3 Temmuz, fevkalade önemli tarihi bir gündür.
Dikta yönetimlere karþý Arap halklarýnýn silkiniþ hareketi olan, sonradan batý tarafýndan Arap Baharý diye isimlendirilen; gerçekte ise kendi söylemleriyle devrim anlamýndaki 'sevra' iki ülkede baþarýya ulaþmýþtý.
Dikta yönetimler gitmiþ yerine milli iradenin egemen olduðu sisteme geçilmiþti.
Bu iki ülkenin birincisi Tunus ikincisi ise Mýsýr'dý. Bu iki ülkede iç savaþa gerek kalmadan sistem deðiþmiþti.
Diðerlerinde -Libya, Yemen, Suriye- maalesef iç savaþ baþ göstermiþ ve savaþan taraflarýn hepsi kaybetmiþti/kaybetti.
Mýsýr'da demokratik hayata geçilince yapýlan serbest seçimlerde Müslüman Kardeþler'in kurduðu Özgürlük ve Adalet Partisi seçimleri kazandý.
Prof. Muhammed Mürsi cumhurbaþkaný seçildi. Millet Meclisi ve Senato'da da Mürsi'nin partisi çoðunluðu elde etti.
Böylece Mýsýr artýk dikte ettirilen kararlarla deðil kendi kararlarýyla yönetilmeye baþladý.
Bu durum emperyalist güçleri ve kuyruklarýný rahatsýz etti.
Çünkü Mýsýr Ortadoðu'nun en büyük ve en güçlü ülkesiydi. Arap dünyasýnýn da lideri sayýlýrdý.
Cumhurbaþkaný Mürsi emperyalizme karþýydý ve Siyonizm'in bölgedeki oyunlarýnýn farkýndaydý.
Mürsi gibi milli bir lider ve partisinin iktidarý öncelikle Ýsrail'i korkutuyordu. Bölgedeki emperyalist planlarý bozabilirdi ve Mýsýr'da baþarýlý bir milli irade yönetimi petrol zengini ülkelerdeki sistem için tehdit oluþturabilirdi.
Hele de "Mýsýr'ýn Erdoðan'ý" sloganýyla seçilen Mürsi'nin Türkiye Cumhurbaþkanýyla omuz omuza verdiði düþünülürse, emperyalizmin bölgede artýk eskisi gibi at koþturamayacaðý aþikârdý!
Emperyalizm boþ durmadý. Hem Türkiye hem de Mýsýr'da seçilmiþ yönetimleri indirmek için içerdeki maþalarýný harekete geçirdi.
Mýsýr'da ve Türkiye'de iktidar aleyhtarý gösteriler baþladý.
Türkiye'de masum bir çevre eylemini iktidar karþýtý protestoya dönüþtürdüler. Gezi Olaylarý küresel güçlerin desteklediði iktidara karþý baþlatýlmýþ eylemlerdi. 2 il hariç bütün Türkiye'ye yayýlmýþ ve açýktan büyük projelerin durdurulmasýný ve hükümetin istifasýný talep eden eylemlerdi.
Kimileri kendilerince haklý gerekçelerle katýldýklarýný iddia etseler de Gezi, AK Parti iktidarýna karþý yapýlan tüm muhalif çevrelerin katýldýðý eylemlerdi. (Baþlangýçta eylemlere katýlýp emperyalist emelleri sezerek ayrýlanlarý tenzih ediyorum.)
Gezi Baþkan Erdoðan'ýn dik duruþuyla etkisiz hale getirildi!
Ayný eylemler Mýsýr'da da Mürsi'ye karþý baþlatýldý. Mýsýr'ýn hemen her bölgesinde muhalifler sokaklara döküldü.
O günlerde Arapça yayýn yapan televizyonlarda konuyu tartýþanlardan biri bendim. Muhalif Araplar 'Milyonlar Mürsi'yi istemiyor' gerekçesinin arkasýna sýðýnýyorlardý. Biz de seçimle iþbaþýna gelmiþ birinin deðiþiminin sokaktan deðil sandýktan geçtiðini söylüyorduk.
Uzatmayalým, 3 Temmuz 2013'te Mýsýr Genel Kurmay Baþkaný yanýna Selefileri, Kýptileri, Ezher Þeyhini ve laikleri alarak efendilerinin istediði darbeyi gerçekleþtirdi.
Dünyaya demokrasi dersi vermeye çalýþan ABD ve batý dünyasý bu darbeye karþý sessiz kalmadý tam tersine darbecilere destek verdi!
Arap dünyasýnda Tunus dýþýnda tepki veren olmadý!( Bugünlerde Tunus'da yaþananlar da oldukça düþündürücü. Durum orada da 3 Temmuz benzeri bir sonuca doðru evriliyor! )
En sert tepkiyi Türkiye verdi. Çünkü Baþkan Erdoðan da benzer bir operasyona maruz kalmýþtý!
Onun için 3 Temmuz tarihi bir gündür. Mýsýr milli iradesinin silah zoruyla susturulduðu demokrasinin rafa kaldýrýldýðý gündür!
O gün Türkiye'de baþarýsýz olanlarýn, bugün Baþkan Erdoðan'a ortak cephe alanlara destek verdiklerini görmek gerekir!
Bakmayýn Biden'ýn Madrid'de yüzümüze güldüðüne, eli mahkûmdu!
Bu sefer seçimle yapacaklar ya!
Altýlý masaya ve gizli ortaklarýna bakýn!
3 Temmuz darbesini yapanlara ne kadar da çok benziyorlar!