Baþbakan Erdoðan’ýn Cumhurbaþkanlýðý adaylýðý; hem kendi kariyeri, hem partisinin yenilenmesi, hem de Türkiye’nin sevk ve idare ihtiyacý açýsýndan en normal ve doðal karardýr. Tarihi akýþ bunu gerektiriyordu, baþkasý söz konusu olamazdý. Erdoðan’ýn yürüyüþü artýk Çankaya istikametinde olmalýydý, oldu.
Cumhurbaþkanlýðý siyasal hiyerarþinin bir numaralý makamý olmanýn ötesinde ülkenin renginin belirdiði yerdir. Anayasa, “Cumhurbaþkaný Devletin baþýdýr. Bu sýfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliðini temsil eder” demektedir. Yeterince güçlü bir taným... Þimdi ise bu makam ayný zamanda halkoyuyla güçlenecektir. Zaten önemli ve deðerli olan Cumhurbaþkanlýðý koltuðu siyasi anlam kazanacaktýr.
Çankaya’ya kadar her koltuk için seçim
Böylelikle, muhtardan cumhurbaþkanýna kadar bütün yönetim kademeleri halk oyuna tabi olacaktýr. 7’den 77 milyona kadar yönetim imtiyazýna sahip bütün liderler muhakkak surette milletin onayýyla göreve gelmiþ olacaklardýr. Cumhurbaþkaný’ný halkýn seçecek olmasý sýradan bir vak’a deðil, bütün siyasal sistemi yeniden yapýlandýracak ve vesayeti ebediyen tarihe gömecek nihai adýmdýr.
10 (veya 24) Aðustos’tan sonra bir daha artýk sistem üzerinde askeri, bürokratik ve jüristokratik vesayet kurabilmenin zemini kalmayacaktýr. Çankaya’nýn doðrudan milletle irtibatý vesayeti doðal olarak dýþlayacaktýr.
Erdoðan zaten, 2002’den itibaren her seçimde ve her kritik eþikte vesayet kalelerini birer birer yýkarak geliyor. 10 yýl öncesine kadar, bir vesayet cumhuriyetinden baþka bir þekilde tanýmlanamayacak Türkiye, bugün gerçek bir demokrasi olmuþtur. Asker-sivil bürokrasi sistemin merkezinden sökülmüþ ve yerine millet iradesi ikame edilmiþtir.
Mesele, kazanýrsa Erdoðan’ýn nasýl bir Cumhurbaþkaný olacaðý deðildir. Hangi yetkiyi ne kadar kullanacaðý, yerine kimi býrakacaðý veya nasýl bir uyum gözeteceði merak edilebilir ama bütün bunlar yaþamakta olduðumuz deðiþimin yanýnda ikincil konulardýr.
Erdoðan nasýl bir Cumhurbaþkaný olur?
Sistem deðiþiyor...
Sistem bugüne kadar hiç teneffüs etmediði kadar yüksek bir yoðunlukta milli irade ve demokrasi teneffüs etmeye baþlýyor.
Bugünkü yapýyla düþünerek, yeni dönemi ve Erdoðan’ýn nasýl bir reis-i cumhur olacaðýný tahmin etmek veya anlamak imkansýzdýr. Mevcut sistemde Çankaya’ya halk oyuyla çýkýlmýyor, mevcut sistemde mutlaka yüzde 50 artý 1 oy almasý gereken bir yönetici tanýmlanmýyor.
Mevcut sistemdeki aktörlerin aðýrlýklarý, Aðustos ayý sonunda ayný aðýrlýðý taþýyor olmayacaklar. Sistemin iskeleti yeniden þekilleniyor ve böylelikle bir dönem kapanýyor. Eski Türkiye’nin son günlerini yaþýyoruz. Hala taþýdýðýmýz aðýr yükler olsa da yeni Türkiye yolunda yürüyoruz.
Nasýl bir yönetim olacak? Baþbakan perspektifini açýkça ortaya koydu:
“Seçilmiþ bir Cumhurbaþkaný ile seçilmiþ bir baþbakan ülkeyi uçurur” dedi. Belli ki, baþkanlýk sistemini bu iki makamda tahakkuk ettirecek. Gerisini uygulamada göreceðiz çünkü bu model ilk defa uygulanýyor. Geride bir örnek veya bir teamül yok...
Ama merakýmýzý yenecek kadar bildiðimiz þeyler var... Bütün hayatýný seçmenin tercihine ve millet iradesine baðlamýþ bir liderden kaos, uyumsuzluk ve demokrasi dýþý bir tavýr beklenemez. Demokrasinin kýymetini bilen bir lider bu yolun dýþýna çýkmaz.
Bu ülke için de demokrasi dairesinde kalmaktan daha deðerli bir þey de olamaz.