Olabilir... CHP’lilik “babadan oðula” geçebilir... Babayla ayný siyasal iklimde yaþayan, babanýn çizdiði kültürel/ideolojik dairenin dýþýna çýkma iradesi gösterememiþ oðullarda (esasen birçok oðulda) bu türden “sapmalar” (!) görülebilir.
Sosyal demokratlýk da babadan oðula geçebilir.
Hiç genel baþkanlýk babadan oðula geçer mi yahu?
Küba mýyýz?
Kuzey Kore miyiz?
Körfez ülkesi miyiz?
Deðiliz ama olmuþ... “Genel baþkanlýk” babadan oðula geçmiþ.
Biricik özelliði Ýsmet Paþa’nýn oðlu olmak olan (ne berbat Türkçe yahu!) merhum Erdal Ýnönü, dönemin CHP’si olan SHP’ye genel baþkan olmuþ.
Kimse de, “Hayrola, sosyal demokrat hanedanlýk mý kuruluyor?” diye itiraz etmemiþ.
Hani, Kemal Kýlýçdaroðlu, “Yeni sistemde Cumhurbaþkanlýðý babadan oðula geçecek” diyor ya... O cihetle hatýrlattým. Erdal Ýnönü’yü hiç bahis mevzuu etmiyor. Erdal Ýnönü’nün, Anadolu gezilerinde, çoðu zaman, “Hoþ gelmiþsiniz Paþam” diye karþýlandýðýný hatýrlamýyor. (Demek ki, hanedanlýða en açýk sistem, “parlamenter sistem”miþ.)
Merhum Erdal Ýnönü, iyi bir fizikçi, baþarýsýz bir siyasetçiydi.
Baþarýsýz bir genel baþkan oldu.
Demirel’in Baþbakanlýðýnda kurulan koalisyon hükümetine, Baþbakan Yardýmcýsý ve Dýþiþleri Bakaný olarak atandý.
Kötü bir Baþbakan Yardýmcýsý, Felaket bir Dýþiþleri Bakaný’ydý.
Ermenistan’ýn Karabað’ý iþgal ettiði günlerde, “Hocalý katliamý”nýn hemen ertesinde, gazeteciler etrafýný çevirip konu hakkýnda ne düþündüðünü, Dýþiþleri Bakaný olarak ne tepki vereceðini sordular.
Erdal Paþa, yüzünde o muzip gülümseme, iki geðirti arasýna þu özlü cümleyi sýkýþtýrdý: “Azerbaycan’daki yurttaþlarýmýza baþarýlar dilerim.”
Katliama maruz kalmýþ Hocalý ahalisine (yani “yurttaþlarýmýz” zannettiði Azerbaycanlýlara) baþarýlar dileyen bir siyasetçi...
Merhum böylesine felaket bir Dýþiþleri Bakaný’ydý.
Referandum kampanyasýný yalanlar üzerine kurmuþ Kemal Kýlýçdaroðlu þöyle diyor: “Yeni sistemle seçilme yaþý 18’e indiriliyor ama bu deðiþikliði kimin için getiriyorlar? Kendi çocuklarý için... Bakkalýn, manavýn, çiftçinin memurun, iþçinin 18 yaþýndaki çocuðu milletvekili olacak mý? Hayýr.”
Bu yalanlarý söyleyen ve yüzü hiç kýzarmayan Kemal Kýlýçdaroðlu, son iki dönemin Cumhurbaþkanlarýnýn tornacý ve kaptan çocuðu olduklarýný, AK Parti grubunu oluþturan milletvekillerinin tümüyle bakkalýn, manavýn, çiftçinin, memurun sülbünden geldiklerini unutuyor. Biricik özelliði Ýsmet Paþa’nýn oðlu olmak olan ve çocukluðu Dolmabahçe Sarayý’nda geçmiþ Erdal Ýnönü’yü ise hatýrlamak istemiyor.
Seçilme yaþýnýn 18’e indirilmesine karþý çýkýyor ama gencecik çocuklar olan Deniz Gezmiþ’i, Yusuf Aslan’ý, Hüseyin Ýnan’ý, Mahir Çayan’ý sömürmekten geri durmuyor... Referandum kampanyasýnda da 8 yaþýndaki çocuðu kullanýyor.
Bir iddiasý daha var Kýlýçdaroðlu’nun: “Yeni Türkiye otoriter bir ülke olacak.”
Soralým o halde muhtereme:
Eski Türkiye’nin sunduðu bazý “güzelliklerin” yok edileceði kuþkusu (ya da “üzüntüsü”) üzerine mi oturtuyorsunuz bu öngörünüzü?
Eskiden Ýsveç’tik de, þimdi Kuzey Kore mi olduk? Ne olduk?
Tamam, “Yeni Türkiye” fikriyatýndan hoþlanmýyorsunuz. Peki, “Eski Türkiye”nin sunduðu “güzellikleri” (yarým yüzyýla sýðdýrýlmýþ 4 darbeyi, 22 darbe rezil giriþimini, sayýsýz muhtýrayý, sistematik iþkenceyi, Yassýada’yý, Sýkýyönetim Mahkemeleri’ni, gözaltýnda kayýplarý, Kürtçe yasaðýný, CHP pogromlarýný, yargýsýz infazlarý, Fetullahçý yargý vesayetini) neden hiç bahis mevzuu etmiyorsunuz?
Darbe baþarýlý olsaydý, Amerika ve AB ülkeleriyle tam uyum gösteren “dinci-Fetullahçý” bir düzen kurulacak, iþçi ve çiftçi çocuklarý tasfiye edilecekti.
Size de muhtemelen torbadan yarým bir Baþbakanlýk çýkacaktý!