Yekten söyleyelim, dünya 2. Büyük Buhran’a hazýrlanýyor. 1929’daki ilk Büyük Buhran’dan sonra ciddi anlamda yýkýcý etkileri olacak bir yeni küresel kriz derinleþiyor.
Bireysel anlamda bizi ne kadar ilgilendiriyor? Çok. Ne kadar etkileyecek? Oldukça. Ne yapmamýz gerekiyor? Hazýrlanmamýz ve hazýr olmamýz…
Çok kez yazdým bunu. Ýþ adamlarýmýz yüksek faizli borçlarý varsa kapatmalý, bir yerde çalýþanlar iþlerine sýký sýký sarýlmalý, çalýþmayanlar bir iþe kapaðý atýp çalýþmalý ve girdiði þirket ayakta kalsýn diye var gücüyle asýlmalý.
Stajla ilgili son yazýma çok güzel geri dönüþlerle beraber “Ýyi de nasýl bulacaðýz stajý? Kabul etmiyorlar, almýyorlar!” þeklinde tepkiler de geldi.
Evet, iþ bulmak da zor, staj bulmak da zor, yetiþtirilmek üzere bir yere baþlamak da zor.
Bu zorluðu kýrmanýn bir yolu da var aslýnda. O da yaratýcý yöntemler denemek. Normal yoldan deniyorsunuz, olmuyor mu? Demek ki baþka yollar denemelisiniz.
Ýþte bir örnek. 18 yaþýnda bir gençten bir “Kendini iþe aldýrma” dersi. Bu hafta aldýðým bir ders.
* * *
Son yazýmda bahsetmiþtim, bu yaz tatilinde almamýz gerekenin iki katýndan fazla stajyer ve yetiþtirilmek üzere genç arkadaþ aldýk iþe.
Bu alýmlar tamamlandýktan sonra, yani zaten kotayý fazlasýyla doldurmuþken binada görev yapan ve temizlik iþlerine bakan abimiz bir ricada bulundu.
“Benim oðlanýn okulu bitti, bilgisayara meraklý, sizin þirkette bir iþ bulamaz mýyýz ona?”
“Yok” diye kesip atmak olmaz, ama alacak yer de yok. En azýndan dedim gelir, görüþürüz, bir arkadaþýmýzýn þirketine yönlendiririz. “Tamam” dedim, “yarýn sabah gelsin, görüþelim.”
Ertesi gün biraz geç kaldým ofise. Genç kardeþimizle randevulaþtýðýmýzdan 20 dakika sonra varabildim. Girince þaþýrdým çünkü bekleme alanýnda kimse yoktu. Acaba bekledi de gitti mi diye düþünürken bir de baktým teknik serviste tanýmadýðým bir genç.
Harýl harýl bir cihazý sökmeye çalýþýyor.
Boþ durmak istememiþ, müsaade istemiþ. Teknik servis yöneticimizin de hoþuna gitmiþ bu azmi ve meraký. Bir cihaz vermiþ bunu sök, parçalarýna ayýr ve birleþtir demiþ.
Ýþini bitirip (!) iþ görüþmesi için yanýma geldi genç delikanlý.
“Bize alamayýz da seni þuraya yönlendirebilirim” þeklinde hazýrladýðým konuþma metnimi tamamen deðiþtirmiþti.
Süreci o kontrol etmeye baþlamýþtý adeta.
Hayýr diyemezdim, denmezdi.
Ben de bana býraktýðý tek seçeneði, “hayýrlý olsun” cümlesini söyleyiverdim.
* * *
Her zaman, her iþletmede ayný yöntemler iþe yarar diyemeyiz elbette. Ama bu gencimiz farklýlaþtý, ilgi çekti, merak uyandýrdý, iz býraktý.
Sonuç olarak iþe girmeyi baþardý.
Hem de artýk alýmý tamamlanmýþ bir pozisyona.
* * *
Eðer deniyorsun, olmuyorsa baþka yoldan dene.
Eðer 100 kez denediysen belki senin yolun 101.si, belki 151.si, bilemiyorsun.
Þartlar senin için zorsa herkes için zor, yani aslýnda eþitsiniz. Bunu düþün ve moralini bozma.
Kendini keþfet ve taný. Sonra o tanýdýðýn insaný gidip insanlara tanýt. Tanýmalarýný saðla, tanýþtýr kendinle onlarý. Ýþ görüþmesi dediðin bundan ibaret.