Ermenistan’ýn 24 Nisan’da 100 senelik yalanýna Putin’in iþtiraki, bu duruma ortak olmasý niteliðini taþýdý. Aslýnda Rusya’dan farklý duruþ beklememek gerekiyordu. Çünkü arka bahçesi olan Ermenistan, Rusya için Güney Kafkasya’da nefes yeridir. Varlýk nedenidir. Bu sonradan kurulan devletin, esas kurucusunun da zamanýnda Çarlýk Rusya’sý olmasý kimseye sýr deðil.
Bu duruma, geliþen Rusya Türkiye iliþkileri konseptinden bakýlmasý doðru deðil. Çünkü Rusya her ne olursa olsun Ermenistan’ý desteklemekten vazgeçmeyecek. Zira sözde Ermeni soykýrýmýný, Rusya Duma’sý (Parlamentosu) 14 Nisan 1995 senesinde resmen tanýmýþtý. Ayrýca Ermenistan’ýn resmi devlet sembolü olan forsunda Aðrý Daðý’nýn, Ararat Daðý olarak buraya dâhil edilmesinin de arkasýnda, Sovyetler Birliði döneminde Moskova’nýn desteði söz konusuydu.
Dolayýsý ile Rusya’nýn; ne Ýstanbul hayali, ne coðrafyada tek güç olma çabasý hiç bir zaman sona ermemiþtir ve Ermenistan bu hayaller için kullanýlacak önemli bir kozdur. Rusya Türkiye iliþkilerinin iyiye doðru geliþmesi, Rusya için önem arz ediyor. Çünkü bu da bir milli menfaat gereðidir. Lakin bu Rusya’nýn adil bakacaðý durumu vicdanla yorumlayacaðý anlamýna da gelmemelidir.
Rusya kendi tarihiyle yüzleþememiþ, öldürmenin doðal bir þey olduðu felsefesine inanan kaba bir devlettir.
Dostunu, hele Ermenistan gibi kuruluþundan itibaren Rusya’ya hizmet eden bir ülkeyi hiçbir zaman satmayacaktýr. Bu durum sadece bu dönem için deðil, her dönem için geçerlidir.
Ayrýca unutmamak gerekiyor ki, Osmanlý’ya ihanet eden Ermeni çeteleri emirlerini Rusya’dan alýyordu. Bu tehcirin nedeni Ermeni çetelerinin ihanetiyse, ona neden olan Rusya’dýr...
Dolayýsýyla Rusya’nýn kendi tarihinde önemli yeri olan Ermeni çetelerinin, Osmanlý’da yaptýklarý katliamlarýn arkasýnda Rusya vardýr. Þimdi Rusya bu tarihe ve kendinin de desteði ile ayaklanan Ermenilerin soykýrým hikâyelerine nasýl sahip çýkmasýn...!
Sorun bu deðil, sorun Rusya’dan bunun aksini beklemektir. Bu beklenti içerisinde olmak, doðrularý yorumlamakta hata yapmaya yol açar.
Rusya aslýnda kendine yakýþaný yaptý... Ve ebedi DOSTUNA yaptýklarýyla birlikte sahip çýktý...
Aslýnda 24 Nisan’da Çanakkale Zaferi’nin 100. yýlýnda Türkiye; Rusya dâhil tüm dünyaya tokat gibi bir ders verdi. Büyük devlet olmanýn erdemini gösterdi. Zannediyor musunuz bu yutulur, kabul edilir bir ders idi.
Türkiye’nin farký bu idi. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn, devlet adamlýðý gerçeði bu idi... Fransa’nýn ve Rusya’nýn da dâhil olduðu, tarihi soykýrýmlarla dolu, Ermenistan’ýn yalanýnýn ortaklarýna; Çanakkale’den büyük devletin felsefesinin nasýl olduðunu Türkiye gösterdi...
Rusya Putin’in Erivan’dan verdiði görüntüyü düzeltmeye de kalktý. Jirinovski isimli; Duma’da (Parlamentoda) grubu olan, Liberal Demokrat Parti’nin liderinden Ermenistan’a zehir zemberek sözler sarf etti. Parlamentoya; bu soykýrým yalanýna ortak olmamalýyýz diye ýsrarýný seslendirdi.
Peki neden, Rusya bir taraftan Baþkan Putin’in Erivan’a gitmesiyle, dolaylý yoldan bu hikayeye sahip çýkmasýný, diðer yandan ise Parlamento’dan bu durumun aksini gösteren beyanlarý seslendirdi...
Önceki yazýlarýmda da Jirinovski’nin tüm dediklerine, Rusya derin devletinin istihbarat servislerinin söylemleri olarak bakmak gerektiðini yazmýþtým. Jirinovski’nin; Türk düþmaný olduðu biliniyor. Putin’in Erivan ziyaretiyle ortalýðýn karýþacaðýný bildikleri ve ileride Türkiye ile iliþkilerine olumsuz yansýmasý olmasýn diye planlý bir tutum olarak görmek lazým.Denge politikasýyla tarafýný göstermeme gayreti kýsacasý!
Tabii ki bu durum milli menfaatler noktasýndan bakýldýðýnda, daimi dostlar yok, daimi menfaatler var mantýðýyla yorumlanmalýdýr. Tablonun bütününe baktýðýmýzda ise, ister Amerikan Baþkaný Obama’nýn kaygan tutumu, isterse de Fransa ve Almanya’nýn tavýrlarýna da bu mantýktan bakýlmalýdýr.
Çanakkale Zaferi; Türk ruhunu, Ýslam’ýn inanç sistemindeki gücünün zaferidir. Bunu, Osmanlý’yý bitirmek için gelen bu devletlerin hepsi bilmekteler.
Bu kadar ölümlere, yitirilenlere raðmen halen barýþ diyen bir MEDENÝYET, düþmanýnýn ölüsüne bile saygýda kusur etmeyen bir tutumu, Ermeni lobisinin soykýrým iddialarýnýn asýlsýz olduðuna bariz bir numunedir. Elbette tehcir zamaný olaylarýný kimse yok saymýyor. Bu olaylar sýrasýnda öldürülen, helak olan Ermeni, Türk, Kürt, Çerkez ailelerin acýsýný anlamamak mümkün deðil. Lakin bu kimseye, Ýslam’ýn adalet, barýþ ve sevgi felsefesini, devlet felsefesi edinmiþ bu büyük devletin üzerine gölge düþürme niyetine hizmet etmemeli, edemez... Çanakkale destaný bu milletin dosta da, düþmana da merhamet ve insanlýk duygusunun en yüksek zirvesinin örneði olarak tarihe geçmiþtir. Görmek isteyenler için, 24 Nisan’daki Çanakkale ve Erivan’dan çýkan farklý ses ve tutumlara kulak vermek yeterlidir.