300 milliyetçi ne diyor?

Son günlerin manþetlerinden biri, 300 kadar ismin imzaladýðý “Türk Milleti’ne Çaðrý” metniydi.

Söze, bu isimlere yapýlan bir haksýzlýðý eleþtirmekle baþlayayým: Taraf Gazetesi’nin attýðý “Brakisefal Türkleri” baþlýðýný.

Brakisefal” kelimesi, 1930’lu yýllarda “Türk kafatasýnýn yapýsýna” dair yapýlan uyduruk bilim çalýþmalarýna bir göndermeydi. Yani Taraf gazetesi, söz konusu 300 isme, “kafatasçý” ve dolayýsýyla “ýrkçý” demiþ oluyordu.

Oysa bu, dediðim gibi, haksýzlýktýr. Dahasý, Taraf’ýn ve temsil ettiði çizginin meselenin nüanslarýný pek anlamadýðýnýn resmidir.

Çünkü, bu sütunda defalarca belirttiðim gibi, ana akým Türk milliyetçiliði “ýrkçý” deðil, tam tersine “asimilasyonist”tir. Yani, “Türkler bir yana, diðerleri öte yana” demez. Aksine, “hepimiz Türküz” der.

Kürt bakkala gitmeyin, lahmacun yiyip Kürtleþmeyin” gibi zýrvalar yayan marjinal Türk ýrkçýlarý da vardýr tabii memlekette. Ama bunlar baþka, herkesi “Türk milleti” içinde görenler baþkadýr.

Hangi millet?

Maruz kaldýklarý bu haksýzlýðý savuþturduktan sonra, gelelim “300 milliyetçi”nin ne dediðine.

Dedikleri yeni bir þey yok aslýnda. Vatandaþlýk tanýmýnýn olduðu gibi korunmasýný, herkese “Türk” denmesini istiyorlar.

Dayandýklarý “tarihsel arka plan” ise epey boþ. Mesela “Anadolu coðrafyasýnda Selçuklu ile baþlayan Osmanlý ile devam eden Türk Milleti’nin kesintisiz egemenliði”nden söz etmiþler.

Oysa, aralarýnda deðerli tarihçiler de bulunan bu isimlere sormak isterim: Hangi Selçuklu veya Osmanlý metninde “Türk milleti” kavramý vardýr?

Gerçekte, 20. yüzyýla gelinceye dek, “millet” kavramýnýn tek bir karþýlýðý vardýr bu coðrayada: Din. Yani Ýslam milleti, Rum milleti, Yahudi milleti, vesaire.

Bu, 1920’lerin baþýnda bile böyledir. O sebeple, ne 1921 Anayasasý’nda ne de herhangi bir Milli Mücadele metninde “Türk milleti” kavramý geçmez; sadece “millet”ten söz edilir. Mustafa Kemal Paþa da üstüne basarak vurgular, milletin sadece Türk, Kürt veya Laz deðil, hepsinden oluþan “anasýr-ý Ýslam” (Ýslam unsurlarý) olduðunu.

Bugün çoðulcu bir millet tasavvur eden AK Parti’nin yaslandýðý tarihsel arka plan budur. Yani, tam da “Selçuklu ile baþlayan Osmanlý ile devam eden” bin yýllýk gelenektir.

300 milliyetçi aydýnýn tasavvuru ise (burada haklýlar) “büyük Atatürk’ün kurduðu” sisteme, yani son 90 yýla dayanýyor.

Modern icatlar

Bu ise normal bir durum, çünkü ulus-devletler gibi milletler de modern çaðýn icatlarýdýr. Bunu, modern olan her þeyi lanetleyenlerden ayrýlarak söylüyorum. Çünkü biliyorum ki, modern kavramlar birer icat ise, geleneksel kavramlar da öyleydi. Þehir devletleri de birer icat idi, imparatorluklar da.

Ama, icat yaparsýnýz tutar, icat yaparsýnýz tutmaz. Bizdeki Türk kimliði ise kýsmen tutmuþ, kýsmen tutmamýþtýr.

Kýsmen tutmuþtur; çünkü Laz, Çerkes, Boþnak gibi Türk-olmayan nice grup sahiden Türkleþmiþtir. Ama kýsmen de tutmamýþtýr; çünkü Kürtler asimile olmamýþ, aksine direnmiþler, bir kýsmý da ayaklanmýþtýr.

Son yýllarýn kimlik tartýþmalarý ise, müþkülpesentlik veya hýyanetten deðil, iþte bu büyük meseleden, yani Kürt sorunundan çýkýyor.

Peki 300 milliyetçi bu konuda ne diyor? Kürtleri nasýl ikna edecekler? Edemezlerse ne olacak? Ne yazýk ki hiç bir þey demiyorlar.

O nedenle ben kendi diyeceðimi diyeyim:

Ýslam bayraðý altýndakibin yýllýk tarih”, en büyük þansýmýzdýr. 90 yýllýk geçmiþ ise, kazaným kadar tahribat da yaratmýþtýr. Kazanýmý korurken, tahribatý tamir etmek gerekir.

Bunun ideal formülü ise kimlik tanýmýný olabildiðince esnek býrakmaktýr. “En iyi taným, en az tanýmdýr” demektir.

Ki kendine “Türk” diyen çoðunluk bildiði gibi devam etsin. Ötekiler de “ben Türkiyeli Kürdüm” diyebilsin.