‘2’nci Arap Baharý Mýsýr’dan baþlayacak...’

Eymen Nur (Ayman Nour), Mýsýr siyasetinin çok özel portresi... “Liberal” kimliðiyle öne çýkan ama bu kimliðini, Mýsýr darbesinin bir numaralý hedefi olan Müslüman Kardeþler ile birlikte siyaset üretme zeminine taþýyan karaktere sahip... 2005 yýlýnda Mýsýr’da yapýlan “ilk çok adaylý” baþkanlýk seçiminde dönemin diktatörü Hüsnü Mübarek’e karþý aday oldu, ciddi ve ses getiren bir kampanya sürdürdü, Mýsýr halkýnýn yýllarýn diktatörlüðünün tozu altýnda ilk kez demokrasinin renkli dünyasýyla karþýlaþmasýný saðladý. O seçimde resmi rakama göre yüzde 7, baðýmsýz kaynaklara göre yüzde 15 oy aldý, bu yaptýklarýnýn cezasýný da, seçimden hemen sonra 5 yýl süreyle hapse atýlarak gördü!..

Doðal olarak 2011’de Mübarek’i yýkan o devrim günlerinde ön saftaydý, kurucusu olduðu liberal Ghad El Thawra (Devrimin Geleceði Partisi) ile Ýhvan’ýn Özgürlük ve Adalet Partisi liderliðinde kurulmuþ Mýsýr Ýçin Demokratik Ýttifak içinde yer aldý, Mursi karþýtý göstericiler Mart 2013’te parti merkezini yaktýlar, Temmuz 2013’teki askeri darbeden sonra da sürgüne çýktý!..

2 yýl Beyrut’ta sürgün yaþadý, ölüm tehditleri artýnca, çareyi Ýstanbul’a geçmekte buldu, biz de bu vesileyle buluþtuk...

‘Ana çeliþki demokrasi bilincinde...’

Mýsýr siyasetinde “liberal” hareketin 100 yýllýk geçmiþi olduðunu fakat bu hareketin Batý destekli diðer hareketlerden farkýnýn, “özgürlükçü, toplum deðerlerine saygýlý ve baðýmsýzlýkçý” olduðunu söyleyen Nur’a göre, Ortadoðu’daki ana çeliþki “laik-dindar” deðil, “demokrasi yanlýlarý ile karþýtlarý” arasýnda...

“Mýsýr’da 1950’lerden bu yana gerçekleþen darbelerin biri hariç tamamý liberallere karþý yapýlmýþtýr. Yalnýz son darbe Ýslamcý diye adlandýrýlan kesime karþýdýr. Son 60 yýlda yaþanýlan budur. Liberal olarak adlandýrýlan kesim, asla, dinle mücadele etmedi, aksine, muhafazakar kesimle demokrasi zemininde buluþmanýn yollarýný buldular. Toplumun ortak deðerlerine sýrtýnýzý dönerseniz, kim için politika yapacaksýnýz? Gerçek bir liberal, askeri yönetimi destekleyemez. Ýhvan bu darbeye direniyorsa, ben nasýl askerin yanýnda dururum, nasýl Mýsýr halkýný, benim gibi düþünen insanlarý karþýma alýrým? Mýsýr’da, askerin yanýnda duranlarýn ülkenin geleceðinde yeri yoktur. Mýsýr’da mücadele demokratlar ile darbeciler arasýndadýr. Ýslamcýlar’la laikler arasýnda deðildir. Mýsýr ordusu her seferinde ya liberalleri ya da Ýslamcýlarý yok eder. Zaten 2013 Darbesi’ne destek vermiþ pek çok isim bugün ya hapiste ya da sürgünde... Bu, ordunun kendisinden baþka hiçbir unsura önem vermediðini gösterir.”

‘15 Temmuz Mýsýr’ý hareketlendirdi...’

Darbeyi planlayan dýþ güçlerin Mýsýr halkýný 2 yýl süren bir kampanya sürecinde laik-dinci olarak böldüðünü, bu bölünmenin de darbeye yol açtýðýný hatýrlatan Eymen Nur’un þu sözleri de önemli:

“Mýsýr’daki askeri rejim, bütün alanlarda çöküþ sürecine girdi. Bizim gibi insanlarýn telaþý, çöküþ gününden sonra Mýsýr’a yeniden demokratik istikrarý nasýl getireceðimiz konusundan kaynaklanýyor. Bu süreç baþlamýþtý ama Türkiye’deki 15 Temmuz darbe direniþi tüm bölgeyi derinden sarstý, küresel güçler çok zor durumda kaldý, bizler de hýzlandýk. 15 Temmuz, Ortadoðu, özellikle de Mýsýr halkýna, birlik içinde olunduðunda dýþ komplolarýn püskürtülebileceðini gösterdi. Ýkinci Arap Baharý, Sisi rejiminin yýkýlmasýyla Mýsýr’dan baþlayacak, yeniden demokrasiyi inþa edecek tüm güçler þu anda toplumsal mutabakat içinde, son 5 yýlda acý tecrübeler yaþadýk ve demokrasi yanlýsý tüm unsurlar artýk geri adým atarak uzlaþmayý öðrendi, bu uzlaþma Mýsýr’ýn geleceðini inþa edecek...”

Eymen Nur’la konuþurken 15 Temmuz’un yalnýz Türkiye deðil, tüm bölge için milat olduðunu anlýyorum...

Eymen Nur, Mýsýr’a sesini, Ýstanbul’dan yayýn yapan El-Sharq televizyonu ile duyuruyor. TV’nin plaketini sohbet anýsý olarak takdim etti...