28 Þubat süreci yakýn tarihimizin en karanlýk dönemlerinin baþýnda geliyor.
Sincan’da tanklarýn yürütülmesi ile simgeleþen askeri anormallikler, basýnda ve üniversitelerde yaþanan traji-komik hadiseler, çok düzeysiz destekler, asker yandaþlýklarý bugün nefretle anýlýyor.
Bu meselelerin bir bölümü, özellikle askeri cephesi, bugün yargý önünde; dönemin üniversite sorumlularýnýn bir bölümü yargýlanýyor, basýnda, 28 Þubat’ýn hakikaten bin sene sürebileceðine inanan ve bu kaný temelinde sürece destek verenlerin durumu belirsiz ama artýk çok da önemli deðil, tarih onlarla ilgili hükmünü çoktan verdi bile.
Ancak, 28 Þubat sürecinin bir de iktisadi ayaðý var, muhtemelen bu ayak Sincan’da tank yürütmekten de, basýnda darbe þakþakçýlýðý yapmaktan da, üniversiteleri, fýrsat bu fýrsat deyip, kýþlaya çevirmek isteðinden de önemli.
28 Þubat’ýn iktisadi ayaðý dediðimizde ilk aklýmýza gelen 2008 tarihli, TMSF’nin Hazine’ye olan 93.3 milyar TL borcun silinmesi; neresinden bakarsanýz bakýn 65 milyar dolarlýk muazzam bir miktar ama nedense bu konu da ülkemizde yeterince konuþulmadý.
TMSF-Hazine iliþkileri ve ilgili terkin kanunu, bankalarýn içinin boþaltýlmasý çok teknik bir dile mi indirgendi de, millet anlamadý, beyanname veren vergi mükellefi sayýsý çok düþük, bu nedenden mi, basýn bu iþin bir ölçüde içinde idi, basýn mý konuyu geçiþtirdi, doðrusu çok net bilemiyorum ama bu 65 milyar dolarýn terkin kanunu ile silinmesi ülkemizde yeri, göðü oynatmadý.
Ancak, 28 Þubat sürecinin ekonomik ayaðý dendiðinde, konu sadece bu terkin kanunu ile de sýnýrlý deðil.
Hafta sonu gazetelerde Erol Evcil’in Haziran 2012’de mahkum olduðu kararýn gerekçesini okuduk; Erol Evcil’i mahkum eden kararýn gerekçesini gördüðümüzde aklýmýza Nesim Malki cinayeti geldi, mafya-banka iliþkileri geldi, çok ilginç telefon görüþmeleri geldi, Malki cinayeti sonrasý aklandýðý iddia edilen büyük paralar geldi.
Türkiye’de olaylar öyle geliþiyor, gündem öyle hýzlý deðiþiyor ki, profesyonel araþtýrmacý gazeteci deðilseniz, tüm bu haberleri dosyalamýyorsanýz, bu olaylar bile aklýnýzdan uçup gidebiliyor; Allah’tan internet diye bir þey var da, hafýza tazelemek kolaylaþýyor.
Erol Evcil meselesi benim aklýma ilk olarak büyük ve devlet güdümlü, kamu bankasý demiyorum, bankalardan alýnan ama geri ödenmeyen kredileri düþündürüyor.
Ve aklýma bir þey daha geliyor, o da Türk Ticaret Bankasý’nýn o dönemki hikayesi.
Türk Ticaret Bankasý ve 28 Þubat öncesi iliþkiler iyi analiz edilmeden dönemin net anlaþýlabileceði kanýsýnda deðilim.
Bir genç gazeteci arkadaþýn 90’lý senelerde Türk Ticaret Bankasý-siyasetçi-mafya iliþkilerinde neler yaþandýðýný incelemesinin dönemi anlamak için çok önemli bilgiler ortaya çýkarabileceði kanýsýndayým.
Siyasilerin araya girmesiyle ne özel, ne kamu niteliði taþýmayan bazý bankalardan, 64. Madde ile gözetime alýnan bankalardan kimlere ne kadar krediler aktarýldýðýný çok net bir görebilsek 28 Þubat’ýn fotoðrafý muhtemelen daha da netleþecek.
Google’a “Erol Evcil Ýþ Bankasý” yazýn karþýnýza çýkan bilgileri okuyun, bunlara son senelerde açýk istihbarat deniyor, nasýl bir ülkede yaþadýðýnýzý daha iyi anlayacaksýnýz.
twitter.com/KarakasEser