Bu hafta, Çalýþma Bakaný Faruk Çelik baþkanlýðýnda toplanacak Kamu Personel Danýþma Kurulu’nda akademisyenlerin maaþlarýna zam konusunun tekrar görüþüleceðini biliyoruz. Bazý okuyucularým, bu vesileyle konuyu tekrar gündeme getirmemi istediler.
Açýkçasý, akademik zam meselesini benim de içinde bulunduðum belli bir meslek grubunun maðduriyetlerinin giderilmesi meselesi olarak görmüyorum. Hatta akademik yeterlilikleri yüksek bir kiþinin isterse üniversitede veya baþka kurumda zaten iyi para kazanabileceðini biliyorum. Ancak aþaðýda da deðineceðim üzere, bir kiþinin para kazanmasý ile bir kiþinin ideallerinin peþinde koþup vaktini nitelikli bir þekilde eðitim, araþtýrma ve geliþtirmeye ayýrmasý farklý þeyler.
Konu, her yönüyle büyüyen ve güçlenen bir Türkiye’nin hem toplumsal taleplerine daha iyi cevap üretebilmesi hem de uluslararasý rekabet edebilirliðini artýrabilmesi için güçlü bir akademiye sahip olmasýnýn zorunluluðuyla ilgili. Zayýf bir akademiyle Türkiye’nin 2023 AR-GE, inovasyon ve sanayi hedeflerine ulaþmasýnýn mümkün olmadýðýný düþünüyorum.
17 Aralýk
Konunun önemini tekrar etmeye gerek yok. Baþta YÖK Baþkaný Gökhan Çetinsaya ve Memur-Sen Genel Baþkaný Ahmet Gündoðdu olmak üzere ilgili muhataplar konuyu defalarca gündeme taþýdýlar. Üniversitelerarasý Kurul ile SETA ve ÖÐEDER gibi kuruluþlar da bu konularda raporlar hazýrladýlar ve etkinlikler düzenlediler. memurlar.net gibi popüler siteler de konuyu gündemde tuttu. Hükümet de her zaman pozitif mesajlar verdi.
Bütün süreç boyunca Çetinsaya, Gündoðdu ve Faruk Çelik uyumlu çalýþtýlar, konuyu Baþbakan Erdoðan’a arz etmeye hazýr hale getirdiler. Hatta geçen Aralýk ayýnda görüþme gerçekleþecekti.
Sonra bu çalýþmalar birden durdu ve beklenen görüþme gerçekleþmedi. Çünkü 17 Aralýk operasyonlarý oldu.
17 Aralýk sonrasý malum...
Türkiye büyük bir darbe teþebbüsü atlattý. Baþbakan Erdoðan da bütün mesaisini sesi kýsýlýncaya kadar bu darbeyle mücadeleye ayýrdý.
Ýþte böyle bir siyasi iklimde, akademik zam konusunu ilgili muhataplarýn gündeme getirmesi, haliyle mümkün olmadý. Þýk da olmazdý iþin doðrusu.
Ancak þimdi yerel seçim sonrasý güven tazeleyen Hükümetten akademisyenlerin en büyük beklentisi, akademik zammýn daha fazla geciktirilmemesi.
Peformans deðil zam istiyoruz
Yerel seçim öncesi Maliye Bakaný Mehmet Þimþek’in akademisyenlere yönelik zam konusunda seçim sonrasýna iþaret etmesi, beklentileri artýrdý. Þimþek, araþtýrma görevlisi ve öðretim görevlilerine iyi bir zam yapýlacaðýný; öðretim üyelerine (yardýmcý doçent, doçent ve profesör) ise performans sistemine göre bir iyileþtirme yapýlacaðýný söylemiþti.
Araþtýrma görevlisi ve öðretim görevlilerine iyi bir zam yapýlmasý, onlarýn motivasyonunu artýracak ve bilimsel çalýþmalarýna daha rahat odaklanmalarýna yardýmcý olacaktýr. Üstelik böyle bir zam, bundan sonra üniversitelere daha çok sayýda ve nitelikli gençleri çekecektir.
Öðretim üyelerine performans sistemine göre maaþ verilmesine gelince, bunun oldukça sorunlu yanlarý olduðunu düþünüyorum. Bu öneri, öðretim üyelerinin genelde zaten fazla çalýþmadýðý ve daha çok maaþ için öðretim üyelerinin daha çok çalýþmasý gerektiði varsayýmýna dayanýyor. Bu yanlýþ varsayým, meseleyi basitçe para kazanma meselesi olarak gören salt bir maliyeci bakýþ açýsýndan besleniyor.
Bu bakýþ açýsý, üniversitelere iliþkin sorunu görmekten uzak. Zira hocalar zaten isterlerse daha çok “performans” göstererek para kazanýyorlar. Örneðin, daha çok derse (birinci/ikinci öðretim, tezsiz yüksek lisans, uzaktan eðitim vs.) girip daha çok para kazanýyorlar.
Oysa sorun, hocalarýn daha çok para kazanmak adýna “performans”a mecbur býrakýlmasý ve böylece nitelikli eðitim ve bilimsel araþtýrmaya vaktinin kalmamasý. Sorun, para kazanmama deðil, nitelikli bilimsel faaliyet yapýlmamasý.
Kamu Personel Danýþma Kurulu’nda sorunlarýn ve çözümlerin doðru tespit edilmesi ve akademisyenlerin hak ettiði zammý almalarý dileðiyle...