AK Parti Kongresi’nin önemli sürprizleri arasýnda anadilde savunmanýn artýk mahkemelerde sorun olmaktan çýkarýlmasý, anadilde kamu hizmetlerine eriþim ve bunun için Kürtçe tercüme hizmeti de vardý. Bu vaatler AK Parti’nin 2023 Siyaset Vizyonu’nda 63 madde arasýnda sayýlýyor.
Bana sorarsanýz parti yetkilileri bu iki vaadi 2023 hedefleri arasýndan hemen çýkarmalýdýrlar ve vakit kaybetmeden uygulamaya koymanýn yollarýný aramalýdýrlar. Çünkü bunlarýn yokluðu Türkiye’nin ulaþmýþ olduðu geliþmiþlik düzeyine yakýþmamaktadýr. Bunlar geleceðe dönük vaatler deðil, yerine getirmekte geç kaldýðýmýz ve demokrasimizde utanç olarak duran eksikliklerdir.
***
Özellikle yargýda kiþinin istediði dilde savunma yapamamasý yargýlamayý daha baþýndan sakatlamaktadýr. Çünkü adil yargýlamanýn olabilmesi için zanlýya kendisini savunma hakkýný tam olarak vermeniz gerekir. Bu hakkýn temelini ise dil oluþturur. Suçlanan kiþi kendisini rahat hissettiði bir dilde savunmasýný yapamaz ise derdini anlatamaz, suçlamalara yanýt veremez.
Aslýnda Türkiye’nin imzaladýðý temel insan haklarý belgeleri savunma hakkýný garanti altýna almaktadýr. Ýlgili uluslararasý belgeler ‘savunma hakký’ný suçlanan kiþinin anladýðý bir dilde suçlama hakkýnda bilgilendirilmesi, savunmasýný hazýrlayabileceði yeterli zaman ve imkânlara sahip olmasý, eðer mahkemede konuþulan dili anlayamýyor veya konuþamýyor ise ücretsiz tercüman yardýmýnýn saðlanmasý, kendisine karþý gösterilen tanýklara karþý eþit þartlarda ve sayýda tanýðý getirebilmesi, kendisini doðrudan veya kendi seçeceði yasal yardýmlarla savunabilmesi, eðer yasal yardýma (avukat) ödeyecek gücü yoksa bunun ücretsiz olarak temin edilmesi olarak tanýmlamaktadýr.
Bu belgelerde bahsedilen dil kiþinin ana dili olabileceði gibi onun anladýðý ve kendisini ifade ettiði baþka bir dil de olabilir ve buna mahkeme deðil, þahsýn kendisi karar verir. Bu baðlamda KCK davalarýnda mahkemelerin sanýklara Kürtçe konuþturmama gayreti ve suçlanan kiþilerin mahkemede kullanmaya çalýþtýklarý dili, yani Kürtçe’yi “bilinmeyen bir dil” olarak tarif etmeleri traji-komik olmanýn ötesinde mahkemelerin alacaðý kararlarý tehlikeye düþürecek türdendir. Bu kiþilere diledikleri dilde savunma yaptýrmayarak hâkim ve savcýlar mahkemelerin tarafsýzlýðýna ve adil yargýlama özelliklerine aðýr bir darbe vurmaktadýrlar.
Hâkimlerimizin bu davalardaki gerekçeleri suçlanan kiþilerin Türkçe’yi iyi düzeyde bilmeleri ve Kürtçe savunmayý PKK’nýn propagandasýný yapmak için istedikleri yönünde olmuþtur. Oysa ki hiçbir dil bir terör örgütünün propaganda aracý sayýlamaz. Aslýnda mahkemelerimiz Kürtçe’nin kullanýmýný mahkemelerde fiilen yasaklayarak terör örgütünün Kürtçe’yi istismarýna kapý açmýþlardýr.
Doðrusunu isterseniz ben de mahkemeler gibi sanýklarýn Kürtçe’yi propaganda yapmak için kullanmak istediklerini, pek çok sanýðýn Türkçesinin Kürtçesinden çok daha iyi olduðunu biliyorum. Ancak adil bir mahkemede þahsýn hangi dilde daha rahat olduðuna hâkimler, dil bilimciler ya da siyasiler deðil, suçlanan kiþiler karar verirler. Çünkü hangi dilde rahat olunduðu son derece bireysel bir durumdur.
***
Benzeri tespitleri kamu hizmetlerinin Kürtçe’de, daha doðrusu vatandaþlarýmýzýn kullandýðý dillerde verilmesi de 2023’ün deðil, 1923’ün konusu olmalýydý. Eðer bu ülkede milyonlarca vatandaþýmýz Kürtçe’yi konuþuyorsa hastanelerin veya postanelerin Kürtçe konuþmasý, havaalanlarýnda veya otobüs terminallerinde anonslarýn Türkçe’ye ek olarak Kürtçe dilinde de yapýlmasýnýn nesi gariptir?
Kýsacasý temel insan haklarý için 2023’ü beklemeye hiç gerek yok. Bu haklarýn terörle de bir ilgisi yok. PKK ile mücadele ister baþarýlý olsun, isterse olmasýn. Medeni ve demokratik bir hukuk devleti olacak isek insanlarý onlarýn seçtikleri dilde yargýlamalýyýz ve onlara en temel savunma hakkýný vermeliyiz. Ayný þekilde insan haklarýna saygýlý bir devlet isek kamu hizmetlerini insanlarýn dillerine göre deðil, vatandaþlýk haklarýna göre daðýtmalýyýz.