15 Temmuz’u aydýnlatacak esrarengiz kitapçýða ne oldu?

Eskiler, “hafýza-i beþer” derlerdi... Nisyan ile malûlmüþ... Ýnsanoðluymuþ çünkü... Unuturmuþ... 

Unutmuyoruz. 

Ýnadýna hatýrlýyoruz ve hatýrlamaya, hatýrlatmaya, gelecek kuþaklara aktarmaya devam edeceðiz. 

Tavzihe muhtaç iki husus var... Geçen yýl da yazmýþtým. 

Birincisi, darbe baþarýlý olsaydý Baþbakanlýða kim getirilecekti? 

Ýkincisi, Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “gördüm” dediði kitapçýk... Bu kitapçýkta, 15 Temmuz darbesinin Cumhurbaþkaný ve Baþbakanýnýn ismi yazýyormuþ. 

Birincisiyle ilgili düþüncelerimi o zaman da ifade etmiþtim: Darbe baþarýlý olsaydý, Baþbakanlýða Kemal Kýlýçdaroðlu getirilecekti. 

Þaþýrmayýn... 

Ýktidar umudunu darbelere baðlamýþ bir partinin genel baþkanýndan söz ediyoruz. 

Seleflerinden bazýlarý bu yolu izlemiþti 

Ýsmet Paþa (“Þartlar olgunlaþýrsa darbe meþru haktýr” fetvasýnýn sahibi Ýsmet Paþa), serbest seçimlerle kaybettiði Baþbakanlýk koltuðunu, ancak 27 Mayýs darbesinin saðladýðý steril (!) siyaset ortamýnda elde edebilmiþti. 

Baykal, yýllarca, býkmadan usanmadan bu yolu zorlamýþtý. 

15 Temmuz’da “Fetullahçý çete” galip gelseydi, geçici bir “Devlet Baþkaný” atanacaktý: Kenan Evren modeli...  

Bu isim Akýn Öztürk mü olurdu, Mehmet Partigöç mü olurdu, Adil Öksüz ya da muadili bir “Ýmam” mý olurdu, bilemiyorum. FETÖ hiyerarþisinin kimi öne çýkaracaðýný bilemezsiniz. Ýlkokul mezunu bir marangozu “HSYK imamlýðýna” atayan ve bu garabeti Taha Akyol gibi þiþme liberallere “hukukun üstünlüðü” diye alkýþlatan zihniyet, sýralamada ismi dahi anýlmayan sümüklü bir maklubeciyi pekâlâ “Devlet Baþkaný” olarak atayabilirdi. 

Ýktidar umudunu darbelere baðlamýþ bazý arkadaþlara da alkýþlamak düþerdi. Yapmadýklarý þey deðil... 

Mehmet Partigöç, Akýn Öztürk, ya da her kimse, “Devlet Baþkanlýðý”yla taltif edilecek kiþiye de, doðal olarak, Baþbakan atama hakký verilirdi. 

Bu Baþbakan da, bence, Kýlýçdaroðlu olurdu. 

Kitapçýk meselesine gelince... 

Kýlýçdaroðlu, darbe giriþiminden birkaç ay sonra, gazetecilerle bir araya gelmiþ, “Bir kitapçýk var... Ýçinde 15 Temmuz darbesinin Cumhurbaþkaný ve Baþbakanýnýn isimleri yazýyor” demiþti. 

Bu konu, gazeteciler tarafýndan “uyumaya” býrakýldý. 

Üzerinden neredeyse iki yýl geçti, kimse çýkýp “Kemal Bey, o kitapçýða ne oldu?” diye sormuyor. 

Hazýr konu açýlmýþken biz soralým. 

15 Temmuz darbesini aydýnlatacak o “esrarengiz kitapçýða” ne oldu? 

Kemal Bey, “Gördüm” demiþti. 

Nerede, kimin elinde gördü? Kitapçýkta ayrýca hangi bilgiler yer alýyordu? Kendisi o bilgileri okudu mu? 

Kendisi okumadýysa ve nakil üzerine aktarýyorsa, bu bilgilere aracýlýk eden kimdi? 

Kitapçýk, 17/25 Aralýk sürecinde olduðu gibi, elden birileri tarafýndan mý getirilip CHP genel merkezine teslim edildi, postayla mý gönderildi? CHP genel merkezine gelenler, “kaset ulaklarý gibi”, maskeli miydiler? 

Kaç yýldýr haber alýnamadýðýna göre, kitapçýða ne oldu? Çalýndý mý? Çalýndýysa, nereden çalýndý? CHP genel merkezinden mi, Kemal Bey’in evinden mi? 

Kemal Bey, kitapçýk iddiasýndan sonra, herhalde yine maskeli adamlar tarafýndan servis edilmiþ baþka (“taze”) bilgiler de sunmuþtu... AK Parti’de ByLock kullanan 4 bakan ve 120 ile 180 arasýnda milletvekili bulunduðunu söylemiþti. 

Hadi esrarengiz kitapçýðý kaybetti diyelim... Ya da çaldýrdý... 

ByLock kullanýcýsý bakanlar ve milletvekilleri kimlerdi? 

Kemal Bey bu isimleri açýklamak için neyi bekliyor? Muharrem Ýnce tarafýndan devrilmeyi mi? 

Unutmuyoruz gördüðünüz gibi... 

Unutmayacaðýz ve hem 15 Temmuz giriþimcilerinin, hem de onlara “yancýlýk” yapan siyasetçilerin peþinde olacaðýz!