1-0’a yatarsan...

Nihayet Şenol Hoca; Adrian’ı keşfetti. Ve Trabzonspor da topa basan bir mücadelenin sonunda daha dengeli, tempolu oynamaya başladı. Ama ne olursa olsun, yensen de yenilsen de büyük büyüktür. İşte bu düşünce ile büyük olan camialar hiçbir zaman ümitsizliğe düşmeyecek. Bordo-mavili futbolcular bu durumu iyi idrak etmişler. Ve buna göre hazırlanmışlar.

Antalyaspor karşısında maça daha dikkatli ve atak oynayarak başlayan taraf, Trabzonspor oldu. Bunda Janko’nun ileri uçta istekli olması, Adrian’ın forveti destekleyen bir futbol oynaması ve Yasin ile Olcan’ın ayağına gelen toplaarı olumlu kullanmasının etkisi büyüktü. Bu hemen kendini gösterdi. Önce Janko’nun vurduğu, ardından Adrian’ın tamamladığı şutla Trabzonspor 1-0 öne geçti.

İşte golden sonra Türk futbolunun eksikliği bir kez daha kendini gösterdi. Sanki her şey bitmiş gibi Trabzonspor bir anda duygu tamamlanmasını yaşayarak, geriye çekilip savunma mücadelesi yapmaya başladı. Ve ilk yarı bu görüntüyle sona erdi.

İkinci yarı Trabzonspor’da bir değişiklik olmadı. Daha dengeli, hücumda ve ortada mücadele etmesi gereken taraf olması gereken Trabzonspor, Antalyaspor’un can havliyle yüklenmesi karşısında savunmaya dönük futbol oynamaya başladı.

74. dakikada Şenol Hoca; Serkan ve Volkan ile oyuna müdahale etti. Maçta biraz olsun dengeyi kurdu. Belki de deplasmandaki Fenerbahçe maçından sonraki en yüksek tempolu maçını oynamaya başladı Trabzonspor. Tabi yüksek tempoda oynanan maç, dakikalar ilerledikçe futbolcuları yordu. Ve skoru koruma amacıyla daha az hücum etmeye başladılar.

Skoru koruma hedefinin maç sonuna kadar devam etmeyecek olduğu, Antalyaspor’un aldığı puanlar ve konumuyla ortada. 5 kişinin arasından tek bir Antalyasporlu futbolcu, Ömer, kademe hatasından faydalanarak beraberliği sağlayan isim oldu. Daha sonra Murat Duruer, Trabzonspor’a ders niteliğinde bir gol atıp skoru belirledi.

Tek bir gol atıp bu kadar geriye çekilmek, bir büyük takım psikolojisi için ne kadar yanlışsa, tek bir golle maçın kazanılacağını düşünmek de o kadar yanlış.

Evet, büyük takım, büyük camia diyoruz ama, futbolcu psikolojisini her şartta hesaba katmak gerekiyor. Bu konuda da en büyük görev, Trabzonspor’un başında olan Şenol Hoca’yı düşüyor.