15 Temmuz’dan önce

15 Temmuz 2016 iþgal giriþiminden önce de çok þey oldu aslýnda. Her biri niyeti, hedefi ve þiddetiyle 15 Temmuz kadar netti. 2012’den baþlatabiliriz tarihi ama ben yine de bir yýl öncesini iþaretliyorum. 

Tam bir yýl öncesi, 15 Temmuz 2015 günü çözüm sürecini bitirerek hendek terörünü baþlattý çünkü PKK terör örgütü. KCK eþ baþkaný Bese Hozat “devrimci halk savaþý” diyordu buna. 

Þehirleri ateþe verdiler. Kürtlerin evlerini baþlarýna yýktýlar, çocuklarýný canlý bomba yapýp sokaklarý tuzaklarla doldurdular. 

Ayný kaptan beslenip ayný iþe koþulduklarý açýk olan PKK, FETÖ, DHKPC, DEAÞ gibi terör örgütleri, devlet içine konuþlanmýþ Fetullahçý teröristlerin oluþturduðu zafiyetle ülkeyi kana boyadý. Neredeyse her hafta bomba patladý bir yerlerde. 

Dayanýlmaz bir acýyla sýnandýk. Zorlandýk da. Ama þükür “bunalýp daralalým, birbirimize düþelim” diye uðraþanlara fýrsat vermedik. 

***

Tüm bu süreçte uluslararasý alanda ve televizyon ekranlarýnda da vardý benzer kýyýcý bir saldýrý. 

Bazý siyasetçiler, bazý gazeteciler ve kamuoyu önündeki kimi isimler terör örgütlerini lanetlemek yerine onlara karþý anlayýþ geliþtiriyordu. 

Cinayetlere gerekçe üretiyor ve suçu teröristlerde deðil hükümette, Cumhurbaþkaný Erdoðan’da arýyordu

15 Temmuz öncesi terör örgütleri bombalý saldýrýlarla, el yapýmý patlayýcýlarla insan öldürürken bir yandan da eþgüdümlü olarak dýþ destekli kalkýþmalar, operasyonlar kurgulanýyordu. 

Tema bazen aðaç oluyordu, bazen yolsuzluk, bazen özgürlük... 

Ama hedef deðiþmiyordu. Türkiye açýkça kaosa, iç savaþa sürüklenmek, tökezletilmek, belli ki ufalanmak isteniyordu. 

***

Bu süreçte belki de en zoruydu sivili teröristten, terör destekçisini vicdan ve adalet savunucusundan ayýrt etmek. 

PKK’yý ve destekçilerini, FETÖ’yü ve destekçilerini, DHKPC ve DEAÞ ile destekçilerini birleþtiren þey tekti. Erdoðan düþmanlýðý. 

Erdoðan düþerse Türkiye düþer” tezi iþletiliyordu ve Erdoðansýz AK Parti de denendi, AK Partisiz Erdoðan da. O yüzden Erdoðan’ý savunmak Türkiye’yi savunmak demekti. 

Ama Erdoðan’ý eleþtirmek hakkýmýz derken siyaset üstü mevzularda Türkiye’nin deðil düþmanlarýnýn ajandasýna çalýþan da çoktu. Gaflet dalalet yahut ihanet içinde olduklarý anlaþýlýyordu. 

Asýl dayanýlmaz olaný ise teröristlerin, terör savunucularýnýn ifade özgürlüðünü askerlerin, polislerin, sivillerin canýndan üstün tutmalarýydý

Onlarýn vücut bütünlüðünü koruyarak yaþama hakkýný önemsemiyorlardý! 

Bunu bile savunmak zorunda kalmak karþý karþýya kaldýðýmýz tehlikenin büyüklüðü bakýmýndan çok üzücü ve ürkütücüydü. 

***

Bakanlýðý döneminde Fatma Betül Sayan Kaya ve beraberindeki heyetle birlikte Þýrnak’ta 23. Sýnýr Tümen Komutanlýðýný ziyarete gittiðimizde Tümgeneral Aydoðan Aydýn ile aramýzda geçen diyalog hala çok etkiler beni. 

Aydoðan Paþa Þýrnak kýrsalýnda yürüttükleri mücadeleyi harita üzerinden anlatýp detaylý bilgi verdi bize. Ayrýlýrken teþekkür ettim kendisine, özellikle de teröre karþý can pahasýna verdikleri büyük mücadele için, vatan savunmasý için dualarýmý ve þükranlarýmý ilettim

O da bana teþekkür etti! “Siz de bizi savunuyorsunuz yazýlarýnýzda, televizyonlarda, biz de size teþekkür borçluyuz” diyerek… 

Bu söz özellikle, Tümgeneral Aydoðan Aydýn, 2017’de, PKK’nýn belinin kýrýldýðý Kato operasyonu baþýnda on iki silah arkadaþýyla beraber bir helikopter kazasýnda þehit olduðunda daha çok etkilemeye baþladý beni. 

Onun ve terörle mücadelede yitirdiðimiz, bize bu topraklarý yeniden vatan kýlan tüm þehitlerimizin, 15 Temmuz gecesi Ýstanbul ve Ankara asfaltlarýna düþen aziz kardeþlerimizin ruhlarý þad olsun.