17/25 Aralýk kumpasý, bizzat Amerika tarafýndan kurgulandý ve sahneye konuldu.
Bu iþ için de kendilerine “Hizmet hareketi” adýný veren casusluk þebekesi kullanýldý.
Ýlk seri gözaltýlar, matbuatýn bir bölümü tarafýndan, “yolsuzluk operasyonu” diye lanse edilmiþti.
Bunun, “yolsuzluk” susturuculu bir darbe giriþimi olduðunu matbuat biliyordu, CHP biliyordu, CIA ve Pentagon’un hizmetine koþulmuþ sümüklü müntesipler biliyordu, Amerikan Büyükelçisi Ricciardone biliyordu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan, daha ilk saniyeden biliyordu, yasa dýþý dinlemeleri iþaretle bunun bir “yolsuzluk operasyonu” olmadýðýný, hükümeti devirmeye yönelik bir yargý giriþimi olduðunu söylüyordu ama dinletemiyordu. Dava arkadaþlarý bile dinlemiyordu, dinlemek istemiyordu, “Benim bir þeyden korkum yok, dinlerlerse dinlesinler” diyorlardý. Hatta “Bakanlar yargýya gitsin, aklanýp gelsinler” diyorlardý ve FETÖ muhasarasýndaki Anayasa Mahkemesi’ni iþaret ediyorlardý.
Ricciardone, “Uyardýk, dikkate almadýlar. Bir imparatorluðun çöküþünü seyretmeye hazýr olun” demiþti.
Ýran’la ticareti kastediyordu.
Mahut ambargoyu delmiþ onlarca Amerikan firmasý ortada dururken, Ricciardone Türkiye’yi iþaret ediyordu, BM kararýna dönüþmemiþ ve hiçbir zaman baðlayýcýlýðý olmayan karþýlýksýz ambargo kararýndan dolayý Türkiye’yi suçluyordu.
Bu beyanýný sonradan yalanladý, “Ben böyle bir þey söylemedim” dedi ama bunu söylemiþti. Hem de gazetecilerin huzurunda söylemiþti. Ve sonuçtan emin bir dille konuþmuþtu.
Sonuçtan emin olan bir odak daha vardý:
CHP...
Baþbakan Erdoðan’ýn (o dönemde Baþbakandý) yakýnda ülkeyi terk edeceðini söylüyorlardý.
Helikopterine atlayacak, refakatindeki binlerce ton altýnla Malezya’ya kaçacaktý.
Bu iddialar neydi ki!
Daha fazlasý vardý. “Büyük turp” heybedeydi.
Bir gün bu da ortaya çýkacak, görün bakalým neler olacaktý. Dibine kadar yolsuzluða batmýþ Erdoðan’ý artýk kaçmak da kurtaramayacaktý. Malezya’dan getirtilecek; hem yolsuzluktan, hem de “savaþ suçlusu” olarak uluslararasý mahkemelerde yargýlanacaktý.
Gördük...
Heybeden çýkan büyük turpu gördük.
Hemen arkasýndan “MÝT TIR’larý operasyonu” sahneye konuldu ve darbede ikinci faza geçildi.
Bu arada, bir þeyi daha gördük:
CHP, “olacaklar” konusunda Amerika ve sümüklü CIA çetesi tarafýndan bilgilendirilmiþti. Kemal Kýlýçdaroðlu, 17/25 Aralýk giriþiminden bir hafta kadar önce Amerika’ya gitmiþ, sümüklü CIA çetesinin elemanlarýyla görüþmüþtü. Onlardan, operasyonun detayý hakkýnda bilgiler almýþtý ve bunun verdiði güvenle konuþuyordu. MÝT TIR’larý operasyonuyla ilgili görüntüleri de, Zaman gazetesinin firarî genel yayýn yönetmeni Ekrem Dumanlý’dan almýþtý.
Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý’nýn yürüttüðü FETÖ operasyonlarýnda ilginç bilgilere ulaþýldý.
17/25 Aralýk giriþimine Amerika’nýn Ýstanbul Baþkonsolosluðu kumanda ediyormuþ. FETÖ’cü polislerle sürekli telefon temasý halindeymiþ.
Ýlk görüþmeyi 28 Kasým 2013 tarihinde dönemin Ýstanbul Emniyet Müdür Yardýmcýsý Mahir Çakallý’yla yapmýþlar. Bu görüþme 292 saniye sürmüþ.
Ýkinci görüþmeyi 2 Aralýk 2013 tarihinde, yine Mahir Çakallý’yla yapmýþlar. Bu görüþme 199 saniye sürmüþ.
Üçüncü görüþmeyi 3 Aralýk 2013 tarihinde, Nitelikli Dolandýrýcýlýk Büro Amiri Mehmet Akif Üner’le yapmýþlar. Bu görüþme 790 saniye sürmüþ.
Dördüncü görüþmeyi 3 Aralýk 2013 tarihinde Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'nde görevli Komiser Mehmet Fatih Yiðit’le yapmýþlar. Bu görüþme 300 saniye sürmüþ. Yakub Saygýlý’yla da, doðrudan Büyükelçilik eliyle temas kurmuþlar.
Bütün bu veriler, 17/25 Aralýk kumpasýnýn asýl adresine iþaret ediyor ve bunun bir “darbe” olduðunu söylüyor.
Þimdi 17/25 Aralýk davasý Amerika’da görülecek.
FETÖ baþaramadý, iþ asýl patrona ihale edildi.
Bilmem ki, “Benim bir þeyden korkum yok, bakanlar Yüce Divan’da aklanýp gelsinler” diyenler buradan bir hisse çýkaracaklar mý?
Darbe miymiþ, deðil miymiþ; Erdoðan’ýn hakkýný teslim edecekler mi?