28 yýl aradan sonra diplomamý aldým

Bizi içeri almýyorlardý. Beni ve arkadaþlarýmý...

Benim ömrümün 28 yýlý, kapýdan içeri girebilmek için verilmiþ onurlu bir hukuk mücadelesiyle geçti. Su gibi.

Geçen gün, uzun yýllardan sonra, okulumun önündeydim. Ýstanbul Hukuk. 'Omnis potestas a deo' dedim Kapý'dan girerken, 'Hakimiyet Allah'ýndýr' deriz ya, ona yakýn bir muhtevasý var bu latince meselin. Lakin tersinden de okunabilir ayný özdeyiþ; hakimiyetin malikleri, iktidar, makam, mevki, güç, kapital sahipleri, kendilerine tanrýsal güçler atfedebilirler mazallah... Göklerdeki Tanrý'ya karþý, yeryüzünde bir Sezar Tanrý çýkartýrlar. Ýnsan olmaktan çýkýþtýr bu, alýndaki pýrýltýnýn yitiþidir, ruhun çürüyen bedene hapsolmasýdýr. Ýþte bu yüzden azizdir adalet. Birbirinin hakkýna tecavüz etmeden her þeyin yerli yerinde durmasýný saðlayacaðý için azizdir. Adalet, varoluþ bilincimizi onurlu bir yazgýya dönüþtürecek iradenin adýdýr.

Kýlýk kýyafeti yüzünden okullara, hastanelere, belediye otobüslerine, üniversitelere, devlet dairelerine alýnmayan kýzlarla geçen 50 yýla, bu büyük trajediye, belki de inanmayacak gelecek nesiller. Ezanýn yasaklanmasýna inanamadýklarý gibi. Ýskilipli Atýf Efendi'nin Batý ve Ýslam Medeniyetlerinin kýlýk kýyafetlerinden bahsettiði bir kitap yüzünden Ýstiklal Mahkemeleri'nde yargýlanýp-aslýnda yargýlanmayýp asýldýðýný kaçýmýz hatýrlýyoruz. Tahirül Mevlevi'nin Ýstiklal Mahkemeleri hatýralarýnda yazdýðý satýrlar olmasaydý ne kalýrdý o günlerden.

'Sessizce'

Altý aydýr bu güzel kelimenin gölgesinde dolanýyorum ben. Bu kelime, bir aðaca benziyor. Suskun ve tek, iddiasý olmayan, kalender bir aðaç bu... Sükunetli bir þekilde dallarýndaki meyveleri taþýmýþ, kökü saðlam, hep ayakta, biz onun varlýðýný ancak yýkýldýðýnda anlýyoruz... 'Sessizce' böyle bir kelime... 'Rýhtým' kelimesine benziyor. Beklemek. Sabýrla. Göðüs gererek kýrbaçlý dalgalara... 

Bazen konuþmak istemiyor insan.Zaman, bir nehir gibi gürül gürül akýp geçmiþse sýrtýndan, suyu, havayý, insanlarla birlikte, iyilikle, sabýrla geçirmiþse karþýdan karþýya, ikindi vakitlerindeki son güneþlere teþekkür ediyor insan. Sessizce. Gitmek istiyor. 

28 yýl evvel mezun olduðum okuluma diploma için geri döndüm. Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi.1984/1989 yýllarýnda iki yaný aðaçlýklý uzun yolunda yürüdüðüm, Süleymaniye'ye bakan bahçesinde gezindiðim, kütüphanesinde ders çalýþtýðým, havuzlu bahçesinde siyaset konuþtuðumuz, hala rüyalarýma giren okulum. Ebul Ula Mardin amfisine giriyoruz, Kriminoloji dersi varmýþ,  Gözlerim 30 yýl evvelki arkadaþlarýmý arýyor. Ýyi ki 'Saklý Kitap'ý yazmýþým. 'Baþörtüsü yasaklarý' deyince artýk mütedeyyin camianýn bile yüzünün ekþidiði bir yük kalacaktý yoksa geriye. Çektiðimiz çilenin kitabýný yazamadýk biz. Oysahatýrlamak içindir edebiyat. Üstad Jacques Verges, hukuk ve edebiyat arasýndaki iliþkiye, yargýnýn kültürel bilince dahil olma giriþimi olarak bakardý. Edebiyat ve sinema, adaletin hafýzasý, zemberekli saati gibiydi bu ihtiyar ejderhanýn nazarýnda. Adalet de týpký sanat gibi kurulabilir, inþa edilebilir bir þeydi onun nazarýnda. Madem kurulabilir bir þeyse adalet, o halde mücadele etmeliyiz derdi. Biraz Marksistçe ama yerimizde duramazdýk onu dinlerken...

Ben bu heyecana yeni þeyler ekledim, zira sadece avukatý deðil maðduruydum da bu serüvenin. Salt adalet mücadelesinden ibaret kalýrsa, ruhaniyetinden yoksullaþýr hak arama macerasý. Matematiðin ötesinde bir pýrýltýsý vardýr Mü'min olmanýn. Yani hak mücadelesi derken de dünyevileþme çarklarýnýn içinde muarrýzlarýnýza benzeyebilirsiniz. Hýrs ve hýnç böylesi zehirlerdendir mesela... Allah korusun...

Allah'ýn yolladýðý güzel teselliyi saymazsak. Tek ve tenha'ydým diploma töreninde. Sessizce bir görevlinin elinden alýrken diplomamý, yanýmda ince uzun bir kýz belirdi, örtüsü, pardesüsü, mahcubiyeti ile kendi gençliðim geçti gözümden, ona bakarken. Hakim olacakmýþ, yazýlýyý da mülakatý da geçmiþ. O da diplomasýný almaya gelmiþ annesiyle. Gözümden yaþ geldi. Bu kýzý bana yollasa yollasa Allah yollamýþtýr dedim... 

Ben bu hediyeyi almak için 30 yýl boyunca mücadele etmiþtim, hiç kimseye yük olmadan, hiç kimseden tek bir þey istemeden... Sessizce.