28 Þubat birikimi çabuk tükenebilir

MHP’de ‘olaðanüstü kurultay’ teyakkuzu sürüyor. Genel Baþkan Devlet Bahçeli ve yönetimi yargý sürecinden umutlu.

Giderek daha fazla ‘muhalefetin ortak adayý’ algýsýyla hareket eden Meral Akþener de...

Yargýda veya seçimle bir sonuç alýnacak.

Ancak süreç öðretici oluyor:

MHP’nin politika deðiþikliðine ihtiyacý var. Ülkücüler 1 Kasým seçiminde bunu partiye gösterdi, ancak mesajýn alýndýðýndan emin deðil.

Akþener de buna yatýrým yapýyor; Bahçeli ise Akþener’in ihtiyaçtan deðil ‘paralel proje’ olarak doðduðunu söylüyor.

Süreç içinde Bahçeli’den bu iddiasýna daha fazla ‘kanýt’ gelecek, Akþener de karþýlýk verecek. Akþener’in ilk aþamada ortaya koyduðu performans MHP yönetimini memnun etti. Akþener’in iyi sýnav veremediðini düþünüyorlar. Açýklamalar sahaya yansýdýkça, Akþener’e yönelik teveccühün ne kadarýnýn ülkücü, ne kadarýnýn ‘paralel’ olduðunun ortaya çýkacaðýný söylüyorlar.

Gerekçeleri þaþýrtýcý deðil.

Ben de son açýklamalarýný tekrar okudum.

Meral Akþener’in en önemli kozu ‘28 Þubat sürecindeki duruþu’...

Baský gören kitlelere sahip çýkmasýyla gönüllerde taht kurmuþ; dönemin kudretli generallerinden birinin -tekrarlamaktan hicap duyduðum- hakaretine rest çekmesiyle de bunu taçlandýrmýþtý.

Ancak 28 þubat sürecindeki ‘tasarruflar’ siyaset için yeterli deðil. Dil, üslup ve siyaset üretmek bu iþin ‘akarý’...

Siyasi akar saðlayamayýnca elde-avuçta olan hýzla tükenir.

Bana ‘tüketecek gibi’ gelmesine neden olan açýklamalarý þöyle:

- Kendisine yönelik eleþtirileri ‘saldýrý’ olarak nitelerken, muhataplarýna yönelik saldýrgan ifadeler kullanmasý;

- ‘Yamuk’ ve ‘þerefsiz’li ifadelerden uzak durmamasý;

- MHP yönetimini “AKP’nin tek baþýna iktidarýna neden olmakla” suçlarken Gezi ve CHP-HDP söylemini kullanmasý;

- Gerçeðin farklý olduðunu bildiði halde, karþýsýndakilerin bilmediðine yatýrým yaparak algýya oynamasý;

- Devlet ziyareti olmayan seyahatlerde karþýlama yapýlmadýðýný biliyor olmasýna raðmen, Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn ABD’de Baþkan tarafýndan karþýlanmamasýný ‘onur meselesi’ olarak sunmasý;

- Ülkücü camianýn hiç de hazetmediði çevrelerin sloganlaþtýrdýðý “Rabia’yý, Suud ve Katar sofralarýnda, Mescidi Aksa’yý ve Filistin’i ise Ýsrail’in müzakere masalarýnda terk ettiler” iddiasýný ‘dayanak göstermeden’ kullanmasý;

- Kurultay için topladýðý birkaç yüz delege imzasýný ‘meþru siyasi dayanak’ gördüðü halde, yüzde 52 ile seçilmiþ Cumhurbaþkaný ile yüzde 49.5’la seçilmiþ Baþbakan ve hükümeti suçlamasý;

- Eþinin Maoculuðu üzerinden siyaset yapmasýnýn, ‘liberal-solculara þirin görünmek isteyen saðcý siyasetçinin birdenbire Ýzmirlileþmesi’ni hatýrlatmasý;

- “Baþbakan olacaðým sözünü hesaplayarak söyledim” dedikten sonra “Çünkü bizim yüzde 19.5’luk oy potansiyelimiz var” demesindeki ‘Çillersel çeliþki’yi fark edememesi;

- “Meclis’te 40 milletvekiliyle 4. partinin genel baþkanlýðýna aday olduðum halde ‘Baþbakan olacaðým’ sözüyle kimse alay etmedi” derken, milletin efendiliðinden yüzüne karþý konuþmadýðýný farketmemesi;

- “Beni belinde silah olanlar ezemedi” sözüyle 28 Þubat’ý daha fazla kullanacaðý izlenimi vermesi...

Akþener, þarkýdaki gibi ‘alkýþý duymuþ, ihaneti görmüþ’ bir siyasetçi.

Alkýþlayanlara bakýnca...