15 Temmuz’dan Afrin’e TSK’da ne deðiþti?

15 Temmuz hain darbe giriþiminden sonra TSK içindeki FETÖ mensubu general, subay, astsubay kadrolarýnda büyük çapta tasfiyeler oldu. Buna paralel ABD’nin Suriye’deki PKK’ya 5 bin týr, 2 bin kargo uçaðý ile silah vermesi, müttefikliðe sýðmadýðý gibi adeta “Türkiye’nin silahlý kuvvetleri bir zaaf içerisinde, bölgede bir karþýlýk veremezler” meydan okumasýydý... 

15 Temmuz’dan sonra içeride ve dýþarýda ama açýktan ama ima ile þunu diyenler çýktý: 

“FETÖ temizliði, TSK bünyesinde büyük bir zaaf oluþturdu. Ordu bünyesi zayýfladý. Türk ordusu artýk kýrýk dökük bir güç ve düzelmesi 30 yýlý bulur. FETÖ tasfiyelerinden TSK’nýn operasyonel gücü ve kabiliyetleri çok olumsuz etkilenecek. TSK, bünyesindeki zafiyetleri onarmaya odaklanmýþken, bir yandan da kurumsal kimliði ile ilgili tartýþmalarýn içine yuvarlanacak.” 

Bu karalama, yýpratma saldýrýsý, temelde TSK aleyhinde yürütülen bir algý operasyonuydu. 

Ýþte Fýrat Kalkaný ve Afrin harekâtlarý bu algý operasyonuna verilmiþ en güzel cevaptýr. 

Zaaflardan kurtulduðumuzu ve ordumuzun gücünü göstermenin tek yolu sahadaki askerî zaferlerimizdi. 

Allah milletimize yardým etti. 15 Temmuz'da uyanan Çanakkale ruhu, milli feraset ve milli þuur, vatanseverlikle harmanlanarak devreye girdi. Asker evlatlarýnýn arkasýnda kenetlenen aziz milletimiz öylesine bir destek verdi ki, Kürt kardeþlerimizi kýþkýrtan HDP’li provokatörlerin ve müstevlilerin “savaþa hayýr” aktörlerinin bozguncu hamleleri, fýsýltýya bile dönüþemedi. 

Allah ordumuza yardým etti. Harekâtlarda tamamen yerli imkânlarla üretilen milli silah, füze ve mühimmatlar kullanýlýyor. Fýrtýna Obüsleri'nden akýllý bombalara, Lazer Güdümlü Kitler'den Sýnýr Güvenlik Sistemi'ne ve yerli ÝHA ile SÝHA'lara kadar harekâtýn milli harp imkânlarý askerimizi zafere taþýyor. 

Baþkomutan Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn baþkanlýðýndaki gönüllere huzur ve güven veren koordinasyonu da görmeliyiz. 

Eskisi gibi olsaydý vesayetin cuntacý zihniyeti hortlar, laiklik üzerinden tahrikler baþlar, “asker ikinci planda” tezviratlarý boca edilirdi. Öyle olmadý, olamazdý. Ýþte asker, olmasý gereken yerde kýþla dýþýnda, cephede en zor þartlarda kahramanlýk destanlarý ile ön planda… 

Üç gün önce medyada þu haber vardý: 

“Cumhurbaþkaný Erdoðan, Cumhurbaþkanlýðý Külliyesinde Devlet Bilgi Koordinasyon Merkezi'ne geçerek video konferans aracýlýðýyla harekâtýn durumu hakkýnda yetkililerden bilgi aldý. Ýlk olarak harekâtýn sevk ve idaresinden sorumlu olan 2. Ordu Komutanlýðýnýn Hatay'daki Harekât Merkezi'ne baðlanan Erdoðan, Afrin'e yönelik operasyonla ilgili son bilgileri 2. Ordu Komutaný Korgeneral Ýsmail Metin Temel'den aldý. Erdoðan daha sonra Genelkurmay Baþkanlýðý Harekât Merkezi ve Kara Kuvvetleri Harekât Merkezi'nde görevlerinin baþýnda olan generallerle konuþtu. Ardýndan Hatay, Þanlýurfa, Kilis ve Gaziantep Valileri ile kurulan canlý baðlantýlarla Erdoðan, söz konusu kentlerdeki durum hakkýnda bilgi aldý.” 

Milletimizin hasret kaldýðý sahneler bunlar. Demokrasinin gereði asker sivil iradenin emrinde, karþýlýklý saygý, sevgi çerçevesinde herkes kendi görevini en iyi þekilde yapýyor... 

FETÖ ihanetinin getirdiði zaaflarý, ordumuz þanlý mazisine yakýþan bir kurumsal kimlik ile zaferlerin eþliðinde gideriyor. 

Seçilmiþ Cumhurbaþkaný’nýn dirayetinde, karþýlýklý güven ile sivil-asker iliþkileri bir bilek güreþi olmaktan çýkýyor. 

Artýk askerler sivillerin yetersizliðinden dem vurup üzerlerine vazife olmayan iþlerle meþgul olmayacak. 

Siviller de askerin uzmanlýðýna hürmet edecek, mili savunma sanayi için bilim ve teknolojiden en iyi þekilde yararlanýlmasý konusunda, bir dediklerini iki etmeyecektir. 

Þu cephede komutanlarýyla birlikte namaz kýlan Mehmetçikler var ya, hislerimizin çoðunu da onlar hal dilleri ile anlatýyor...