27 Mayıs’tan İmamoğlu’na…

Bu ülkenin çalkantılı tarihinde, “Darbeler-CHP-ABD işbirliği” diye bir hakikat var. 

60 yıl önce ABD, bir askerî darbeyi neden tezgâhladı ise 15 Temmuz ihanetinin içinde de aynı nedenle var. Yine aynı nedenle PKK’yı besledi, büyüttü. Aynı nedenle 3 yıldır Suriye’de PYD/YPG’ye 30 bin tırla silah desteği verdi… 

Neden şu: Batı, genlerindeki İslam düşmanlığını muhafaza ediyor. Onların ağzı ile söyleyelim; “laik-Kemalist bir Türkiye” istiyorlar. Yani milli ve manevi değerleri ile kendisi olarak ayağa kalkan, dik duran, emperyalist politikalara boyun eğmeyen bir Türkiye istemiyorlar. 

Türkiye ayağa kalkarsa Türk dünyasının, İslam coğrafyasının da ayağa kalkacağını hesaplıyorlar. 

Bugün bu hedeflerini “Erdoğansız Türkiye” olarak ifade ediyorlar. 

İstanbul seçimini belediye seçimi olarak görmüyorlar. 23 Haziran’ı, “Erdoğansız Türkiye” planının önemli bir dönüm noktası olarak görüyorlar. İstanbul surlarında açılacak gedik üzerinden erken seçim hesabı yapıyorlar. Onun için “İmamoğlu projesi”ne dört elle sarılıyorlar. 

Değilse, ABD Dışişleri Bakanlığı 31 Mart’ın hemen arkasından resmen, “Neden İmamoğlu’nun mazbatasını vermiyorsunuz, bunu not ettik” der mi? 

27 Mayıs’tan İmamoğlu projesine uzanan yola bir bakalım. 

1. Darbe hükümetini ilk Amerika tanıyor. Darbe sabahı cuntacılar Washington ile 35 kere konuşuyorlar. ABD’den para bile istiyorlar. (Demokrat Parti döneminde İstanbul Emniyet Müdürü olan Faruk Oktay’ın oğlu H. Emre Oktay, aksam.com.tr’den Ezgi Aşık’a anlattı.) Bugün de ABD, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği, bilhassa Yunanistan hepsi İmamoğlu’nun destekçileri. 

2. Darbe öncesi zemini oluşturmak için Menderes’e sürekli “diktatör” dendi. CHP, bunu ağzında sakız etti. 

Bugün de Menderes’e söylenenlerin aynısı Erdoğan’a söyleniyor. “Diktatör, Sultan, Tek Adam, Saray…” ithamları Kılıçdaroğlu’nun ağzından düşmüyor. 

3. CHP’nin ezan takıntısı oldu. İsmet İnönü döneminde “Allah Ekber” diye ezan okuyana 3 ay hapis cezası uygulandı. Menderes iktidara gelir gelmez ezanı aslına çevirdi. ABD ve CHP zihniyeti bunu asla affetmedi. 15 Temmuz gecesi aynı zihniyetin sahipleri sela okuyan müezzinlere saldırdı, darp etti. 

4. CHP darbelere destek verdi, darbecileri tahrik ve himaye etti. 

İsmet İnönü darbecilere “emrinizdeyim” dedi. Darbecilerin başa geçirdiği Cemal Gürsel, İsmet İnönü’ye, "emriniz bizim için peygamber buyruğudur" demişti. Hükümet aleyhindeki mitinglerin organizesi CHP binalarında yapılıyordu. 

CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, daha 20 gün önce Meclis kürsüsünden, “Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok sayan darbeyle buluşmaz mı” dedi. 

5. Başbakan ve iki bakanın idam edildiği 27 Mayıs darbesine CHP “devrim” dedi ve bayram ilan ettiler. 

27 Mayıs’a devrim diyen CHP, 15 Temmuz’a da “kontrollü darbe” dedi. FETÖ’cülerin darbe öncesinde ABD’ye gidip gelmeleri, FETÖ elebaşının Pensilvanya’da CIA kontrolüne girmesi CHP tarafından hiç mesele edilmedi… 

6. ABD, 35 senedir Türk dış politikasını PKK terör örgütünün saldırıları ile hizaya sokmaya çalıyor. 

Bugün de PKK’nın siyasi kolu HDP, CHP ile işbirliği yapıyor. 

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Salı günkü Grup Toplantısında İmamoğlu’na açıktan destek veriyor ve şöyle diyordu: 

“YSK'nın 250 sayfalık hukuksuzluğuna karşı gelin 23 Haziran'da öyle güçlü bir cevap verelim ki aradaki fark tam 250 bin olsun…”  

Dün 29 Mayıs’tı. İstanbul’un fethinin yıldönümüydü. Fethin ruhuna sahip çıkanlarla, ABD arasında bir mesele var…