1428 yýl önce dün...

Siyah-beyaz, kadýn-erkek, zengin-yoksul, cahil-alim, dünyanýn dört yanýndan insanlar, adýný Hz. Havva ve Hz. Adem'in 'buluþma yeri' olmasýndan alan Arafat'ta bir aradaydýk.

'Vakfe' yaptýlar, yani ''durdular'...

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz" diyeni dinlediler.

Daha önce "Oku" emriyle getirdiklerini iþaret ederek uyardý: "Sakýn eski sapýklýklara dönmeyin."

Ve hatýrlattý;

"Birbirimizin boynunu vurmamayý;

Emanete ihanet etmemeyi;

Zulmetmemeyi, zulme de boyun eðmemeyi;

Kadýnlarýn haklarýný gözetmeyi, onlarýn Allah'ýn emaneti olduðunu;

Faizin kaldýrýldýðýný;

Müslümanlar'ýn kardeþ olduðunu;

Dahasý, Rabbimizin de, babamýzýn da bir olduðunu;

Adem'in çocuklarý olduðumuzu, onun da topraktan yaratýldýðýný;

Bu yüzden derisinin rengi açýk olanla koyu olanýn birbirine üstünlüðü olmadýðýný;

Kimseyi babasý veya oðlunun suçu yüzünden suçlamamayý..."

Ama;

4 ilkeyi özellikle vurguladý:

"- Allah'a ortak koþmayacaksýnýz.

- O'nun haram ve dokunulmaz kýldýðý caný, haksýz yere öldürmeyeceksiniz.

- Zina etmeyeceksiniz.

- Hýrsýzlýk yapmayacaksýnýz."

Sonra dinleyenlerden müthiþ bir þey daha istedi:

"Bu vasiyetimi, burada bulunmayanlara ulaþtýrýn. Olur ki, burada bulunan kimse bunlarý daha iyi anlayan birine ulaþtýrýr."

Bu sözler ve daha fazlasý, 1428 yýl önce, bir cuma günü, bir Kurban arefesi, bir devenin üzerinden 140 bin kiþiye söylendi.

Ve 'kendilerinden daha iyi anlayabilirler' diye yüzyýllardýr akýldan akýla aktarýldý.

Dün, 2 milyon 100 bin kiþi daha þahit' oldu. 

Ben de oradaydým.

Tek bir Allah'ýn kullarý ve topraktan bir babanýn oðullarý ve kýzlarý olarak; 

Birbirimizi sömürmeden, aþaðýlamadan, çalmadan, ýrzýna geçmeden, öldürmeden yaþayacaðýz.

Ýnsana, hayvana, bitkiye, canlýya cansýza kötülük etmeyeceðiz.

Kötülük edilmesine de boyun eðmeyeceðiz.

Yalnýz Allah'tan dileyecek ve ondan bekleyeceðiz; baþka kimseye el açmayacak, bekleyen gözlerle bakmayacaðýz.

Bunun için Allah'ýn 'Oku' ve Elçi'sinin 'dinleyin' dediklerini 'iyi anlamayý', anlamanýn getirdiði sorumluluk için de 'güçlü ve kararlý olmayý' diledim. 

***

Kalbiyle ettiði duanýn samimiyeti billur boncuklar halinde gözlerinden okunan genç kadýnlarý;

Kalan son takatiyle günahlarý, sevaplarý, piþmanlýk ve sevinçlerini yüzündeki çizgilere kazýlmýþ  olarak getiren nine ve dedeleri;

Gür sesli dualarýyla, giydikleri beyaz ihramlar gibi hayatlarýný pak ve temiz tutma sözü veren delikanlýlarý gördüm. 

Öyle bir samimiyet, teslimiyet ve güven var ki 'hal'lerinde, onlar adýna 'amin' derken hem gözleriniz dolar hem gülümsersiniz!..

Allah, hanemiz, ülkemiz, dünyamýz ve geleceðimiz için böylesi samimiyet, teslimiyet ve güvenle dua etmeyi nasip etsin.

Ben bu kadar anlayabildim; 

Belki siz daha iyi anlayabilirsiniz.

Zira ortaðý olmayan Allah'ýn elçisi Hazreti Muhammed, Veda Hutbesi'ni 1428 yýl önce dün söyledi.

Her þey her gün yeni baþlýyor.

Bayramýnýz mübarek olsun.