Fay hatlarýnda bir Ýstanbul depremi beklerken, 806 binlik farkla bir siyasi deprem yaþadýk.
Ýtiraf etmeliyiz ki, Cumhur Ýttifaký’ný destekleyen ve Binali Beyin kazanmasý için gayret eden bizler için Ýmamoðlu’nun Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný seçilmesi, aradaki farkýn 806 bin oy olmasý çok þaþýrtýcý ve gerçekten çok üzücü oldu.
Seçmene kýzmamýz, bir takým mazeretler üretmemiz akýl dýþý, insaf dýþý olur. Bizim desteklediðimiz insanlar seçim kazanýrken seçmen doðruyu yapýyor da, muhalefet adaylarý kazanýnca yanlýþ mý yapýyor?
Kaldý ki hata bir kusurdur, mazeret onu 10’a katlar…
Demokratik olgunluk, seçmen iradesine saygýyý gerektirir.
Ýmamoðlu ve Millet Ýttifaký kazanmýþtýr, nokta.
Partileri teker teker analiz etmeden önce genel olarak þunu söyleyebilirim.
Bir teselli olarak deðil, inancýmýz gereði biz “olanda hayýr vardýr” diyoruz.
Benim görebildiðim ilk hayýr, siyasette çok yükselen ve toplumda da ciddi kutuplaþmalara sebep olan gerilim düþmüþtür.
Farklý yaþam tarzlarýndan kaynaklanan toplumsal yüksek tansiyonu bu ülke daha fazla kaldýramazdý. Üstelik bu derinleþen kutuplaþma, fay hatlarýnda negatif enerji biriktiriyor ve bu da ülkemizi ve devletimizi yabancý hesaplarýna iyice müsait hale getiriyordu.
Çok sevinmelerinden de anlýyoruz ki, muhalefet cephesi rahatladý. Üzerlerindeki ölü topraðý gitti. Buna gerçekten ihtiyaçlarý vardý. O taraftan kimileri, Türkiye’nin artýk yaþanmaz hale geldiðini, ülkeyi terk etmeyi düþündüklerini yazýp konuþmaya bile baþlamýþlardý.
Þimdi AK Parti’nin sandýkla gidebileceðini gördüler, rahatladýlar ve demokratik tercihleri öne geçti. (Ýmamoðlu kaybetseydi, Gezi kalkýþmasý benzeri olaylar an meselesiydi.)
Kýsacasý, 23 Haziran, hayatî organlarý tehdit eden yüksek tansiyonu düþürdü, toplumsal basýncý azaltan bir emniyet supabý oldu.
23 Haziran’ýn siyasî sonuçlarýna gelince;
Saadet Partisi ayný minval üzerine yürüyecektir.
ÝYÝ Parti’de Meral Akþener’in genel baþkanlýðý kurtulmuþtur.
CHP’de Kemal Kýlýçdaroðlu rakipsiz kalmýþtýr.
HDP, en kazançlý çýkan partidir. Fakat þimdi demokrasiden yararlanmanýn getirdiði yeni yol telkini ile Kandil’in baskýlarý arasýnda sýkýþacaklardýr. Öcalan’ýn Kandil’den farklý düþündüðü söylenemez. Kendini kurtarmak için samimiyetsiz bir mektup yazmýþtýr. Zaten HDP yönetimi de Öcalan’ýn asýl niyetini bildikleri için mektubu kaale almamýþtýr. Öcalan-Kandil-HDP cephesinde çatlak olmaz. Çünkü ABD gibi bir yapýþtýrýcýlarý var…
CHP-HDP-Ýyi Parti-SP bloðu, Ýstanbul’da netice aldýklarý için birbirlerine daha da kenetleneceklerdir. Bundan sonra hedefleri Cumhurbaþkanlýðý Hükümet sistemini yýpratmak, ilk fýrsatta Türkiye’yi erken bir seçime zorlamaktýr. Dýþarýdan gelecek baskýlardan medet umduklarý, onlara hala ümit baðladýklarý da bir sýr deðil. Bunun için en az 1 yýl bekleyeceklerdir.
AK Parti’yi içeriden hedef alacak yeni partiler yola koyulmuþtur.
Cumhur Ýttifaký bir sadme yemiþ ama hem AK Parti, Hem MHP yönetimi kendilerine yakýþan þekilde dayanýþma ve güç birliðine devam edecektir.
MHP ve lideri Sayýn Bahçeli, -kimileri hafife de alsa- beka meselemizin garantörüdür.
Sayýn Erdoðan, hem Ýmamoðlu’nu iki defa tebrik ederek, hem de 23 Haziran’da verilen mesajý görmezden gelemeyeceklerini söyleyerek demokratik olgunluk gösterdi.
Bundan sonrasý tamamen Sayýn Erdoðan’ýn alacaðý kararlara baðlý. 17 yýldan beri büyük badirelerden ustaca geçen Erdoðan’ýn liderliðini rehber edinenler, iktidarý ve partisi için isabetli yolu bulacaðýna inanýyorlar.