3 puan ve gerçekler

Sezon başından beri taraftarının Trabzonspor’dan beklediği  ilk yarının önemli bölümünde yaptığı mücadele idi. Savunmada diri kalıp orta saha ve ileri uçtaki futbolcu arkadaşlarına destek vermek ise Trabzonspor’un savunmasında özlenen bir tablo idi.

İlk yarıda Bordo-Mavili takım adına hemen hemen söylediklerimin çoğunu sahada gördük. Durum böyle olunca rakibe hücum şansı bırakmayan, devamlı ileri hamle yapan ve topu kaybettiği yerde basan Trabzonspor’a karşı Galatasaray’ın yapacağı pek bir şey kalmadı.

Trabzonspor’un Özer Hurmacı ile kazandığı golden önce ve sonra iki tane penaltı pozisyonunu hakemin kaçırdığını düşünüyorum.

Evet ilk yarı Trabzonspor oldukya iyi idi ama Galatasaray da tecrübeli ve kaliteli oyuncuları ile asla pes etmedi, net gol pozisyonları yakaladı. Sarı-Kırmızılılar, ilk yarının sonunda adeta Trabzonspor’u sahasından çıkarmadı bile.

Kısaca çok efor sarf etti. Ama tecrube ile sabittir ki 90 dakikalık kondisyonun varsa hakemin düdüğü ile bastırır bu baskıyıda ikinci devre devam ettirirsin. İkinci yarı kondisyonunun çoğunu ilk yarıda bitiren Trabzonspor’u sahasına hapseden bir Galatasaray ortaya çıktı.

Pozisyon üstüne pozisyon yakaladı. Maçı Trabzon’un kazanmış olması bazı gerçekleri ört bas etmez.

Lütfen beni takip edenler takıntın var senin demesinler. Tekrar söylüyorum Fenerbahçe’nin geçen sezon şampiyon olmasının Ersun Yanal’la uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yanal asla büyük takım teknik direktörü değildir. Trabzonspor’da yönetici olanların çoğu da futboldan anlamadığı için dediklerimizi bir türlü anlayamıyorlar. 

İstatikler diyor ki, ilk yarı Bordo-Mavili oyuncular 2,5 kilometre daha fazla koşmuş. Eee ikinci yarı ne oldu yürüyemediler!

Maçın analizi iyi yapılmadan doldurularak sahaya çıkarılmış bir Trabzonspor olduğu ve ne kadar futboldan uzak bir taktik anlayışı olduğunu artık siz düşünün.