25 Haziran sabahý nasýl bir Türkiye’ye uyanmak istiyoruz?

Belki de birçok Avrupa ülkesinde vatandaþ, siyaseti yakýndan takip etmez, kendi geleceðiyle seçim sonuçlarý arasýnda doðrudan bir bað kurmaz. 

Türkiye’de ise seçim sonuçlarý sadece her vatandaþýn tek tek geleceðini deðil, ülkenin de bir bütün olarak geleceðini etkileyebilecek, hatta deðiþtirebilecek durumda.

Demokrasilerde elbette partiler kazanýrlar kaybederler, kimi gelir kimi gider. Türkiye’de de öyle olmuþtur. AK Parti seçimle gelmiþtir ve seçimlerden meþruiyetini alarak ülkeyi yönetmiþtir. 

Ama gelinen noktada Türkiye’de ilave bir durumun olduðu da unutulmamalý. Mesele sadece belli politikalarý olan partilerin seçim kazanýp kazanmamasý deðil. Politika deðiþikliði normaldir ama seçim sonuçlarýyla daha fazla bir deðiþim murat ediliyorsa orada farklý bir durum vardýr. 

Adaylar yarýþýyor ama arka tarafta bir kýsým örgütlerin mücadeleleri var.

Partiler yarýþýyor ama arka tarafta ülkenin kaderi üzerine oynanan oyunlar var.

Ýttifaklar yarýþýyor ama arka tarafta bir kýsým ülkelerin hesaplarý var.

Geçen günkü yazýmda da belirttiðim gibi AK Parti’nin biraz sendelemesinden sevinç krizleri geçirecek olanlar o kadar çok ki: Kandil, Pensilvanya, eli kanlý PKK, hain FETÖ, NATO gladyosu, Soros ve avanesi, katil Esed, zalim Ýsrail hükümeti, cami yasaklayan Avusturya hükümeti ve daha nicesi...

25 Haziran sabahý nasýl bir Türkiye’ye uyanmak istiyoruz? 

Erdoðan’ýn cumhurbaþkanlýðý demek, büyük Türkiye idealine, güven ve istikrara, milli sanayi hamlesine, ekonomik þahlanýþa, dev projelere, muhteþem vizyona devam demek...

Ama en önemlisi de FETÖ ve PKK gibi terör örgütleriyle etkin mücadele demek...

Dünya mazlumlarýnýn sesi olmaya, bölgesel liderliðe devam demek...

Baþka bir senaryonun Türkiye düþmanlarý açýsýndan iþtah kabartacaðýna þüphe yok. 

FETÖ’nün yeniden dal budak salýp her kesime musallat olmasýný kim engelleyebilir?

Hain kalkýþmalar karþýsýnda halký tanklarýn önüne kim çýkarabilir?

Küresel güçlerin bölgesel senaryolarýnda piyonluk yapan PKK’nýn oyunlarýný kim ekarte edebilir?

FETÖ’cülerin ve PKK’nýn ellerini ovuþturduðu bir sabaha uyanmak, karanlýk bir tünele girmekten farksýz olur.

Milletin deðerlerine savaþ açan darbeci, cuntacý, vesayetçi odaklarýn yeniden sahne alacaðý bir Türkiye’ye uyanmak geçmiþ acýlarý nüksettirmekten baþka bir anlam taþýmaz. 

Erdoðan karþýtlarýnýn sözde halkçý adaylarýnýn yaptýklarý muhafazakârlara açýlým göstermek deðil FETÖ’ye açýlým yapmaktýr. 

Kimi eleþtirileri sebebiyle kimse bir bilinmeze, bir karanlýk tünele, bir kaos ortamýna kapý açmamalý.

Türkiye büyük badireler atlattý, büyük zorluklarý geride býraktý, büyük meydan okumalarý bertaraf etti. Bunu elbette Erdoðan’ýn liderliði ve halkla kurduðu gönül baðý sayesinde baþardý. Yeni badirelere, yeni risk ve tehditlere Türkiye’yi maruz býrakmamak ancak Erdoðan’ýn liderliðini en güçlü þekilde desteklemekle mümkün olabilir.

Bu seçimler üzerine o kadar çok oyun oynanýyor ki… Mesele hangi adayýn seçilip seçilmeyeceðini aþýyor. 

Türkiye’nin geleceðine yönelik büyük bir kavga var. AK Parti ve Cumhur ittifaký karþýtlarýnýn Türkiye’nin karþýlaþabileceði tehditleri giderebilecek bir potansiyellerinin olmadýðý ise çok açýk. 

24 Haziran’da, 25 Haziran sabahýný ve ülkemizin geleceðini düþünerek oy kullanalým inþallah. 

Her bir oy çok kýymetli, seçim yüzde 50 artý bir oyla kazanýlacak. O bir oy sizin oyunuz olabilir. Aman sandýða gidelim, irademizi ortaya koyalým.