Baþbakan Davutoðlu’nun dün açýkladýðý ‘Eylem Planý’ çok önemli dokuz ana baþlýðý içeriyor. Baþbakan’ýn söylediði gibi, bu Eylem Planý’nýn bir temenni paketi deðil, uygulama paketi olmasýnýn sanýyorum iki temel þartý var; birincisi siyasi iradenin, bu temel baþlýklarýn hayata geçmesi konusunda ýsrarcý ve takipçi olmasý; ikincisi de bu ‘dokuz baþlýðýn’ bütünlüklü bir büyüme programý ile tamamlanmasý ve bu programa, ekonomi ile ilgili tüm kurumlarýn sahip çýkmasý hatta kurumlarýn bu program çerçevesinde yenilenmesi...
Davutoðlu, 62. Hükümet Programý’na baðlý olarak açýklanan bu Eylem Planý’nýn 10. 5 yýllýk Kalkýnma Planý’na dayandýðýný ve dokuz yýllýk bir süre gözönüne alýnarak belirlendiðini söyledi. Uzun dönemli persfektifi olan ve bu anlamda görünür olan programlar, ciddi ve hayata geçme katsayýsý yüksek olan programlardýr. Bu açýdan dün açýklanan programý çok önemli bir baþlangýç kabul etmeliyiz.
Temelini 2008’de Erdoðan attý
Buradaki 9 sektörel dönüþüm alaný daha çok reel sektörün dönüþümünü esas alýrken bunu takip edecek 16 baþlýkta toplanan dönüþüm alanlarý ise 8’i makro alanda, kalan 8’i insani konularda olacaðýný belirtti Baþbakan... Bunlarý da merakla bekliyoruz. Çünkü dün açýklanan programý, ancak para ve maliye politikalarýnda çok kapsamlý bir reform paketi, çalýþma hayatý ve sosyal alanlardaki reformlar tamamlayabilir ve ancak, bu þekilde, dün açýklanan ‘Eylem Planý’ bir temenni ve dilekler manzumesi olmaktan çýkarak, Türkiye’yi ayaða kaldýracak program haline dönüþür. Ve tam 1947’den beri, IMF reçeleleri ile birlikte, ‘içerideki’ bürokrasi ve vesayetçi siyasetin dayattýðý yaðmacý paradigmadan, bu program çýkýþ baþlangýcý olabilir.
Türkiye, dün Davutoðlu’nun açýkladýðý ve Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ‘IMF ile anlaþma yapmayacaðýz, GAP Eylem Planý’ný devreye sokacaðýz’ dediði 2008 tarihinde bu adýmlarý atamaz mýydý? Elbette atardý; Erdoðan’ýn bunu yapmak istediðini ve neden yapamadýðýný ve 2008’de kapatma davasýnýn açýldýðý tarihten itibaren nasýl bir kuþatýlmýþlýk içinde olduðunu, hangi darbe planlarýnýn devreye sokulduðunu, Erdoðan’ýn ulaþým ve saðlýk alanlarýnda inatla yaptýðý dönüþümün -Bolu Daðý Tüneli’ne bomba koyup havaya uçurma planýna kadar- nasýl önlenmeye çalýþýldýðýný ‘Yataðýný Bulan Nehir-Erdoðan Dönemi Ekonomi-Politiði’ kitabýmýzda anlattýk.
Bu programýn bazý baþlýklarý engellendi
Þimdi Davutoðlu’nun gündeme getirdiði dokuz baþlýk yani; ithalata baðýmlýlýðýn azaltýlmasý, teknolojinin ticarileþmesi, kamu alýmlarý yoluyla ara sanayinin, yerli üretimin korunmasý, yerli kaynaklara dayalý enerji üretim programý, enerji verimliliði, tarýmda su kullanýmýnýn etkin hale getirilmesi, saðlýk endüstrisi atýlýmý, saðlýk turizmi, taþýmacýlýktan lojistiðe geçiþ...
Tüm bu baþlýklara yakýndan baktýðýmýzda, bu baþlýklarýn çok ama çok önce atýlmasý gereken adýmlarý içerdiðini ve engellendiðini görürsünüz.
Örneðin, tüm geliþmiþ ülkelerde uygulanan off-set sistemi, yani kamu alýmlarýnda yerli üreticinin tercih edilmesi ve bunun kotayla sabitlenmesi sistemi...
Bu konuda baþta TÝM’deki makine sanayicileri olmak üzere yerli üreticiler mücadele ettiler ama göbeði dýþarýya baðýmlý tekelci sermayenin bürokratlarý, bütün geliþmiþ ülkelerin uyguladýðý bu sistemi, Türkiye’nin kapýsýndan içeriye sokmadý. Þimdi bu sistem, Eylem Planý’nýn 3. maddesi. Bunun dýþýnda, giriþim sermayesinin desteklenmesi, yani teknolojinin ticarileþmesi meselesi de bir türlü kurumsallaþmayan sorunlarýmýzdandý. Ayrýca, MTA’nýn yurt dýþýnda madencilik yapabilmesi, enerji üretim tesislerinde kullanýlan tesisatýn yurt içinde üretiminin desteklenmesi, demir-çelik sektörünün hurda girdiye olan baðýmlýlýðýn azaltýlmasý, tohumculuk geliþtirme programýnýn devreye girmesi çok ama çok önemli stratejik adýmlar. Bunlarýn gerçekleþmesi için taviz vermeyen ve bürokrasiyi denetleyen çelik gibi bir siyasi irade lazým.
KOBÝ’ler ancak yeni büyüme modeli ile desteklenir
Kümelenme modelleri ile KOBÝ’lerin desteklenmesi de ancak yeni bütünlüklü bir büyüme programýnýn alt baþlýðý olabilir. Bunun dýþýnda dokuzuncu baþlýk yani, taþýmacýlýktan lojistiðe geçiþ programý da Türkiye’nin stratejik çýkýþýna öncülük edecek bir baþlýktýr. Türkiye’de þimdiye deðin limanlarý, belli sermaye çevreleri tutmuþ ve limanlar Türkiye’nin ticari, ekonomik kapasitesine uygun hale getirilmemiþtir. Ayrýca, yine ayný nedenle, tekelci sermaye demiryolu aðýný engellemiþtir. Þimdi Davutoðlu, dün bu baðlamda, ‘TCDD’nin yapýlandýrmasýný tamamlayacaðýz’ dedi. Biliyorsunuz TCDD, 17 Aralýk sürecinde hedef olan kurumlarýmýzdan biriydi. Geçen yazýmýzda Çin’in 17 milyar dolar ayýrarak Yeni Ýpek Yolu güzergahý içinde olan bölgelerde hýzlý tren ve lojistik aðlarý geliþtireceðini yazmýþtýk. Türkiye, yeni Asya-Avrupa ticaret yolunun merkezi olan bir ülkedir. Burada daha fazla geç kalamayýz.
Temenni olmamasý için...
Ancak... Bütün bu çok önemli adýmlarýn atýlmasý ve siyasi sonucu da olacak bu reformlarýn baþarýlý olmasý için, yani Baþbakan’ýn dediði gibi, bütün bunlarýn temenni olmamasý için... Türkiye’nin cari para ve maliye politikalarýný da hýzla deðiþtirmesi, neoliberal ezberlerden kurtulmasý, kamu bankalarýnýn hýzla katýlým bankacýlýðý için adým atmasý, Merkez Bankasý’nýn kanununun deðiþerek baþtan aþaðý yeniden yapýlanmasý, Hazine’nin yeniden yapýlanmasý, baðýmsýz düzenleyici ve denetleyici kurumlarýmýzýn bu yeni süreci takip edecek yetki ve yetkinlikle yeniden yapýlanmasý gerekir. Yine bu baðlamda cari özelleþtirme programý, Büyükþehir Belediye Ýþletmeleri dahil iptal edilmeli, bu çýkýþýn ruhuna uygun olan kamu yararý çerçevesinde halka arz esaslý özelleþtirme gündeme gelmelidir.
Tabii bankacýlýk sisteminin de, bütün bunlara uygun olarak, giriþim sermayesi odaklý deðiþimi gereklidir. Beþeri sermaye ve üniversiteler bahsine hiç girmiyorum bile... Bu çok daha kapsamlý bir konu.
Son söz: Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn 2008’de, IMF’nin kovulmasý ve GAP Eylem Planý ile diktiði fidan þimdi dal verdi. Bu dala, siyasi irade sonuna kadar sahip çýkmalý ve baskýlara boyun eðmemelidir.