Robot deyince ilk aklýna mutfak robotu ya da en fazla bilim-kurgu filmleri anlayan son nesil bizden bir önceki nesildi, yani anne-babalarýmýz.
Bizlerin hayatý tam orta yerine düþtü eski çað ile yeni açýlan robotik çaðýnýn.
Belki de dünya tarihinin en önemli icatlarýndan biri olan internetin doðuþu dünyanýn bizim þahitlik ettiðimiz bir dönemine denk geldi.
Sadece yeni icatlar deðil, ayný zamanda halihazýrda varolan aygýtlarýn ya da yöntemlerin de evrim geçirip bambaþka bir boyuta geldiði dönem bizim bu yaþadýðýmýz dönem oldu.
1876’da patenti alýnan telefon icadýnýn format deðiþtirip adeta bir hayat kumandasý oluþu bizim yaþantýlarýmýza denk düþtü.
Kýsacasý biz dünyanýn köprüsüyüz.
Eski kuþak ile yeni kuþaðýn aralarýndaki tek iletiþim unsuru biziz.
Yaþlý dünyamýz bundan sonra daha ne kadar yaþayacak bilemeyiz, ama kýyamete henüz daha var ise bizim jenerasyonumuza tarihi bir görev düþüyor demektir.
Binlerce yýllýk bir insanlýðýn, medeniyetlerin kazanýmlarýný, birikimini bizden sonraki çaða, yani yeni dünyanýn ilk insanlarý olan çocuklarýmýza aktarmak.
Ürkütücü bir tablo çiziyor olabilirim. Bunun sebebi tablonun ürkütücü olmasý.
“Yok yahu, çok da abartmayalým” diyenlere el yazýsýný hatýrlatmak istiyorum. Sizce kaç yýl daha ömrü kaldý el yazýsýnýn? Ýnsanlarýn bilgisayar ve türevlerini kullanmaktan yazý yazma özelliðini gitgide daha az kullandýðýný, bir süre sonra artýk el yazýsý yazmanýn, þimdilerde daktiloda yazý yazmak gibi demode olacaðýný hayal edebiliyor musunuz? En son ne zaman el yazýsý bir tam sayfa yazdýðýnýzý sorsam mesela? Ya da ne sýklýkta el yazýsý yazdýðýnýzý?
Tekrarlýyorum.
Uzun yaþayanlarýmýz dünyanýn bambaþka bir haline tanýklýk edecekler. Çocuklarýmýzýn büyüdüðü zamanki dünya çok tuhaf bir yer olacak. Evet, bir kýsmýmýz o zamanlarý görebilecek. Ya da görmek zorunda kalacak mý demeliyim?
Düþünün, 50’li, 60’lý anne-babalarýn 70’li 80’li çocuklarýyýz. Ve 50-60’larda doðup büyümüþ anne-babalarýndan öðrendikleriyle yetiþen bir jenerasyon olarak robot çaðýnda yaþayacak çocuklarý yetiþtirme vazifesi bize düþüyor.
Tablo bu kadar karmaþýk iken sadece kodlama öðreterek bu görevden kurtulabilmemiz mümkün mü? Muhtemelen deðil.
Saniyede onbinlerce satýr kodu otomatik olarak üretebilen bilgisayarlarýn karþýsýnda çocuðumuz “Ama bir dakika, ben kodlama biliyorum!” diyerek yýrtabilecek mi?
Çocuklarý bu yeni çaða hazýrlamanýn belki de en iyi yolu onlarý robotlaþtýrmaktan deðil, daha çok insanlaþtýrmaktan geçiyordur, ne dersiniz?
Alibaba.com kurucusu Jack Ma diyor ki;
“Robotlarýn hakim olacaðý dünyaya doðru ilerlerken, eðitim sistemimizi kökten deðiþtirmeli ve çocuklarýmýza robotlarýn hiç bir zaman öðrenemeyeceði sporu, sanatý, müziði öðretmeliyiz.”
Bir ek bilgi; robotlarýn 2030’da 800 milyon insaný iþinden etmiþ olacaðý öngörülüyor.
- Çocuklarýmýza adalet duygusunu aþýlamalý, adalet kavramýný öðretmemiz gerekiyor. Adalet duygusu çok güçlü, taraflardan birisi kendisi bile olsa adil olmaktan zerre þaþmayan bir birey gelecekte ne kendisine, ne karþýsýndakine ne de bir baþkasýna haksýzlýða asla izin vermeyecektir.
- Çocuklara önce paylaþmayý, sonra da diðergamlýðý; yani karþýsýndakini daha çok düþünmeyi öðretmeliyiz. Dünyanýn kaynaklarýnýn bu hýzda tükendiði bir çaðýn devamýnda çocuklarýmýz ortadaki bir ekmeðin ne kadarýný kendime koparýrým diye düþünürse aç kalacaklar çünkü, paylaþabilirlerse doyacaklar.
- Çocuklara yapay zekanýn, robotlarýn sorun çözme yöntemlerini, yani yazýlýmsal if/else döngülerini alt edebilecek þekilde pratik düþünme, kriz yönetimi ve sorun çözme özellikleri yüklemeliyiz. Farklý bakabilmeyi, beklenmedik çözümler üretebilmeyi, görünmeyeni görebilmeyi.
- Çocuklara özgür düþünmeyi öðretmeliyiz. Özgür düþünmeyi gerektiren, ilham gerektiren, fikir gerektiren meslekleri robotlar asla alamayacaklar.
- Ýçinde çok fazla insani özellik barýndýran ve duygulara hitap etmeyi gerektiren liderliði öðretelim çocuklara. Liderlik vasfý insana kalacak, þimdi, 30 yýl sonra, 60 yýl sonra. Yüreklere hitap edebilen, harekete geçirebilen, ilham verebilen ve motive edebilen çocuklar ne yaparlarsa yapsýnlar baþarýlý olacaklar.
- Sevmeyi, çok sevmeyi öðretelim. Ve sevgiyi öðretmenin tek yolu dopdolu bir kalple sevgiye doyurmaktýr. Yapay zeka ne kadar ilerlerse ilerlesin yapay bir kalp hiçbir zaman üretilemeyecek. Cesaret, samimiyet, dürüstlük, vefa, þükür gibi kavramlar taklit edilemeyen ve sadece kalpte saklanabilen özellikler. Onlara bu özellikleri öðretelim, özümsetelim.
Velhasýlý, robotla yarýþsýn, robotun, elinden iþini almasýný engellemeye çalýþsýn diye yetiþtirdiðimiz çocuklar eninde sonunda bu yarýþý kaybedecek. Biz, o rekabete girmeyecek, o rekabetin çok çok üzerinde kalacak çocuklar yetiþtirmenin yollarýný aramaya devam edelim.
Fikirlerinizi e-posta gönderin, bu yazýnýn devamýný sizlerin katkýlarýyla getirelim.