Doðu Karadeniz Yaylalarý yeni turizm güzergahý olarak epeydir pazarlanýyor. Bundan yöre halký da memnun zira cennet tasvirlerini andýran bu yaylalar herkesten çok Arap turistlerin Doðu Karadeniz'i bir tatil rotasý olarak benimsemesine yol açmýþ durumda. Yerli turist için de artýk yayla turizmi önemli bir alternatif oldu.
Fakat önümüzde önemli bir soru var? Hem yaylalarý turizme açýp hem de bozulmadan, yapýlaþmadan doðal güzelliklerini muhafaza etmelerini nasýl saðlayacaðýz?
Karadeniz'in coðrafi zorluklarý, gelen turisti nerede nasýl yatýracaksýnýz gibi önemli bir sorun oluþturuyor. Yaylalarý, turistlerin günü birlik gidip geleceði deðil ayný zamanda konaklayabileceði bir yer olarak düþünmek felaket olur, bu kesin.
O halde nasýl olacak? Þehir merkezlerinde ya da nispeten þehre yakýn yerlerdeki otellerle konaklama ihtiyacýný karþýlamak lazým. Doðrusu Rize ve Artvin þehir merkezleri bu konuda da çok imkan vermiyor, Karadeniz Otobaný ancak denizi doldurarak yapýlabilmiþti. Bu durumda ille de arzý artýrmaya çalýþmayýp, arz sýnýrlýysa fiyatý bu sýnýrlýlýðýn belirlemesine razý olacaðýz. Otel fiyatlarý daha pahalý olacak, Doðu Karadeniz biraz daha pahalý bir tatil rotasý olarak þekillenecek. Ancak bu þekilde 10-20 yýl sonra hala doðal güzelliðini korumasýný ve yine bu sayede bir turizm rotasý olarak kalmasýný saðlayabiliriz.
Yapýlýrken neredeydik?
Konunun gündeme gelme sebebi Ocak 2017'den yaylalara yapýlmýþ olan 1750 konutun yýkýlacaðýna dair Ýçiþleri Bakaný'nýn yaptýðý açýklama oldu. Bakan seçim bölgesi olan Trabzon'u iyi tanýyor, yapýlaþmanýn benim yukarýda izah etmeye çalýþtýðým gibi, 10-20 yýl sonra yayla dediðimiz güzellikleri ortadan kaldýracaðýný ve altýn yumurtlayan tavuðu kesmek anlamýna geleceðini iyi biliyor.
Lakin bu evler bir gecede dikilmedi; o ondan gördü, bu diðerinden derken yaylalarda yapýlaþma furya halini aldý. Ev yapanlarýn pek çoðu da kendi arazisine, ocaðýna ev yapmýþ. "Atadan kalma yerimize masraf edip ev yaptýk" diyorlar. Çoðu da eski ahþap evinin yerine betonarme ve daha büyüðünü yapmýþ. Çok katlýsý bile var. Karadeniz köylerinin hali zaten böyle. Belli ki artýk yaylalara da sýçramýþ.
Ýyi de Cumhurbaþkaný Erdoðan memleketi Rize'ye her gittiðinde ayný uyarýyý yapmýyor mu, yani bu sorun zaten Doðu Karadeniz denince ilk akla gelen sorun deðil mi?
Yeþil Yol Projesini hatýrlayýn; yaylalarý birbirine baðlayacaðý ve böylece yayla turizmini artýracaðý söylenen bu projeye kimisi kuru muhalefet etmiþti, ama çok kiþi de "Ýyi güzel hoþ da sakýn bu, yaylalarda yapýlaþmaya yol açmasýn" diye uyarmýþtý.
Demem o ki konu zaten gündemimizdeyken nasýl oluyor da oluyor?
Yaylalara apartman kondu
Doðu Karadeniz köylerindeki betonlaþma yaylalara da sýçramamalý. Lakin "tapu olmadýðý için devlet yaylalara el koyacak" söylentileri yaylada ocaðý olan insanlarý harekete geçirmiþ durumda. ‘Yayla kurmasa’ da hayvancýlýk yapmasa da yaylasýný kaybetmek istemiyor. Atalarýndan kalan ocaðýný þenlendirmek, yýkýlmýþ evlerin yerine yenisini yapmak istiyorlar. Yaparken de taþ ya da aðaç yerine daha ucuz ve uzun ömürlü olan betonu tercih ediyorlar. Ve tabii daha büyüðünü...
Bu evleri yýkmaya kalktýðýnýzda ise belinde peþtamalýyla yýkým aracýnýn önüne kendini atan teyzelerle karþýlaþmak mümkün. Onlara galebe çalmak ise o kadar kolay olmayabilir, benden söylemesi...
Demem o ki, büyük bir planlama sorunu var ortada, evet bunun bir tarafýnda kendi küçük çýkarýný düþünerek hareket eden yöre halký da var ama ona sýra gelene kadar ihmal edilmiþ o kadar çok þey var ki. Ve artýk her þey o kadar göze batýyor ki...