Ýki gün üç devir teslim. Ak Parti Genel Baþkanlýðý ve Baþbakanlýðýn Tayyip Erdoðan’dan Ahmet Davutoðlu’na ve Cumhurbaþkanlýðý’nýn, Abdullah Gül’den Tayyip Edoðan’a...
Herkese ve Türkiye’ye hayýrlý olsun.
Abdullah’a Gül, çok önemli bir dönemde Çankaya’da bir dönüþümün ilk tohumlarýný atan þahsiyet olduðu için teþekkürü hak ediyor.
Erdoðan 12 yýl Sezer ve Gül gibi iki ayrý dünyanýn Cumhurbaþkanlýðý döneminde, Ak Parti gibi, statükonun kapatma tehdidine maruz kalmýþ bir parti ile Baþbakanlýk yaptýktan sonra, devlet hiyerarþisinin en tepesinde, Cumhurbaþkanlýðýnda, bu defa bir Baþbakan’la, ama Ak Partili ve görevine kendi rengini vermesi beklenen bir Baþbakan’la birlikte “Yeni Türkiye’nin inþasý”nda rol üstlenecek.
Yeni durum her yönüyle yepyenilik arz ediyor.
Erdoðan görevinde yeni, görevine “yeni” içerik kazandýracak ve siyasi yürüyüþünün yeni safhasýnda bulunuyor.
Davutoðlu, danýþmanlýktan bakanlýða, oradan Baþbakanlýða, evet Erdoðan’ýn dominant vasfýyla iç içe olarak dümenin baþýna geçiyor.
Ýlk hedef 9.5 ay sonra 2015 seçimlerinde en az referanduma götürebilecek bir Meclis çoðunluðu ile anayasayý deðiþtirecek sandalye sayýsýný elde etmek.
Ak Parti þu anda bunun kýyýsýnda. Erdoðan’ýn Cumhurbaþkanlýðý seçiminde aldýðý oy ile bu saðlanabilir. Ama onu, Ak Parti için de sandýktan çýkarabilmek önemli. Bunun için de, mevcut Ak Parti toplum zeminini geniþletmek gerekiyor.
CHP’ye baktýðýmýzda o da oy tabanýný geniþletmek için arayýþta. Bunun için “dindar toplum alanlarý”na ulaþabilme arayýþlarý sergiliyor, ancak bu arayýþlar parti bünyesinde “Eksen kaymasý” ve “kimlik kaybý” gibi tepkiler oluþturuyor. Muhtemel ki bir yerden almak umulurken baþka bir yerden kayýplar gerçekleþecek. CHP bu çabalarýyla “muhalefet bile olamama” krizini aþmaya çalýþýyor.
Ak Parti’nin yeni oy alanlarýna ulaþma çabasý, evet, bir yandan anayasayý deðiþtirme iradesinin ürünü, ama asýl olarak Ak Parti, anayasayý deðiþtirme iradesi de dahil önce kendisini bir “misyon” ile baðlýyor, sonra da kendi misyonunu “Yeni Türkiye’yi inþa” eksenine oturtuyor. O zaman da 2015, 2019, 2023 gibi üç seçim dönemini muzaffer olarak göðüslemeyi hedefliyor.
Böyle bir hedef, toplumla çok saðlýklý iletiþim kurmayý, bu çerçevede toplumsal tabaný korumayý ve geliþtirmeyi gerektirir.
Ben, son iki günkü devir-teslimlerdeki Erdoðan ve Davutoðlu konuþmalarýnýn böyle bir amaca yönelik muhteva taþýdýðýný gözlemledim.
Tayyip Erdoðan’ýn “77 milyona musafaha için el uzatmasý”, “Yeni bir sayfa açma” çaðrýsý, muhtemelen yeterince anlaþýlmadýðýný düþündüðü toplum kesimlerine “Biz gönlümüzü açtýk sizler de açýn” diye seslenmesi ve “Yeni Türkiye’nin doðum günü” olarak ilan ettiði günde “Türkiye ancak çoðulculukla, demokrasiyle yönetilir, yeni Türkiye’de makbul ve makbul olmayan vatandaþ yoktur, bu ülkede reþid bir millet yaþamaktadýr” gibi çok seçilmiþ cümleler kurmasý bence çok önemli bir yöneliþin ifadesidir.
Davutoðlu’nun konuþmasý ise belki de “Bu ülkede kimse ötekileþtirilmeyecek” cümlesinin özetlediði heyecanla yüklü idi. Tarihdaþlýk ve vatandaþlýk, Etyen Mahçupyan’ýn Akþam’daki “Bir Ermeni olarak...” baþlýklý yazýsýnda ifade ettiði “Türkiyelilik ve yerlilik” iç içeliðine denk düþmekteydi. “Alevi ve Sünni kardeþlerimiz bu topraðýn asli unsurlarýdýr” Davutoðlu’na göre. Bu bilinen gerçeðin bir Baþbakan tarafýndan seslendirilmesi anlamsýz deðildir. Türkiye bir gün “Türkler ve kürtler bu ülkenin asli unsurudur”u da seslendirme gereði duydu. “Ermenisi, Rumu, Yahudisi de bu ülkenin asli unsurudur” cümlesini kurmak da abes deðildir. “Baþý örtülüsü açýðý da bu ülkenin asli unsurudur” cümlesini kurmak da... Davutoðlu’nun “vatandaþ”lýðý “tarihdaþlýk” ile takviye etmesi bu yüzdendir.
Davutoðlu’nun sözlerinde “restorasyon” anlamýnda o kadar çok inþa ve ihya geçti ki, belki de onlarýn tamamý, 9 madde içinde en baþta altý çizilen “özgüven”in bir toplumsal bilinç haline gelmesi için, son zamanlarda “kamplaþma” temasýyla gündeme gelen toplumsal farklýlaþmalarýn tahrip edici özellikten kurtulmasý ve zenginliðe dönüþmesi amacýna yöneliktir.
Bence bu noktada Davutoðlu’ndan çok yoðun ve samimi bir emeðin sergilenmesi beklenecektir. Tayyip Erdoðan’dan belki öncelikle kendi tabanýnýn tahkimi beklenirdi. Þimdi, bu dönemde, tüm toplumun “Yeni Türkiye’yi inþa” heyecanýna katýlmasýnýn saðlanmasý hedeflenecektir.
Türkiye’nin buna ihtiyacý vardýr. Ve tabii Ak Parti’nin de...
Tayyip Erdoðan’ýn Cumhurbaþkanlýðýný, Ahmet Davutoðlu’nun Baþbakanlýðýný tebrik ediyorum.