15 Temmuz gecesi sabah erken saatlerine kadar tüm ailemle Atatürk Havaalanındaydım. Bahçelievler’de gelinimin kına gecesi vardı. Darbeyi haber aldığımızda yaşlıları bir arkadaşımın evine koyup kalanı ile havaalanına kadar yürüdük. Yaşadığımız ve gördüğüm şey gerçekten özeldi. İnsanların bir ihanete karşı bir sel gibi akışı hala gözlerimin önünde. Hale havaalanında üzerimizden uçan, kulakları sağır edecek gibi ses çıkaran, her an üzerinize bomba bırakacak gibi alçalan savaş uçakları anılarımda taptaze. Kalabalığın direnci, uçakların alçalışına karşı tekbirleri, Erdoğan’ın bulunduğunu düşündükleri alana göre hareketleri de hafızamda capcanlı.
Darbe girişiminden iki gün sonra olacak oğlumun düğününü ertelemek zorunda kaldık. Çünkü dayımın oğlu Cuma Dağ Ankara’da Külliyeye yürürken şehit oldu. Kamuoyu onu “başının yarısı olmayan şehit” olarak bildi. Hem ülkenin hali bir düğüne izin vermedi hem de aile ocağımıza da acı düştü. Taziyedeki annemin, dayımın, yengemin yaşlı gözleri unutulur gibi değil.
15 Temmuz’da gece sokaklara çıkanlar, tankların önüne yatanlar, mermilerin üzerine yürüyenlerin, uçakların alçalışına tekbir çekenlerin çok azı dışında tanınmışlığı yoktu. Gündelik hayat açısından, insanlar arasında bilinmek açısından sıradan insanlardı. Darbeye dur demede saflarda esas rolü oynayanlar makam, mevki, protokol sıralaması ile saflarda bulunmamışlardı. O gün değerler yeniden kurulmuştu. Başka bir hiyerarşi işledi.
O gece silahlı bir darbeci topluluğu gündelik düzen açısından sıradan ama gün kurulan değerler hiyerarşisi açısından özel insanlar durdurmuştu. İnsanların üzerine bomba atan, tankla atış yapan, tankla ezip geçen, kurşun yağdıran gözü dönmüş katil sürüsünü bu sıradan insanlar durdurmuştu. Hem de insanlık tarihinde benzerine az rastlanılır bir tarzda durdurmuşlardı. Tankın altına yatarak, kurşunların üzerine yürüyerek, tankları teslim alarak, sokaklarda kalarak durdurmuşlardı. Bazen 15 Temmuz gecesi videolarını izlerken buluyorum kendimi. Her seferinde özel bir şey seyrettiğimi düşünüyorum. Özet değerlendirmem şöyle: Gündelik hayatta rütbesi olmayan kişilerin büyük kahramanlığı.
O günlerde sokaklarda yürürken tanımadığım insanlara daha kibar ve özenli davranmaya başladığımı fark ettim. “Ya bu kişi 15 Temmuz gecesi ön saflarda yürüyen cesur bir insansa?” diye düşünüyordum. Çünkü o günün itibarını sağlatan şey insanların dış görünüşlerinden anlaşılmıyordu.
15 Temmuz sonuçları açısından da oldukça önemli bir tarih oldu. Bu toprakların Batılı güçlerin kontrolüne girmesi engellenmiş oldu. Türkiye’yi sapkın bir adamın gözü dönmüş grubunun kontrol etmesine dur denildi. Darbe yapmanın kolay bir şey olmadığı gösterilmiş oldu. Darbe yapmaya yeltenecek her güç on binlerce insanı öldürmek ve yönetemeyeceği iç savaşı göze almak durumunda. Artık bu toprakların ana damarını oluşturanların da gerektiğinde sokaklarda olabileceğini biliyoruz.