bir kitapçýktý.” Atatürk’ü anmak için Millî Eðitim Bakanlýðý olarak alýnan kararlar bununla sýnýrlýydý. “Fakat iþin törenlerle ilgili resmî cephesi, daha ziyade resmî makamlarý ilgilendiri”yordu.

MBK’da kararlar nasýl alýnýr

Sanayi Bakaný Þahap Kocatopçu da bu karýþýklýktan dolayý þikâyetçiydi; eðer MBK’da bu gibi idarî kararlar alýnacaksa, bu kararlarýn onunla bizzat ilgili olan bakan aracýlýðýyla ilâný herhalde daha yararlý olurdu. Karýþýklýklarý önlemek için böyle davranmak gerekirdi. 10 Kasým töreninin uygulamasý konusunda hükûmetle MBK arasýnda bir anlayýþ farký varsa, bu memleket çapýnda bir tereddüt uyandýrabilirdi ve bu da olumlu sonuçlar vermezdi. Bu küçük örnekten yararlanýlarak, bundan sonraki uygulamalarda alýnan kararlarýn önce ilgili bakanlýða iletilerek, daha sonra kamuoyuna duyurulmasýnda yarar vardý.

Ýmâr ve Ýskân Bakaný Fehmi Yavuz; 10 Kasým günü eskiden olduðu gibi Ýçiþleri Bakanlýðý’nca verilen talimat gereðince hareket edileceðini belirtiyordu. “Diðer altý gün de Millî Eðitim Bakanlýðý’nýn göndereceði programla Atatürk’ün rûhu canlandýrýlýrsa, çok yerinde olacaktý”. Bu arada Tuncel; 10 Kasým’da Devlet Operasý’nda bir Atatürk korosunun çalýnmasýnýn kararlaþtýrýlmýþ olduðunu da hatýrlatýyordu. Cemal Gürsel’in emriyle kendisi de burada bir konuþma yapacaktý. Sarper görüþmenin bu aþamasýnda; Ulay’ýn MBK’nýn kararýný öðrenmek üzere toplantýdan ayrýldýðýný açýklamýþtý. Toplantý kendilerine karar bildirilinceye kadar diðer konularla devam edecekti. Ancak bu konu bir daha gündeme gelmeyecektir.

YETKÝ KARMAÞASI

MBK üyesi Kurmay Albay Osman Köksal’ýn “Millî Birlik Komitesi üyelerinin salâhiyet [yetki] almadýkça Komite namýna [adýna] konuþma yetkisine sahip olmadýklarý halde [Kurmay Yüzbaþý] Özdað Muzaffer’in Atatürk’ün ölüm yýldönümü münasebetiyle konuþma yapmasý dolayýsýyla bu konuda müzakere [görüþme] açýlmasýna dair takriri [önergesi]” MBK’nýn 9 Kasým 1960 tarihli toplantýsýnda görüþüldü. “Takrir, müzakere sýrasýnda geri alýndýðýndan ve yýrtýlmýþ bulunmasýndan zabta aþaðýdaki þekilde özet olarak geçirilmiþtir: Millî Birlik [Komitesi] üyeleri, salâhiyet almadýkça Komite namýna konuþma yetkisine malik [sahip] deðildir. Muzaffer Özdað’a Atatürk’ün ölüm yýldönümlerinde bayraklarýn yarýya indirilmemesi ve gazetelerin siyah baþlýk kullanmalarýna lüzum olmadýðý hakkýnda Komite adýna yaptýðý konuþma için salâhiyet verilmiþ midir?” (“Millî Birlik Komitesi Genel Kurul Tutanaklarý”, Cilt: 3, 34. Birleþim, (9 Kasým 1960), s. 3-7.)

Ümit Özdað da þu bilgiyi vermektedir: “10 Kasým’da Komite’de [Muzaffer] Özdað’ýn Kasým’ýn yedisinde verdiði bir demeç yüzünden tartýþma çýkmýþtýr. Özdað, ‘Atatürk anýlmayacak, yaþayacaktýr. Bunun için 10 Kasým’da bayraklarýn yarýya inme[me]sini, gazetelerin siyah baþlýklarla çýkmamasýný istiyoruz.’ demiþtir.” Cumhuriyet Gazetesi’ne verilen demeç, gazetenin 8 Kasým 1960 tarihli sayýsýnda yayýnlanmýþtýr. “[Osman] Köksal, demecin Komite adýna verilip verilmediðini öðrenmek için bir takrir vermiþtir.” Özdað, “Menderes Döneminde Ordu-Siyaset Ýliþkileri ve 27 Mayýs Ýhtilâli”, Boyut Kitaplarý, Ýstanbul, 1997, s. 369. Ayný bilgi Abdi Ýpekçi ile Ömer Coþar’ýn “Ýhtilâlin Ýçyüzü” kitabýnda da vardýr. Kitabýn yeni baskýsý Ýþ Bankasý Yayýnlarý’ndan geçende tekrar yayýnlandý.