15 Temmuz’un siyasi ayaðý ve CHP’nin tercihi

15 Temmuz’da maruz kaldýðýmýz saldýrý Cumhurbaþkaný Erdoðan’a ya da AK Parti’ye deðil Türkiye’ye yönelik bir saldýrýydý. Ýþgalci teröristlere devlet ve millet birlikte karþý koydu.

Ancak CHP’nin 15 Temmuz’dan kýsa süre sonra terörist baþý Gülen’in  “tiyatro”, “kontrollü darbe” iftirasýný sahiplenmesi ve dýþarýdaki FETÖ artýklarýyla koordineli biçimde bunu tekrar etmesi 15 Temmuz gerçeðini parçalamaya yönelik yeni bir saldýrý olarak kayýtlara geçmeli.

Kýlýçdaroðlu’nun terörle mücadele için getirilen OHAL uygulamasýný “darbe” olarak tanýmlamasý; aksaklýklarýn düzeltilmesine katký vermek yerine “Türkiye’de adalet yok” teziyle yürümesi; FETÖ-PKK baðlantýsý nedeniyle yargýlananlarýn salýverilmesini istemesi; devlet, FETÖ’den temizlenmeye çalýþýlýrken yürütülen 15 Temmuz-FETÖ davalarýna sahip çýkmamasý, bilakis yargýlananlarýn sözcülüðüne soyunmasý FETÖ saldýrýsýnýn siyasi ayaðýný oluþturuyor.

Türkiye’nin her yerinde devam eden ve sayýlarý binleri bulan 15 Temmuz-FETÖ davalarýna bir tek milletvekili dahi göndermemesi, zihinlerde, özellikle rapor yazarak Türkiye’yi mahkum etmeye çalýþan uluslararasý kuruluþlarda “15 Temmuz Türkiye’ye deðil, Erdoðan’a, AK Parti’ye yönelikti,ülkenin ana muhalefeti bile sahiplenmiyor, bu mücadele AK Parti ile FETÖ arasýnda” algýsýna sebep oluyor.

Bununbir ihmal deðil CHP’nin tercihi olduðunu, siyasi varlýðýný 15 Temmuz iþgal giriþimini karikatürleþtirmeye, CIA kontrolündeki terör örgütlerini korumaya kalktýðýný kayýtlara geçirelim

Burada MHP’ye sorulmasý gereken bir soru da var elbette.

15 Temmuz gecesi muhalefet partileri arasýnda ilk ve güçlü direniþ açýklamasýný yapan genel baþkan Sayýn Devlet Bahçeli oldu. O gece þehir meydanlarýný dolduran ve üniformalý teröristlere direnen kitlenin önemli bir parçasýný da MHP’liler oluþturuyordu. Sonrasýnda da önemli bir liderlik yaptý Bahçeli. Türkiye’ye güç verdi. Lakin FETÖ ile mücadelenin önemli bir ayaðý olan 15 Temmuz-FETÖ davalarýna MHP’li milletvekilleri neden müdahil deðildir? Teröre ve Türkiye’nin bekasýna bakýþý net olan MHP, þehit yakýnlarý ve gazilerle birlikte o salonlarda neden yerini almaz?

MHP’nin 15 Temmuz davalarýna katýlmamasýnýn FETÖ tezlerini doðrulayan bir sonucu da olmakta ne yazýk ki. Görülmeli ki bu sakýnýmlý tutum, FETÖ’nün dillendirdiði, CHP’nin tekrar ettiði “15 Temmuz tiyatrodur, Erdoðan’ýn meselesidir” tezine hizmet etmekte ve MHP’nin FETÖ’ye karþý duruþuyla çeliþkili görünmekte.

CHP’nin siyasi tercihine dönersek… CHP 80 milyonun þahitliðinde, 249 vatanseverin þehitliðinde ve iki binden fazla gazinin parçalanan vücudunun gerçekliðinde geri çevrilebilmiþ apaçýk bir darbe-iþgal giriþimini hafife alýp alay ederek büyük hata yapýyor.

O geceyi sokaklarda bilfiil direnerek yahut televizyonlarý baþýnda dualarla geçiren, þehidinin ya da kolunun bacaðýnýn yokluðuna alýþmaya çalýþan, acýsýný halen hisseden insanlara “yaþadýðýn yalan” demek bir siyasi parti için feci bir ölümdür.

Üstelik bunu Kýlýçdaroðlu genel baþkan olana ve FETÖ ile irtibatlý isimler partiye girene kadar siyasi tutumunu Gülen karþýtlýðý olarak açýklayan bir partinin yapmasý, bir yönüyle bilinç kaybý, bir yönüyle partiyi ele geçirenin kimliðini açýk etmek deðilse nedir.

Fetullahçý Terör Örgütü’nün bir yapýyý ele geçirme strateji ve taktikleri artýk kimse için sýr deðil. Siyasi partilerin hem geriye dönük hem hali hazýrda kendilerini ciddi bir kontrolden geçirmesi ve FETÖ illetinden kurtulmanýn yoluna bakmasý Türkiye’ye karþý bir sorumluluktur.

AK Partibunu 2010 sonrasýnda geliþen dikkatiyle ama özellikle 2012 sonrasýnda titizlikle yaptý. MHP’den kopan parçalar, FETÖ temizliði dýþýnda deðildi. HDP iþbirliðinin Oslo görüþmeleri dönemine gittiði ya da varoluþsal bir birliktelik olduðu þimdi daha net.

CHPise 2012’den yani FETÖ kalkýþmalarýnýn baþlama tarihinden itibaren FETÖ ile paralel bir söylem-eylem siyasetine baþlýyor. Bu, ahlaken, hukuken ve siyaseten sorundur. FETÖ’nün CHP’deki varlýðý ve etkisinin de göstergesi sayýlýr.