15 Temmuz ve Dindar Demokrasi!

Evrensellik bugün bir bakýma maddi bir gerçektir. Demokrasinin amacý, bu gerçeði hepimiz için paylaþýlabilir, varoluþsal bir deðere dönüþtürmek olmuþtur. Evrensel boyutta iletiþimsel bir türe dönüþen insanoðlu, bu haliyle iletiþimi, içinde her birey ve topluluðun, farklý ve aykýrý ihtiyaçlarýnýn karþýlanabileceði bir küresel zeminin oluþturulmasýný hem mümkün hem de zorunlu kýlmaktadýr. Küresel köy, küresel inançlar cumhuriyetine dönüþmek zorundadýr.

Bu salt ahlaki bir önerme ya da reçete deðildir. Küresel bir oluþuma imkan veren kaynaklar, yeni bir siyasi varoluþ biçimini de prensip olarak mümkün ve olanaklý kýlmýþtýr. Söz konusu küresel kaynak ve imkanlarý Kapitalizme borçlu olduðumuzu bir an bile unutmadan, kapitalizme giydirilmiþ en uygar siyasi temsilin demokrasi olduðu gerçeðine pekala inanç sistemleri de adapte olabilir, oluyor da.

Avrupa muhafazakarlýðýnýn Hýristiyan Demokratlar adýyla bu kaynak ve imkanlara kýsmen de olsa uyum saðladýðýný biliyoruz. Bunu söylerken elbette Avrupa’nýn kendine özgü tarihselliðini göz ardý etmiyorum. Ayný tarihsel bilinç ve biliþin Amerikaya da taþýndýðý ve o deneyimlerin kolaylaþtýrýcý etkisiyle inanç ve demokrasi ikiliðine oturan o yaman çeliþkiyi, ne bedeller ödeyerek çözdüklerini bugün yeniden keþfetmiþ deðilim.

Ama eðer sýrtýmýzý bu büyük tarihsel dönüþüme dönersek, korkarým Türkiye’ye özgü bir demokrasinin yeniden inþasý için elimizde hiçbir maddi zeminin kalmamasý tehlikesiyle baþ baþa kalabiliriz. Herkes maddi ve manevi bakýmdan yeterli araçlarla donatýlmýþ olarak siyasal eyleme dahil olabildiðinde, müdahil olunan iklimin inanç temeli, çeliþkilerin, tartýþmalarýn, farklýlýklarýn ve itirazlarýn,’’ birleþtirici duyarlýlýðý’’ ya da daha önemlisi, toplumsal mutabakatýn ‘’çimentosu’’ olabilir.

Eðer siyasal temsil rejimini, ekonomik temel olarak kapitalizm üstüne  bina etmiþsek, serbest piyasanýn kurallarý ve uluslararasý rekabetin canlý dinamikleri, kendiliðinden demokrasinin bir tür garantörü konumunu üstlenirler. Böylesi bir durumda görüþlerini dillendirme ve kamuoyuna duyurma þansýna sahip bir çok aktör olacaktýr. Bu da sözkonusu koronun, sükunet yerine, mütemadiyen çok sesli þarkýlar söylemesine neden olacaktýr. Eþyanýn doðasýna uygun olan da  budur.

Tanklar, uçaklar ve helikopterlerin dehþet saçan saldýrganlýðýna karþý, bir halk, hiç tereddüt etmeden ve baþlangýç olarak hiçbir uyarýcý çaðrýnýn gelmesini beklemeden sokaða dökülüyorsa, nesnel, hakiki ve hakikat manasýnda bunu sadece yaþam tarzý için yapyordur. Burada kim ne derse desin bir yaþam tarzý içselleþtirilmiþtir ve bunun adý sivil halk egemenliðidir.

Sivil halkýn devlet içinde örgütlenmiþ ve devletin gücünü kullanan saldýrganlara karþý koruduðu, iradesiyle þekillendirdiði kendi milli egemenliðidir. Halk eylemliliðinin bu yüzü bile bu olguyu demokrasi mertebesine çýkarýr. Bütün halkýn iþtirak ettiði bir eylemden daha demokratik bir davranýþ biçimi olabilir mi? Esasen demokrasinin bütün kural ve kurumlarý halkýn ortak hareketini saðlamak amacýyla icat edilmemiþ mi? Bütün farklýlýklarýna raðmen halkta ortak ve birleþtirici duyarlýlýklar yaratan her eylemlilik demokratiktir, demokratçadýr.

Eðer bir halk, inançlarýndan aldýðý yüksek motivasyonla demokrasi dýþý darbeci devirmecilere karþý kamusal alanýn sivil hayatýný koruyorsa, o halk kendine özgü bir demokrasi de inþa edebilir ve bu demokrasi diðer evrensellikler gibi evrensel insanlýk ailesinin yanýnda saygýn yerini pekala alabilir. Burada kayda deðer olan tek þey, bu akýþkan halk hareketine doðru prespektifler vererek, özü olan dindar demokrasi ile bütünleþmesini saðlamaktýr.

Evrensellik sadece batýya dair bir fikriyat deðildir. Ünlü Rus romancý Þolohov’un da dediði gibi ‘’evrensellik; herkesin kendi köklerinden bir þeyler taþýdýðý özgünlüklerle oluþan büyük insani deðerler havuzudur’’.Burada önemli olan ötekini taklit etmek deðil, Kendi köklerinden özgün bir þeyler yaratýp onu insanlýk alemine armaðan etmektir.