2015 seçimleri ve yeni tahkimat

2015 Seçimlerinin ayýrt edici ana özelliði ne olacak? 2015 Seçimleriyle birlikte, 30 Mart 2014’le baþlayýp seçim üçlemesine dönüþen siyasal takvim nihayete ermiþ olacak. Bu sadece AK Parti açýsýndan siyasal olarak anlamlý olan bir durum. Zira muhalefet açýsýndan, 30 Mart seçimlerinde siyaset dýþý bir aktör olan Gülen Grubu’nun 17 Aralýk’taki baþarýsýz darbe giriþiminden geriye kalan ikinci el malzemeleri kullanmaya baþladýklarý anda, 2015’in neticesi de belirmeye baþlamýþtý. 

Bu durumun ilk iþareti, Cumhurbaþkanlýðý Seçimleri birinci turuna dönüþen 30 Mart’ta belirmiþti. Muhalefetin mahalli seçimlerde aldýðý aðýr yenilgi, seçim üçlemesinin ikinci ayaðý olan cumhurbaþkanlýðý yarýþýný da kendileri açýsýndan anlamsýz kýlmýþtý. Bu durumu açýk bir þekilde fark ettiklerinden olsa gerek, Cumhurbaþkanlýðý Seçimlerine siyasi olarak dâhil olmadan atlatmayý tercih ettiler. Lakin kâbus yine de bitmiþe benzemiyor. Çünkü 2013 Mayýs ayýndaki provokasyonla baþlattýklarý siyasi takvim ilerliyor ve seçim üçlemesinin son ayaðýna doðru hýzla yol alýyoruz.

CHP ve MHP, Cumhurbaþkanlýðý Seçimlerinde aday göstermemenin maliyetiyle 2015 Seçimlerinde açýkça yüzleþecekler. Yine önceki iki seçim boyunca hem servis edilen ayný malzemeleri tüketmiþ hem de son seçimde ortak aday çýkarmýþ olmalarýndan dolayý, 2015 Genel Seçimlerinde mevzubahis yüzleþmenin þiddetinin nasýl aðýr olduðunu da görmeleri kaçýnýlmaz olacaktýr. Zira CHP ve MHP arasýnda liderlik düzeyinde alýnan koalisyon kararlarý, 17 Aralýk’tan bu yana bir genel seçimle ilk kez tabanda da siyasal stres testinden geçecek.

Cumhurbaþkanlýðý Seçimleri sýrasýnda ilk karnelerini alan CHP ve MHP’nin, 2015’te nasýl bir tabloyla karþýlaþacaklarý sýr deðil. Seçim üçlemesinin ilk iki halkasýnda, CHP-MHP ortaklýðýnýn mutlak kaybedeni sadece MHP olmakla kalmadý, ayný zamanda CHP’nin baþarýsýzlýðýna da bir kamuflaj vazifesi ifa etti. Oy geçiþkenliðinin olduðu yerlerin ezici çoðunluðunda CHP mukayeseli üstünlüðünü sonuna kadar kullandý. CHP ise parti içi cemaatler koalisyonuyla sürdürdüðü yapýsýný, siyasete de MHP ile ittifak yaparak yansýtmýþ oldu. Þimdi ise alýnan seçim yenilgilerinin parti içi ve dýþý ittifak teknolojisinin kullaným süresini daralttýðý bir dönemde seçimlere girecekler.

Son genel seçimlere 2010 Anayasa Referandumunun aðýr yenilgisi altýnda giren muhalefet partileri, 2015’e de üzerinden bir yýl bile geçmemiþ Cumhurbaþkanlýðý Seçimlerindeki kayýplarýyla girmek durumundalar. Cumhurbaþkanlýðý Seçimlerine ‘hayalet adayla’ katýlmanýn maliyeti, 2015 seçiminde oldukça sert bir yüzleþmeye sebep olacaktýr. Kýlýçdaroðlu’nun, genel baþkanlýðý süresince girdiði dört seçimi; Bahçeli’nin ise on seçimi kaybetmiþ lider olarak 2015’te ‘gerçek birer aday’ olduklarýný ispatlamalarý gerekecek. Çünkü 30 Mart’ta Gülen Grubu’na vekâlet vermenin, 10 Aðustos’ta ‘siyasal dublör’ kullanmanýn sebep olduðu sahicilik krizini aþmalarý lazým. AK Parti ise 2015’te tekrar kazandýðýnda ‘hâkim parti’ tasavvuru Türk siyasetinde tahkim edilebilir. Her iki dinamiðin ayný anda hayata geçmesi ise yeni bir dönemin iþaretinden baþka bir þey deðil.

2015 tahkimatýyla; iktidar partisinin hâkim parti olarak, iki muhalefet partisinin ise bulunduklarý siyasal, toplumsal ve coðrafi havzalarýn tahkim edildiðini göreceðiz. AK Parti seçimlere genel baþkanýný deðiþtirmiþ, öne çýkan kadrolarýný ise neredeyse baþtan aþaðý yenilemiþ bir þekilde girmiþ olacak. Bu sýk görülen bir durum deðil elbette. Normalde on seçim kazanan bir iktidar partisinin öne çýkan kadrolarýnda kolay kolay hayata geçmeyecek düzeyde bir deðiþim yaþanýrken; ayný dönemde girdiði bütün seçimleri kaybeden iki muhalefet partisinin elitlerinin ciddi deðiþimler yaþamasý da beklenirdi. AK Parti’nin kadro deðiþim hýzýndan da kopan muhalefetin, iktidar partisinin siyasal hýzýna yetiþme çabasý kendileri açýsýndan ikincil bir gündeme dönüþecektir. 2015 tahkimatý, tehir edilen bu acý gerçeklerin çok daha þeffaf bir þekilde görülmesini saðlayacak.