2013’te bizim cepheden iyi haberler gelecek gibi

Bir yýl daha geride kalýyor.

Avrupa ülkelerinde 15 Aralýk tarihinden itibaren iþler askýya alýnýr.

Önce Noel, ardýndan yýlbaþý hazýrlýklarý nedeniyle Ocak ayý baþlayana kadar sokaklarda bir tatil havasý egemen olur.

Yeni yýlýn ilk haftasýnýn rehaveti geçince dosyalar bir bir açýlmaya baþlanýr.

Suriye ve Ortadoðu’daki dinmeyen gündem yoðunluðunun aksine eski kýta, içinden geçtiði ekonomik ve toplumsal krize karþýn 2012’yi alýþýldýk yýlsonu sessizliði havasýnda uðurluyor.

2013 yýlýný ise, ekonomik krizin gölgesinde karþýlýyor.

Euro bölgesi, krizden çýkýþ için formüller üzerinde kafa yorarken, Ýngiltere gibi ülkelerin birlikten çýkýþýný öneren aklý baþýnda isimler dahi oldu. Yeni yýlda da süreceðe benzeyen bu tartýþmalara katkýyý yapan son isim Avrupa Komisyonu eski baþkaný Jacques Delors.

“Krizin sarstýðý Yunanistan, euro bölgesinden çýkacak mý?” tartýþmalarý sürerken, Londra’ya AB dýþý alternatifler sýralanýyor.

AB kendi içinde bu sarsýntýlarý yaþarken, Türkiye-AB iliþkileri 2012’ye oranla iyi bir döneme giriyor diyebiliriz.

Kýbrýs Rum Yönetimi’nin AB dönem baþkanlýðýný Ýrlanda’ya devretmesiyle süreç ivme kazanacak. Fransa’nýn da bloke ettiði baþlýklarda esneklik sinyali vermesiyle, Türkiye-AB müzakerelerinde önümüzdeki altý ay içinde en az bir faslýn açýlmasýný beklemek gerçekçi olacak. Burada telaffuz edilen müzakere baþlýðý ise “bölgesel politikalar”.

Ýrlandalý yetkililer kulislerde en az iki fasýl açmaya hazýr olduklarýný belirtiyorlar.

Fransa Cumhurbaþkaný François Hollande’ýn Ankara ziyareti de 2013 yýlý içinde. Ancak býrakýn ziyaretin gerçekleþeceði ay, hangi mevsimde gerçekleþeceðine dair bile bir iþaret yok. Bu nedenle fasýllarla ilgili geliþme için Hollande’ýn Ankara ziyareti beklenmeyecek.

Ermeni soykýrým iddialarýnýn da bu yýl içinde iktidar partisinin inisiyatifiyle gündeme gelmeyeceði yönünde beklentiler var. Muhalefetteki UMP inisiyatifiyle yapýlan hazýrlýklarýn da sonuç vermeyeceði düþünülüyor.

AB cephesinde vize konusunda da kýpýrdanmalar olacak gibi. Ancak Paris-Brüksel hattýndaki tüm bu iyimserlik havasýnda ihtiyat da eksik deðil. Sýký pazarlýklar yaþanmaya devam edecek.

Suriye krizindeki geliþmelerle paralel olarak Türkiye’nin oynadýðý bölgesel role baðlý olarak AB de Ankara ile iliþkileri iyileþtirmek isteyecek. Ayrýca, Ankara’nýn olasý bir restine karþý da Brüksel bazý adýmlar atacak.

Özetle 2013 yýlýnda AB cephesinden Türkiye’ye daha iyi haberler vereceðiz. Fransa’nýn Nicolas Sarkozy döneminde getirdiði engellerde esneme olacak gibi.

Fransa, saðlýk hizmetlerinde Türkiye’nin gerisinde

Fransa’daki Türkler arasýnda sürekli tekrarlanan bir yorumu bir kez daha vurgulayayým. Saðlýk hizmetleri alanýnda Türkiye’nin önemli ilerlemeler kaydettiði ve Fransa’da yaþayan Türklerin saðlýk hizmetleri konusunda þikayetlerinin arttýðý gözlenen bir olgu. Sigorta sisteminden hastalýklarýn teþhisine kadar pek çok alanda Fransýz sistemi eleþtirilerle karþýlaþýyor. Saðlýk hizmeti almak için Fransa’dan kalkýp Türkiye’ye gidenlerin sayýsý da önemli oranda artýyor. Kiþisel olarak yýllardýr yaþadýðým diyabette takip, teþhis ve tedavi konusunda Fransa deneyiminin çoktan sýnýfta kaldýðýna yönelik gözlemimi paylaþmak istedim. 

Not düþelim.