BÝR:Bu bir parti meselesi deðil. Bu, Türkiye’nin bekasý için, güçlenmesi ve demokratikleþmesi için gerek þart olan bir yapýsal zorunluluk.
ÝKÝ:Bu bir rejim deðiþikliði deðil, bir sistem deðiþikliði. Egemenliðin kullanýmýnda herhangi bir deðiþiklik olmuyor çünkü. Bilakis üç erkin oluþumunda daegemenlik hakký Millet’e teslim ediliyor.
ÜÇ:Yasama ve yürütme organlarý meþruiyetini doðrudan halktan alacaðý için “kuvvetler ayrýlýðý ilkesi” Cumhuriyet tarihimiz boyunca ilk kez gerçek manada hayata geçecek.
DÖRT:Cumhurbaþkanlýðý makamý ile baþbakanlýk makamý birleþtirilerek yetkili ve sorumlu yeni bir cumhurbaþkanlýðý statüsü oluþturulacak. Bu sayede vesayetin bekasý için daðýtýlmýþ “rejim bekçisi cumhurbaþkaný” ve “hükmedemeyen hükümet” rolleri son bulacak.
BEÞ:Koalisyonlar dönemi kapanacak. Seçim yapýldýðý halde ülkenin hükümetsiz kaldýðý, partiler arasý istikþafi görüþmelerin, pazarlýklarýn sürdüðü, yatýrýmcýlarýn kaçtýðý, terörün azdýðý ve göðümüzde leþ kargalarýnýn dolaþmaya baþladýðý dönemler tarih olacak. Seçim akþamý hükümeti kimin kuracaðý belli olacak.
ALTI:Güçlü vesayet – zayýf siyaset dönemi bitecek. Koalisyonlar tarih olacaðý için Güneþ Motel modeli vekil satýþýna çýkan ya da 367 rezilliðindeki gibi ANAP-DYP kalýntýlarýna iþ yaptýran vesayet odaklarý bir daha TBMM’ye musallat olamayacak.
YEDÝ: Kötü siyasetçi elenecek. Hükümeti kuran cumhurbaþkaný Türkiye toplumunun asgari yüzde 50 + 1 oyunu almýþ güçlü bir lider olacak. Aday olamayan, seçim kazanamayan ama delege marifetiyle partilere tebelleþ olan parti baþkanlarý artýk o pozisyonu koruyamayacak. Her parti kendi içinden yenilikçi, kucaklayýcý, çalýþkan, iddia sahibi isimler çýkarmak zorunda kalacak. Ýyiler kalacak, kötüler baþarýsýz siyasetçiler albümündeki yerini alacak.
SEKÝZ: Ýyi siyasetçilerin de iktidar dönemleri sýnýrlý olacak. En iyisi o olduðu için seçimde yüzde 50+1 oyu alýp cumhurbaþkaný olan kiþi bile en fazla 5 yýl iktidarda kalacak. Yeniden aday olur, halk da seçerse ömrü en fazla 10 yýl. En iyiler bile en fazla 5+5=10 yýl yönetimde kalacak. Bu sayede siyasete dinamizm gelecek, yeni liderler yetiþebilecek.
DOKUZ: Cumhurbaþkaný ilk kez denetlenecek ve yargýlanabilecek. Yürütmeyi, Meclis 1) Yasalar 2) Bütçe 3) Meclis araþtýrmasý-soruþturmasý 4) Yargý 5) Seçim baskýsýyla denetleyebilecek. Cumhurbaþkanýnýn partili olmasý ekstra bir denetim imkaný tanýyacak. Toplumun en geniþ sivil toplum yapýlarý olan partiler sayesinde cumhurbaþkanlarý tabandan ve teþkilattan gelen geri dönüþ sayesinde siyaseten daima denetim-gözetim altýnda olabilecek.
ON: Meclis güçlenecek. Yasa yapýmýnda milletvekilleri ilk kez tek belirleyici olacak. Cumhuriyet tarihi boyunca TBMM’den geçen yasalarýn yüzde 98’i hükümetin önerdiði ve çýkmasýný saðladýðý yasa tasarýlarý. Hükümet artýk Meclis içinden olmayacaðý için milletvekilleri –iktidar partisinden olsa bile- yasa yapýmý, bütçe denetimi gibi asli görevlerde tamamen kendi vicdani kanaatine göre hareket edecek.
ONBÝR: Türkiye’de her 143 bin asile 1 vekil düþerken AB’de bu sayý 54 bine 1. Nüfusu 80 milyon olan Almanya’da 667, 66 milyon olan Ýtalya’da 925 milletvekili var. Milletvekili sayýsý 550’den 600’e çýkarýlarak AB ortalamalarýna yaklaþýlacak. Temsilde adaleti saðlayacak diðer adým ise seçilme yaþýnýn 25’ten 18’e indirilmesi. Böylece bu yaþ aralýðýndaki 7 buçuk milyon genç temsil imkaný bulacak, çifte standart ortadan kalkacak ve gençlerin dinamizmi TBMM’ye yansýyacak.
ONÝKÝ: Sistemde bir kriz yaþanýrsa artýk halk hakem olacak. Yasama ve yürütme arasýnda sorun çýkarsa ya uzlaþacak ya karþýlýklý olarak seçime gidecekler. Geçmiþteki (1960, 1971, 1980, 28 Þubat 2007 gibi) krizlerde -her ne kadar krizler yapay olarak çýkartýlmýþ ise de- hep darbeciler ve vesayetçiler “kriz çözücü” olarak girdi devreye. Halk kriz çözücü-hakem olarak ilk kez 27 Nisan 2007’de rol almýþtý, AK Parti’nin siyaseten akletmesi ve cesaret etmesiyle. Þimdi bu durum kurumsallaþacak.