3 yazý

Yusuf Kaplan Yeni Þafak’ta “Ben de FETÖ’cüysem bu ülkede FETÖ’cü olmayan yoktur” baþlýðýný atmýþtý yazýsýna.

Hangi medya labirentlerinde nasýl bir saldýrýya maruz kalmýþsa, artýk patlamýþtý.

Yeni Akit’te Ali Ýhsan Karahasanoðlu, Ankara muhabirleri Ramazan Alkan’ýn telefonunda bylock çýktýðý gerekçesiyle önce gözaltýna alýnýp sonra tutuklanmasýna isyan ediyor, bunun bir “Perinçekçi komplo” olduðunu söylüyordu.

Ve yine Yeni Þafak’ta, bu defa Aydýn Ünal“Reis’ten çok Reisçiler”e isyan ediyordu. Aydýn Ünal Ak Parti Ankara milletvekili. Ama daha önemli özelliði Sayýn Cumhurbaþkaný’nýn Baþbakan iken konuþma metinlerini kaleme alan isim olmasý.

Hani “Reisçi” diye tanýmlanacak bir isim varsa akla ilk gelenin o olacaðý söylenebilir. Deyim yerindeyse “Aþkla” baðlýdýr. Ýdealize ederken Tayyip Erdoðan’a izafe ettiði vasýflar, gerçekten “ideal devlet adamý”ný resmeder.

Dünkü yazýsýnda da bunun çok güzel çizgileri var:

“Ne yaptýysa, aklýndan ziyade, gönlüne, vicdanýna danýþarak yapmýþ; atacaðý her adýmý Anadolu deðerleri ve iman esaslarýyla tartarak atmýþtýr.

“Suikast ihbarlarý çoðalýp “korumalarý artýrsak mý?” önerisi geldiðinde, Ayet el Kürsi okuyup “iþte korumalarý artýrdýk” diyebildiði için büyüktür, ümmetin lideridir Recep Tayyip Erdoðan.

“Bir kul olarak her an gözlendiðini, gözetlendiðini bilen, onun için de objektifler karþýsýnda duruþunu, tavrýný, edasýný hiç deðiþtirmeyen, onun için de hep samimi olan bir liderdir O.”

Ýþte Tayyip Erdoðan’a böylesine aþkla baðlý bir insan dünkü yazýsýnda, baþka bir takým “Reisçiler”le (Acaba Reisçi geçinenler mi demeliyim) arasýna mesafe koymaya yöneliyor.  

Deðerlendirmeleri çok net. Onlarý sizlerle paylaþmak isterim:

“Bir süredir, kendilerini “En Reisçi”, “Çok Reisçi”, “Öz Reisçi”, “Has Reisçi”, “Hakiki Reisçi” vb. vasýflarla tanýmlayýp, diðer herkesi yeren, eleþtiren, dýþlayan, küçümseyen, küstüren ve kýran bir takým çete, güruh, gruplar tezahür etmeye baþladý.

“Kimsenin samimiyetini test etmek haddimiz deðildir. Lakin, bu çete, güruh ve gruplarýn artýk gizlenemez insafsýzlýðý, bir çýkar ve rant kavgasý ve kaygýsýný da artýk örtülemez þüphe noktasýna getirmiþtir.

“Tarih, dalkavuklarý hatýrlamaz. Tarih, kendisini yeni çevreye kabul ettirmek için ifrat ve tefrit arasýnda yuvarlananlarý da hatýrlamaz.

“Aslýna bakarsanýz, bir yazýya konu olacak kadar bile kýymetleri de yok.

“Ama lejyoner ruhu bünyeye hýzla sirayet ediyor ve gerçek dava insanlarýnýn hem gönüllerini, hem kollarýný, kanatlarýný vicdansýzca kýrýyor. Lejyoner ve dalkavuk ruh, artýk korkunç bir fitne potansiyeli taþýyor. Þarlatan ve þaklaban Fetullah’ýn din, insaf ve insanlýk dýþý yöntemleri, ne yazýk ki lejyoner ve dalkavuklar tarafýndan kullanýlýyor. Temiz ruhlar incitiliyor, kalpler kýrýlýyor, yýlgýnlýk ve küskünlük riski ortaya çýkýyor. Dilleri dilimize, ahlak geniþlikleri edebimize, deðerleri deðerlerimize benzemeyen güruh, adeta davayý zehirliyor.

“Recep Tayyip Erdoðan’ýn girdiði her seçim, dünyayý titreten bir zaferdi; ama O, her seçim zaferi sonrasýnda “Ve la galibe illa Allah” yani, “Allah’tan baþka zafer sahibi yoktur!” diyerek, imtihanýn en çetin olduðu o anlarda hakký zaferin sahibine teslim etmiþti. “Reisçiyim” diyenler ise “küçük daðlarý biz yarattýk” edasýyla, kendilerinden menkul bir gurur ve kibirle yeryüzünde dolaþýyorlar.

“Dava, samimi ile sahteyi; dalkavuk ile gönül adamýný; lejyoner ile mücahidi; edepli ile edepsizi birbirinden zamanla ayýrýr; hiç tereddüt buyurmayýn, dert de etmeyin.

“Lakin, fitne ateþtir. Saflarý daha da sýklaþtýrýn dostlar; sýklaþtýrýn ki, aramýza fitne giremesin.”

Ne diyeyim, eline saðlýk Aydýn Ünal.

Daha önce eleþtirilerim oldu Aydýn Ünal’a. Mesela Davutoðlu’ndan sonra “Düþük profilli baþbakan lazým” ifadesini kullandý, eleþtirdim, sonra kendisi de düzeltti o sözü.

Þimdi, “Reis’ten çok Reisçiler” bulunduðunu ifade etmek ve onlarý “Fetullah’ýn din, insaf ve insanlýk dýþý yöntemleri”ni kullanarak “gerçek dava insanlarýnýn hem gönüllerini, hem kollarýný, kanatlarýný vicdansýzca kýrdýðýný” söyleyerek en net biçimde “Fitnecilik”le suçlamak en çok ona yakýþýyor.