Mustafa SABRİ BEŞER
Mustafa SABRİ BEŞER
mustafa.beser@star.com.tr
Tüm Yazıları

2026 yılı “Anne Yılı” ilan edilsin! (2): Ev, Ruh, Nesil

Her toplumun kaderinde bir an vardır. Sessizdir. Kimse onun geldiğini anlamaz.

Bağırmaz, çağırmaz. Fakat bir milletin ruhunu alttan alta yoklayan bir değişimin habercisidir.

Evlerin içinde bir şey eksilir.

Sözün tonu değişir.

Çocuğun bakışı boşalır.

Babanın omzu düşer.

Toplumun vicdanı yerinden oynar.

Neden sonra anlarız ki mesele ekonomi ya da siyaset değil, kayıp annedir!

Annenin gölgesi dahi çekildiğinde toplum önce ruhunu, sonra yolunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Ve fakat bir milletin yeniden doğrulması da yine aynı yerden başlar. Annenin gölgesinin eve geri dönmesinden.

"2026 Anne Yılı ilan edilsin!" önerisi bu hakikatin kapalı kapılarını aralayacaktır.

Bu coğrafya çok şeye tanıklık etti. Ancak anneyi görmezden gelmenin sonuçlarını bu kadar sert yaşamamıştı.

Abbasilerin dağınıklığı da böyle başladı. Endülüs'ün çözülüşü de böyle hızlandı. Osmanlının modernleşme sancısı da aynı yerden yarıldı.

Anne figürü zayıfladığında devletin sesi bile duvara çarpar.

Genç kızlar popüler kültürün ışıltılı vitrinine tutulur. Annelik uzak bir ihtimal gibi görünür. Çocuk dış dünyanın ideolojik rüzgarlarına teslim olur.

LGBT söylemi boşluk bulur.

Şiddet artar.

Merhamet evden çekildiği için sokakta da kaybolur.

Ve toplum ruhunu kaybettiğini fark etmeden yaşar.

İnsan kendini güçlü hissetmek için önce annesinin sesini duymalıdır. Anne kaybolduğunda yalnızlık büyür. İç denge şaşar, kırılmalar hızlanır.

Annelik geri geldiğinde ise birçok direnç noktası kendiliğinden ayağa kalkar. Çocuk ideolojik fırtınalardan daha az etkilenir. Aile içi huzur güçlenir. Toplumsal dayanışma yeniden canlanır.

Aidiyet duygusu.

Kök hafızası.

Kimlik direnci.

Bu üçü olmadan hiçbir ideolojik tartışma anlam taşımaz. Devlet bilgi verir ama ruhu inşa edemez.

Anne tam da bunu yapar. Çocuğun iç sesini korur. Vicdanını eğitir. Tehlikeli dış etkileri ruhun kapısından içeri sokmaz.

Sahte modernliğin yıllardır fısıldadığı bir cümle vardı. Annelik yük!

Bu cümleyi o kadar çok tekrar ettiler ki bazıları artık inanır oldu.

Anne Yılı bu söylemin sahte yüzünü gösterecektir.

Çünkü annelik bir yük değil. Toplumun en sağlam taşıyıcısıdır.

Popüler kültürün sunduğu toksik kadın imajı da annelik yüceldiğinde etkisini kaybedecektir. Gerçek güç, kırılganlığını şefkatle taşıyabilen anne figüründe saklıdır.

Bugünün dünyasında çocukları LGBT lobilerinin kültürel saldırısından koruyacak en güçlü siper yine annedir. Anneye verilen her toplumsal imkân bu saldırıya karşı bir koruma alanı oluşturur.

Anne öğretisi güçlendiğinde çocukta duygusal boşluk azalır. Psikolojik dayanıklılık artar. Babalık da ancak güçlü bir annelik zemini üzerinde kendine yakışır bir rol bulur. Aile içi otorite çatışması yerini uyuma bırakır.

Medeniyet iddiasının anne referansı olmadan yaşaması mümkün değildir. Çünkü medeniyet yalnızca teknik bir ilerleme değildir. Bir hissediş biçimi, hafıza biçimi, aidiyet biçimidir.

Anne kaybolduğunda toplum önce bu hissi kaybeder.

Ardından hafızayı.

Sonra yönünü.

Fakat anne figürü güçlendiğinde en sert kriz anlarında bile toplum yeniden toparlanır. İnsanın en kırılgan anlarında sığındığı yer ekonomi tablosu değil. Siyasi analiz değil. Annesinin sesidir.

Gençlerin milli ve manevi değerlerle bağı da anne üzerinden kurulur.

Çocuk inancını annesinin bakışından öğrenir.

Değerini annesinin sesinden duyar.

Anne öğretisi olmadan ahlaki pusula oluşmaz.

Annelik bilincinin yükselmesi boşanma oranlarını bile etkiler. Birliktelik duygusu yeniden kurulur.

Ve insanın bütün travmalarından daha güçlü bir iyileşme vardır: Annenin sevgisi.

Bu yüzden 2026 Anne Yılı önerisi bir süs değil. Bir hatırlatma, tamir çağrısı, toplumun nereye döneceğini hatırlatan sessiz bir işaret.

Kültürel sömürgeleştirmeye karşı direncin toplumsal karşılığını kurma imkânı.

Genç kızların anneliğe yeniden umutla baktığı bir zemin.

Medyanın aşındırdığı aile algısını tamir eden bir farkındalık.

Toplumun vicdan terazisini yeniden kuran bir eşik.

Toplumun yeniden nefes alacağı eşik tam da burası olduğu için 2026 yılı "Anne Yılı" ilan edilmelidir.