2019'un en flaþ bölümü hiç kuþkusuz baþkanlýk seçimleridir. Öncesinde yapýlan yerel seçimler, referandumda “Hayýr”ýn çýkmasý ile çok heyecanlý hale gelmiþ bulunuyor. Burada ittifaklarýn daha az olmasý -daha önce olmadý deðil, özellikle CHP ile MHP arasýnda- parti yarýþýnýn öne çýkmasý, buna raðmen baþkanlýk seçimindeki ittifak zaruretini kesinlikle etkileyeceði için yine de ön ittifaklara zorlamasý yönleriyle içinde müthiþ bir heyecan barýndýracak.
Meclis seçimleri, parlamentonun etkinliði azalýyor gibi görünse de, ayrý bir heyecan alaný olacak. Çünkü gerek baþkan seçilecek kiþi için gerekse muhalefette kalacak olan açýsýndan, Meclis hayati önem taþýyacak. Þöyle ki: Muhalefetin aðýrlýk taþýyacaðý bir meclis, bir yolunu bulur ve “Yukardaki”ne çelme takabilir, en azýndan ciddi gerilimlere yol açabilir.
Ama heyecanýn asýl yoðunlaþacaðý alan Baþkanlýk seçimidir. Ki daha þimdiden sancý – heyecan ne derseniz baþlamýþ bulunuyor.
Dünkü yazýmda “Tayyip Bey'in avantajý var” diye yazdým. Açýkça “Favori aday” olduðu herkesçe kabul ediliyor. Avantaj ne? Bir kere belirlenmiþ olmak. Ýkincisi icraatlarýyla tanýnýyor olmak. Üçüncüsü savunduðu sistem belli. Dördüncüsü, zaten çok önemli bir kitleye dayanýyor. Buna raðmen, referandumda alýnan oy, çok güven vermiyor, býçak sýrtý deðilse bile ona yakýn, yüzde 51.4 sadece Ak Parti oyu deðil ve önünde çok farklý kesimleri “Hayýr”da buluþturan “motivasyon”u okumak var.
Dün karþý cenah için de þunlarý yazdým:
“Karþý cenahýn birlikteliðini saðlamak ise çok zor. En baþta aday belirleme safhasýnda ciddi farklýlaþma ihtimali bulunuyor. Sonrasýnda ideolojik farklýlaþma ihtimali çok yüksek.”
Dün ayrýca, “Onun belirtileri de þimdiden görülüyor” diye yazdým.
Evet fazlasýyla görülüyor.
“Anti”de buluþmak görece daha kolay.
Ama olumlamak için birçok birlikteliði bir araya getirmek gerekiyor. Hele olumlamaktan sonra, birlikte yürümek de söz konusu ise itiraz, tereddüt, sorgulama daha da artar.
Referandumdaki “Hayýr”ýn ortak bileþkesi, adý üstünde “Hayýr”dýr. Reddir. Tepkidir. “Anti”dir. “Anti Tayyip.” Tamam o geçti.
Þimdi “Adayýmýz” denecek bir isimde buluþmak gerekiyor. Yani Baþkanlýðý birisine emanet edeceksiniz...
Bunun için de öncelikle “Baþkanlýk sistemi”ni “Evetleme”niz gerekiyor.
Bu cenahýn en önemli özelliði, bu sistemi onaylamýyor olmasýdýr. Yani insanlarý, aslýnda onaylamadýklarý bir sisteme göre “Baþkan seçme”ye yönlendireceksiniz.
Onun için þimdi o da tartýþýlýyor: Acaba arkasýnda duracaðýmýz adama nasýl bir misyon biçelim? “Ýstemedik ama madem baþkanlýk geldi, o zaman gel bu sorumluluðu al” mý denecek, yoksa “Tamam seni baþkan seçmek istiyoruz ama sen geldiðinde bu sistemi deðiþtir, bizi yeniden parlamenter sisteme götür” mü denecek? Bunun nasýl bir kararsýzlýk demek olduðunu azýcýk düþündüðünüzde ortada çok ciddi bir açmaz bulunduðu görülecektir.
Yüzde 48.6 bu cenahý heyecanlandýran oy miktarý. CHP gibi yüzde 25'lerde týkanan bir partinin yüzde 48.6 gibi bir rakamla hemhal olabilmesinin heyecan vermesi tabii. Sorun, bu yüzde 48.6'nýn peþine takýlacaðý adamý bulmakta toplanýyor.
Bir, bu rakamý bir arada tutmak var, iki, bunun üstüne çýkarýp rakibin önüne geçmek var.
Sol, sað, muhafazakar, dindar, milliyetçi, Alevi, Kürt, genç, yaþlý, kadýn, erkek, orta sýnýf, iþçi sýnýfý, zengin, fakir, beyaz yakalý, eðitimli, eðitimsiz, þehirli, taþralý... Belki daha pek çok oy farklýlaþmasý etkeni var. Þu an CHP içine bakýldýðýnda bile acayip bir farklýlaþma potansiyeli görülüyor.
“Umutsuz vak'a”mý bu cenahýn içinden bir ortak aday çýkarmak ve onun etrafýnda mücadele yürütmek? Kolay gözükmüyor.
Tayyip Erdoðan'ýn etrafýnda referandum deneyimiyle de sýnanmýþ (Ak Parti - MHP birlikteliði) daha homojen bir irade var. Öteki cenah ise kimin toparlayacaðý bile belli olmayan bir toparlanma sorunu yaþýyor. Oysa 2019, “Hayýr'da buluþmak” kadar kolay bir sýnav deðil. Siyaseti okumaya devam edeceðiz.