Bilinenin aksine yeni anayasa tartýþmasý Ak Parti iktidarýnýn ilk günlerinden bu yana dile getirilmiþ bir konudur. Bu sadece Ak Partinin de gündemi olmamýþtýr. MHP ve CHP baþta olmak üzere birçok siyasi partinin çalýþmalarý vardý hatýrlayalým. Hatta o zaman HDP'nin bu çalýþmalara dahil edilmiþ olmasý çokça eleþtirilmiþti.
Yeni anayasa niçin gerekli?
"1982 Anayasasý Darbe Anayasasýdýr" deðiþmelidir biçimindeki ifade yasanýn ilk yapýldýðý döneme atýf yaptýðý için önemli olabilir ama bence geçirdiði 100'ün üzerinde deðiþiklikle bile bu çaðýn gereklerine uygun deðil. Bunun iki boyutu var: Ýlki, deðiþen dünya koþullarý ikincisi ise, Türkiye'nin "bölgesel güç ve etkinliðinin" artmasý.
Anayasalar salt hukuki metinler deðildir. Bir ülkenin anayasasýna bakarak, birçok þey anlamak mümkündür. Özellikle "giriþ" ve "temel haklar" bölümleri ülkelerin karakteristik özelliðini ortaya koyar.
1982 Anayasasý neden deðiþmeli derseniz "amalar" ile dolu "muðlak" kavramlar içeren bu metnin güncellenmesi gerekiyor derim. Bu hem muhafazakâr hem de seküler kesim için önem arz ediyor bence. Haklarýn ve kavramlarýn gerçekten güvence verdiði bir metin gerekiyor.
Dünya da Türkiye de deðiþti
Hiçbir þey eskisi gibi deðil! Ýnternetin yaygýnlaþmasý ile iletiþimin zirve yaptýðý bir dönemdeyiz. Komþularýmýzda gerçekleþen savaþ ve iþgaller son 20 yýldýr devam ediyor. Dünya birtakým yeni haklarý konuþmaya baþladý. Ýklim baþta olmak üzere, dayanýþma haklarý, katýlým, sürdürülebilirlik gibi konular gündemde. Hatta þimdilerde "gelecek kuþaklarýn haklarý" konusunun akademik olarak konuþulduðunu görüyoruz.
Yakýn zamanda deprem yaþadýk. Ýmar konusundaki kýsýtlamalarýn "anayasal" düzleme çekilmesi gerekiyor. Çevre ile ilgili tartýþmalarý net biçimde bitirmek için adres, anayasa.
Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi ile yürütme-yasama dengesinin kurgulanmasý bir ihtiyaç. Parlamenter sistemin mevzuatý ve alýþkanlýklarý ile yeni sistemi yaþýyoruz, bu bile baþlý baþýna bir çeliþki.
Türkiye eskisi gibi deðil. Bugün Libya'dan Karabað'a; Baðdat'tan Bosna'ya uzanan "yetkin ve gerçek" bir etki alanýmýz var. Peki bu coðrafyaya dair Anayasa'da bir vurgu var mý? Yok!
Kurucu iktidar tartýþmasý ya da "darbeyi meþru" saymak!
Meselenin bir baþka ilginç yaný da þu. Hukukçularýn bir kýsmý anayasalarýn yapým sürecindeki iktidarlarýn kurucu iktidar olmasý gerektiðini savunuyor. Onlara göre 1924, 1961 ve 1982 Anayasasýn oluþtuðu dönemdeki "olaðanüstü" koþullarýn oluþmasý gerekiyor. Bunlara göre "maalesef" diye baþladýklarý 61 ve 82 anayasalarýnýn temelindeki darbenin bir kurucu irade olduðunu kabul etmeleri çok ilginç. Zira bu mantýðýn þöyle bir uzantýsý var. 15 Temmuz darbesi gerçekleþmiþ olsa ve FETÖ'cü cunta Anayasa yapsa, "evet bu kurucu iktidardýr" demek olur bu. Ya bunlar ne dediðini bilmiyor ya da gerçekten ülkemizi tanýmýyorlar.
Bu fikre karþý cevabým çok net: Türkiye þu ana kadar bir kez anayasa yapmýþtýr. O da 1924 Anayasasýdýr. Diðerleri anayasa gibi görünen metinlerdir! Kurucu olan meclisin ortaya koyduðu irade önemlidir. Tartýþmaya buradan bakalým lütfen...
Herkes katký sunmalý
Türkiye'nin 2024 vizyonu için bu Anayasa üzerinden geçen 100 yýl görülmeli, gelecek 100 düþünülerek bir metin yazýlmalýdýr. Her ne kadar var olsa da "darbe ürünü" olduklarý için 61 ve 82 anayasasý "meþru zeminde" bir anayasa olarak kabul etmemiz mümkün deðildir. Bu kimseler hukukçu ise, onlardan beklenen yorum bu olmalýdýr.
Bir de madem kurucu iktidar gereklidir. Tüm partiler bu konuda neden taslak hazýrlamýþ, çalýþma yapmýþtýr. Türkiye'de siyaset kendisini anayasayý deðiþtirme konusunda meþru saymaktadýr. Bir kýsým hukukçunun "kurucu iktidar" ifadeleri ile sürece ket niteliði taþýyan ifadeleri anlamsýz olduðu kadar çaðýn gereklerine de uygun deðildir.
Ýyi bir anayasa herkesin her þeyi konuþabildiði bir iklimde doðar, büyür ve geliþir. Þimdi -hiçbir iþe yaramayacak ifadeleri kamuoyuna servis etmek yerine- hepimizin ortak ödevi "100. Yýl Anayasasý" metnine katký sunmak olmalý...