22. Genelkurmay Baþkaný Ýsmail Hakký Karadayý isyan etmiþ, “Ölmeden evvel aklanmak istiyorum” demiþ. 28 Þubat davasýnda müebbet hapse çarptýrýlmýþ daha sonra da saðlýk sorunlarý nedeniyle hastaneye çýkmýþtý. Saygý Öztürk’e dert yanmýþ, “Üzerimdeki bu lekeyi silmek istiyorum” diye. Karadayý’ya göre üzerindeki leke ancak yüksek yargýda beraat kararý verilince silinecek. Peki ya apoletli yargýnýn söndürdüðü ýþýklar, kararttýðý hayatlar ne olacak? Zaten artýk bir tiyatroya dönmüþ olan 28 Þubat yargýlamalarýndan ne karar çýktýðý kimin umurunda? Çekilen acýlarý biz biliyoruz beyefendi! Ödenen bedeller ortada. Okuldan coplanarak atýlýrken bebeðini düþüren kýzlarý, baþörtülü fotoðrafý olmadýðý için hastane kapýsýnda ölen kadýnlarýmýzý, eþi baþörtülü diye ordudan atýlan subaylarýmýzý, okumak için ülkesinden ayrýlmak zorunda kalan gençleri unutmadýk. “Amma da aðladýnýz” diyor bazýlarý. “Bitmek bilmez maðduriyet yapmýþlar” diye alay ediyorlar. Hâlâ 28 Þubat’tan cezaevinde olanlar varken nasýl unuturuz. Acýlarý dinmedi ki! Karadayý çýkýp kuvvetlice özür diledi mi ki silinsin üzerindeki leke. Yargý ne karar verirse versin 28 Þubat bir darbedir. Ve bu millet darbecileri tanýyor.
Baþlýktaki soru dün CHP medyasýnda açýk açýk dillendirildi. Ýstanbul Büyükþehir’e baðlý ÝSBAK’ýn baþýna getirilen Bahattin Yetkin’i sosyal medyada adeta linç ettiler. Biri yazmýþ, “800 bin farkla seni oraya getiren seçmen bir AK Partiliyi yönetici yap diye sana oy vermedi.” Enteresan. Demek belediyede açýkça kadrolaþma istiyordu birileri. Üstelik Ekrem Ýmamoðlu’nun göreve gelir gelmez verdiði “16 milyon Ýstanbullunun baþkanýyým ben” sözüne raðmen. Deniz Zeyrek, CHP siyasetinin önemsediði, dikkate aldýðý bir yazar. Dün Sözcü gazetesindeki köþesinde açýkça sordu; “Yok muydu bir CHP’li ya da ÝYÝ Partili de AK Partili birini atadýnýz” diye. AK Parti’yi partizan kadrolaþmayla suçlayanlarýn, gücü eline aldýklarý an ortaya koyduklarý bu tavýr önemli. Ýmamoðlu’na verdiði sözleri tutturmamaya yeminli bir kitle var. Ve kazanýyor da. Nitekim son tahlilde Ekrem Bey de seçmen baskýsý neticesinde o ismi görevden aldý. Peki nerede kaldý kucaklama, nerede herkesin baþkaný olma iddiasý, hani partizan kadrolaþma karþýtý Ýmamoðlu? Yaldýzlar iyiden iyiye döküldü. Artýk ne anlatsa boþ…
Ne zaman HDP ile ilgili bir eleþtiri getirecek olsam hep ayný bahane; “E ama o da seçimlere girme yeterliliði olan legal bir parti.” E doðru. Ancak bir mekanizmanýn ‘legal’ olmasý onu meþrulaþtýrýr mý sahiden? Yasal olduðu halde meþru olmayan pek çok þey sayabilirim. (Meþru olmadýklarý için burada zikretmem doðru olmaz) Bakýn 15 Temmuz ihanetinin elebaþý Fethullah Gülen’in iadesi için dört siyasi parti ortak bildiri yayýnlamýþ. Hani HDP? Legalmiþ! Onun ‘Legalite’si hukuki alanla sýnýrlýdýr. Oysa ‘Legimite’ yani meþruiyeti tartýþmalýdýr. Ne kadar yasal olursa olsun. Benim askerim polisim þehit edilirken ona arka çýkan bir örgüt toplum nazarýnda meþru deðildir. Yapacak da bir þey yok...
