Son yazýmý yeni mezun gençlere ayýrmýþtým. Onlara bir mektup yazmýþtým.
Ýþte o mektubu okudum. Hem de diplomalarýný almaya dakikalar varken bir yaprak gibi tir tir titreyen pýrýl pýrýl gençlerin gözlerine bakarak…
Ýþte o mektubun hikayesinin devamýný anlatacaðým müsaadenizle…
Dede Korkut Anadolu Lisesi, Ýstanbul Bahçelievler’de, o dönemin en mütevazý, ismi duyulmamýþ anadolu lisesi idi, okulun yerinden ve yeni oluþundan ötürü puaný düþüktü. Aradan geçen 20 küsür yýlda muazzam bir deðiþimle bu kadar iyi bir noktaya geleceðini bilemezdik elbette… Dede Korkut Anadolu Lisesi’nde görev yapan tüm yöneticilerin çok büyük payý var ama son gelen genç ve baþarýlý okul müdürümüz Yasin Gülþen de gençliðiyle, enerjisiyle, tevazusuyla ve gençlerle kurduðu empatiye dayalý iletiþimle okulun baþarýsýný taçlandýrmýþ. Ýnþallah daha güzel yerlerde de görürüz, genç ve azimli eðitim yöneticilerine çok ihtiyacýmýz var.
16 yýl oldu ben mezun olalý. Mezun oldum ama hiç kopmadým, her sene mutlaka bir ya da iki günümü ayýrdým, görev bilip gittim okuluma. Bazen bir sýnýfa, bazen konferans salonunda üç-dört sýnýfa okuldan sonraki hayatý anlatmaya çalýþtým. Çünkü okul bir süre sonra bir akvaryuma dönüþüyor, öðrencileri, öðretmenleri ve idarecileriyle dýþ dünyadan baðýmsýz bir akvaryuma. Bu kapalý devre çalýþan düzeneði biraz hareketlendirmek için özel sektörden birilerinin okula gelmesi, öðrencilerle temas kurmasý þart, buna inanýyordum.
Bu 16 yýlda her yýl okula gidiþ-geliþler bana hiç tahmin etmediðim bir þeyi kazandýrdý. Okulun ilk mezunlarýndan biriyken, bizim dönemden sonra okula giren, yani normalde hiçbir þekilde karþýlaþamayacaðým yüzlerce genç ile tanýþtým.
18-20 yaþýnda okulumda verdiðim seminerler hiç tahmin etmediðim bir kariyer açtý sonrasýnda, konuþmacýlýk ve eðitimcilik kariyeri. Daha da ileride televizyonculuk…
Ama hepsinden öte sahiplenme duygusu kazandýrdý, okuduðum okulu sahiplenme.
Düþünsenize, sadece okuldan mezun 10-20 kiþinin oluþturduðu mezunlar derneði deðil, her mezun okulunun gönüllü bir elçisi olsa, her mezun okulda okuyan bir ya da birkaç öðrenciden sorumlu olsa, onlara mentörlük yapsa hoþ olmaz mý?
Program mezunlarýn sýrayla platforma yürüyüþüyle baþladý. Oturdum, tek tek yüzlerine baktým gençlerin.
Hiçbiri akrabam, kardeþim, kuzenim ya da ailemden herhangi biri deðildi, ama ben göz yaþlarýmý tutamadým.
Neden diyeceksiniz…
O kadar pak çehreli, o kadar umutla bakan gençlerdi ki geçenler… Tertemiz hayalleri, heyecandan duracakmýþ gibi hissettikleri dopdolu yürekleri vardý.
Daha hayata yeni baþladýklarý halde, kim bilir ne çileli günlerle, ne uykusuz gecelerle büyütüldüler, bugüne geldiler.
Analarýna, babalarýna baktým, mahsulünü almýþ çiftçi gibilerdi, yorulmuþ, yýpranmýþ ama mutlu…
Bir babaanne elinde bir küçük kutu ile torununu arýyordu, “ne arýyorsun teyze?” dedim, “Evladým, iki torunum var, büyüðüne mezuniyetinde bir tam altýn taktým, þimdi buna takmasam olmaz, adaletsizlik olur, altýnýný takacaðým” deyiverdi.
Anlaþýlan babaanne de almýþtý heyecandan nasibini…
Dostlar, bir tanesini bile kaybedemeyeceðimiz, kaybetmeyi göze alamayacaðýmýz pýrýl pýrýl bir gençliðimiz var.
Ve çok þey deðil, iyi bir eðitim, iyi bir iþ ve güzel bir hayat istiyorlar.
Hepsi bu ülke için çalýþacak, gece gündüz Türkiye’yi milli hedeflerine doðru götürecek. Türkiye’yi yükseltecek olan omuzlar iþte o omuzlar, baþkasý deðil.
Anne-babalar da öyle, hayatlarýný verdikleri yavrularý mutlu olsun istiyorlar, daha fazlasýný deðil…
Seçime gidiyoruz malum, binbir zorlukla, dört bir yandan, içeriden ve dýþarýdan ekonomik ve sosyal ambargolarla.
Bu seçimin sonunda, 25 Haziran sabahýnda ilk iþ oturup eðitimi konuþalým, aileyi konuþalým, teknolojiyi konuþalým, sosyal meseleleri konuþalým, Türkiye’nin artýk yarýnýný konuþmaya baþlayalým.
Dileðimiz, duamýz budur.
***
Mezuniyet törenine Bahçelievler Ýlçe Milli Eðitim Müdürü Sn. Emin Çýkrýkçý ve Bahçelievler Belediye Baþkan Yardýmcýsý Zekeriya Yýldýz da katýldý. Bunu yazmazsam olmazdý zira Bahçelievler büyük bir ilçe, yüzlerce okulu var ve bu yüzlerce okulun her biri mezun veriyor. Bürokratlarýmýz, yerel yöneticilerimiz bir okulun mezuniyetine, üstelik de beþ dakika uðrayarak deðil, baþýndan sonuna kadar orada durarak, bir parçasý olarak katýlýyor. Ne mutlu bize… Teþekkkürler Sn. Çýkrýkçý, teþekkürler Sn. Yýldýz.
***
Mübarek Ramazan ayýna girdik, ne kadar þükretsek az. Buruk girdik zira Ýsrail’in Amerika’yý yanýna alarak yaptýklarý artýk insanlýðý insanlýðýndan utandýracak raddede. Ama Ramazan berekettir, ülkemize ve dünyamýza iyilikler, güzellikler getirecek. Yeter ki biz ona iyilikle, güzellikle gidebilelim.