2015’te AK Parti’ye operasyon

2015 seçim yılı. Malum güçler AK Parti’yi siyaseten zayıflatmak için her türlü hile ve desiseye başvurmaktan kaçınmayacaktır. Bütün hesapların AK Parti üzerinden şekilleneceği bir seçim sürecine hazırlıklı olmak lazım.

Görünen o ki AK Parti hasımları iki oyun planı üzerinden kumpaslar kuracaklardır. Bir: AK Parti’yi iktidardan alaşağı etmek için karşıt güçleri tek bir cephede birleştirmek. Paralel muhalefet bloğu oluşturmak. İki: AK Parti’nin içine oynamak. AK Parti’nin içine yönelik sureti haktan görünen hamlelerle siyasi operasyon düzenlemek.

AK Parti için birinci hamle siyaseten zararsız bir hamle. Hatta denebilir ki Ekmel Bey olayında karşımıza çıkan bu paralel siyasi hat, AK Parti’yi çok daha güçlü kılar. Asıl tehlikeli olan derin hamle ikincisidir. Bu ikinci oyun planı tutarsa AK Parti içerden hem bölünmüş hem de siyaseten küçülmüş olur.

O yüzden asıl dikkat çekmek istediğim husus bu ikinci oyun planıdır. Erdoğan liderliğini doğrudan hedef alan bu operasyonun argümanları gün ışığına çıkmaya başladı.

Bu operasyonu anahtar kavramı “vesayet”tir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan Davutoğlu üzerinde “vesayet” kurmaya çalıştığı algısı bilinçli bir algı operasyonuyla zihinlere yerleştirilmek isteniyor.

Erdoğan-Davutoğlu ilişkisi “vesayet” eksenine oturtulmak isteniyor. Buradaki amaç bellidir: Son kertede Davutoğlu’nu Erdoğan karşıtı bir çizgiye çekmek. Başka bir deyişle Erdoğan ile Davutoğlu’nu karşı karşıya getirmek. Hem Erdoğan’ın hem de Davutoğlu’nun bu oyun planının farkında olduğunu yüksek sesle dile getirmeleri, en önemlisi Davutoğlu’nun bu tehlikeli ve kirli oyunu bozmak için liderine duyduğu vefa ve sadakat duygusuna vurgu yapması önemlidir.

Birileri çok kurnaz bir biçimde AK Partililik kisvesi altında şunu önermeye başladılar: Davutoğlu’yla beraber AK Parti’de yeni ve beyaz bir sayfa açılmalıdır. Bunun için yolsuzluk algısını değiştirmeye yönelik yeni ve kararlı adımların atılması lazım. Bakanların Yüce Divan’a gönderilmesini sağlamak Davutoğlu liderliğindeki AK Parti’nin yolsuzlukla mücadele konusundaki samimiyetini gösteren en anlamlı adım olacaktır.

Yolsuzluk algısını kim oluşturdu?

Paralel yapı.

Yüce Divan çığırtkanlığını kim yapıyor?

Paralel muhalefet bloğu.

Yüce Divan dediğimiz yer neresi?

Anayasa Mahkemesi.

Darbe ürünü vesayet organı yani.

AYM hukuka göre mi karar veriyor?

Güldürmeyin adamı. AYM’nin geçmiş kararları da ortada, Kılıç’lı AYM’nin son zamanlardaki kararları da.

AYM Başkanı paralel yapının varlığına inanmıyor. Paralel vesayete alenen arka çıkıyor. Erdoğan liderliğini yeni bir vesayet türü, hem de en kaba otoriter bir vesayet türü olarak eleştiriyor. Erdoğan liderliğine siyaseten meydan okuyor. Ana muhalefet lideri gibi siyaset yapıyor. Son açıklamaları zehir zemberek.

İhsas-ı reyde bulunan Kılıç’ın başında bulunduğu bir kurumun hukuki değil siyasi karar vereceği alenen biliniyorken Yüce Divan savunuculuğu yapmak akla ziyan bir davranış olur.

Kendi adıma ben bu dinine kadar politikaya batmış AYM’ye güvenmiyorum. O yüzden aklanıp gelinmesi halinde AK Parti’nin güçleneceği iddiasına yaslanan duruşun, AK Parti savunusu kılıfına büründürülmüş paralel bir siyasi tuzak olduğuna inanıyorum.

Yeni ve beyaz bir sayfa açmak iddiası bu bağlamda bir reddi miras anlamına gelir.

Kimse kusura bakmasın ama bu argüman Erdoğan dönemindeki AK Parti hükümetlerinin yolsuzluklara bulaştığı algısına yaslanan bir reddi miras anlayışıdır.

7 Şubat’ta Hakan Fidan üzerinden Erdoğan’a namertçe vurmak isteyenler bugün Yüce Divan üzerinden tekrar Erdoğan liderliğini hedef almış bulunmaktadırlar.

Bunu görmemek için kör olmak gerek.

AK Parti’nin içine yapılmak istenen bu paralel siyasi operasyonun boşa çıkartılması olmazsa olmaz bir öneme sahiptir.

17-25 Aralık operasyonu, bir darbe teşebbüsüdür.

Yolsuzluk işin sadece maskesidir.

Bu darbe teşebbüsünün elemanları paralel suç şebekesinin elemanlarıdır.

Paralel örgütün emniyet ayağını oluşturanlar bugün içerdeler. Yargıda başı çeken savcı kılıklı elemanları ise görevden alındılar. Muhtemelen meslekten de ihraç edileceklerdir.

17-25 Aralık davası için mahkeme yetkisizlik kararı verdi. Bu karara yapılan itiraz reddedildi.

Baştan sona hukuksuz olan bu dava düşmüş durumda.

Şimdi seçime gidilirken Yüce Divan üzerinden kurulan bu paralel tuzağın gerçekte Erdoğan liderliğini ve AK Parti’yi içerden çözerek zayıflatmayı hedefleyen bir siyasi operasyon olduğunu görecek kadar çok şükür siyasi basirete sahibiz.

Erdoğan ile Davutoğlu’nu karşı karşıya getirmeyi amaçlayan bu tuzağı paramparça etmek AK Parti davasının geleceği bakımından elzemdir.

Erdoğan’ın da Davutoğlu’nun da bu oyunu derin öngörüleriyle bozacağını o tuzak kurucular yakında göreceklerdir.

AK Parti liderinin öngördüğü istikamete doğru inançla yürüyen ve kendi içinde hem yeniliği hem de devamlılığı barındıran bir kutlu harekettir.

Bizde reddi miras olmaz.

Erdoğan hem AK Parti hareketinin hem de yeni Türkiye’nin lideridir.

Davutoğlu, Erdoğan liderliğindeki AK Parti hareketini yeni dönemde güçlü bir biçimde iktidara taşıma görevini omuzlamış saygın bir genel başkan ve güzide bir başbakandır.

Erdoğan-Davutoğlu liderliği bir bütündür.

Hiç kimse sureti haktan görünüp veya AK Partililik kisvesine bürünüp “Yeni AK Parti” veya “Beyaz sayfa açmak” gibi argümanlar üzerinden kumpas kurmaya çalışmasın.

Kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşerler, biline.