15 Temmuz: Milletin Diriliþi ve medya

15 Temmuz iþgal giriþiminin üzerinden tam 3 yýl geçti. Bu gazi millet iþgale bir kez daha geçit vermedi. O karanlýk geceyi Türk milleti hiç unutmayacak. Demokrasi uðruna topraða verilen canlar hep minnetle, rahmetle anýlacak. Tüm þehitlerimizin ruhu þad olsun, mekanlarý cennet olsun.

O gece medyanýn duruþu da tarihe geçti. Demokratik ve milli bir duruþ sergileyen medyamýz kritik bir misyonu baþarý ile yerine getirdi. O gece caný pahasýna olan-biteni aktarmak için gayret gösteren her habercinin çabasý takdire þayandýr. Onlar da o gecenin görünmeyen kahramanlarýndandý bence. O gece televizyon kanallarýnýn dayanýþmasý da eminim unutulmazlardan olacaktýr. Allah bir daha bu millete böyle bir þeyi yaþatmasýn.

15 Temmuz’un yýldönümünde haber kanallarýnýn bu hain giriþimin unutulmamasý adýna sabahýn erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar kesintisiz yayýn yapmasý da çok güzel oldu. FETÖ’nün bu ülkeyi iþgal giriþimini unutturmamak medyanýn temel görevlerinden olduðunu düþünüyorum.

28 Þubat medyasý gibi…

Gazeteci/yazar Mehmet Þevket Eygi 13 Temmuz’da vefat etti. Ýnandýðý gibi yaþadý. Öyle de öldü. Komünizm karþýtý çizgisini hayatý boyunca sürdürdü. Bu ideolojinin Ýslam’a zarar verdiðini söyledi, yazdý ve savundu.

Müslümanlarýn kentli olamamalarýný kendine dert edindi. ‘Kentli Müslümanlar’ için Avrupa’yý adres göstermekten çekinmedi. Bu yüzden çok sert eleþtirildi. Dönem dönem yalnýz kaldý ama vazgeçmedi düþüncesinden. O’na göre Müslüman kadýnlar ‘güzel’ giyinmiyordu, evleri de ‘estetik’ten uzaktý. Kendine has böyle ilginç düþünceleri olsa da Eygi önemli bir kalemdi. Komünizm karþýtlýðýndan dolayý bazýlarý bir dönem onun Özel Harp Dairesi adýna çalýþtýðýný bile iddia etti.

86 Yaþýnda Ýstanbul’da vefat eden Mehmet Þevket Eygi için Cumhuriyet ve Birgün gazetesi ‘gerici yazar öldü’ diye yazdýlar. Bu nefret dilini görünce 28 Þubat döneminin medyasý gözlerimin önüne geldi. O ürperten, ayrýþtýran nefret dilini bir kez daha hatýrladým. Bu dili, üslubu geride býraktýðýmýzý sanmýþtým ama maalesef yanýlmýþým.

Ne yani sizinle ayný fikirde olmayanlar gerici mi oluyor!

Görüþlerini beðenirsiniz ya da beðenmezsiniz. O baþka konu. Ama sizin gibi hayata bakmayanlarý bu þekilde kategorize ettiðinizde toplumsal ayrýþtýrmayý körüklersiniz.

SETA’nýn medya ile ilgili yayýnladýðý bir raporu ‘gazetecileri fiþlediði’ iddiasýyla kýyamet koparan Cumhuriyet ve Birgün gazetesinin yaptýðý tam da budur. Gazeteci/yazar Mehmet Þevket Eygi’nin görüþlerini beðenmeyebilirsiniz. Bu çok normal ve anlaþýlýr. Hatta ölüm haberini de yapmak zorunda deðilsiniz. Ama yaftalayýcý, ayrýþtýrýcý ve nefret dili ile ölüm haberini vermek olsa olsa GERÝCÝLÝK’tir.

Off the record

Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan, S-400 savunma sistemi gündemi ile pazar günü Ýstanbul’da televizyon ve gazetelerin genel yayýn yönetmenlerini Vahdettin Köþkü’nde aðýrladý. Gazetecilerin S-400 ile ilgili sorularýný yanýtladý. Bu toplantýda konuþulanlarýn bir kýsmý ‘off the record’ yani kayýt dýþýydý. Gazeteci olan herkes bunun ne anlama geldiðini bilir. Sosyal medyada bir meslektaþýmýn “basýn mensuplarýyla basýna kapalý toplantý olmaz” mealinde bir eleþtirisine rastladým. Kendisine tavsiyem ‘off the record’un anlamýna bir kez daha bakmasý. Ayrýca o toplantýda konuþulanlar akþam saat 18:00’de haber olarak verildi.

Yeri gelmiþken þunu da belirteyim: Ahmet Hakan’ýn Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn uçak davetine icabet etmesi son derece yerinde ve doðru bir karar olmuþtur. Bir gazeteci böyle bir daveti geri çeviremez/çevirmemeli.