37 bin Öðretmen Atamasý Gerçekleþti AMA...

Milli Eðitim Bakanlýðý'nca 37 bin öðretmenin atamasý gerçekleþti. Nabi Avcý'nýn atama toplantýsýndaki jest ve mimiklerini, satýr aralarýný okumaya çalýþtým. Nabi Avcý çok iyi niyetli, siyasetin ötesinde bir insan. Yüzünde atananlarýn mutluluðu, atanamayanlarýn üzüntüsü, eþinden uzaða atananlarýn hüznüne ortaklýk vardý. Atamayý bile tek baþýna yapmaya eli gitmemiþ olacak ki, bir öðretmen annesini davet etti yanýna. Çok ince bir hareketti.

Ama þu detayý atlamayalým. Bakan Bey mahçuptu çünkü öðretmenlerimize yeterince iyi bakamýyoruz. Maaþlarý eskiye göre çok daha iyi olabilir ama bu atama problemini çözemedik, çözemiyoruz.

Erkek öðretmen Yozgat'ta, eþi kadýn öðretmen ise Van'da görev yapýyor. Aile ya yýkýlýyor ya da aðýr travmalar yaþamak suretiyle aðýr yara alýyor.

Bu ölçekte bir ülkede belki de bu yaþadýðýmýz sorunlar yaþanmasý gereken durumlardýr ama yine de insan üzülmeden edemiyor, geleceðimizi emanet ettiðimiz öðretmenleri öyle hüzünlü görmeye dayanamýyor. 

Çözülse de o genç yüreklerin, o fedakar, güzel insanlarýn yüzleri gülse. 

* * *

ANNELER - BABALAR

Ýstiyorsunuz ki;

Çocuðunuzu kuzu gibi yetiþtiresiniz, evde kuzu gibi olsun, ne derseniz onu yapsýn, sözünüzden çýkmasýn ama dýþarýda aslan kesilsin, hakkýný yedirmesin, kükresin de kükresin.

Olmuyor iþte öyle. 

"Fatih'in Ýstanbul'u fethettiði yaþtasýn" diye sýrtýný sývazladýðýnýz çocuðunuza siz güvenip de  iki kuzu, bir keçiyi emanet edemezken 2. Mehmet'e 12 yaþýndayken 5.200.000 kilometrekarelik bir imparatorluk emanet edilmiþti, onu unuttunuz.

"Amerikalýlar çocuklarýný 18'inde hayata atýyor, sonra da ilgilenmiyor" diye beðenmediðiniz Amerika'lý ailelerden çýkan gençler, dünya çapýnda giriþimlere imza attý. Siz ise 30 yaþýndaki oðlunuzun "Bir kaþýk daha ye oðlum" diye  yanaklarýný semirttiniz. Sonra da þaþýrdýnýz, "Bizim oðlan niye bir baltaya sap olamadý?" diye. 

Yeni bir þey denese "Aman ha! Sakýn! Beceremezsin, batarsýn, yapamazsýn!" dediniz. Niye? Çünkü onu çok seviyorsunuz, zarar görsün istemiyorsunuz. Ama o denemeden kazanacaðý deneyimi kazanmasýna da engel oldunuz, çocuðunuz hatasýz ve deneyimsiz oldu. Bu sefer de çok deneyim kazanmýþ, deneyerek öðrenmiþ olanlarý parmakla gösterip "Bak o nasýl yaptý?" dediniz. 

Çocuðunuz masanýn köþesine çarptýðýnda "zýrýltýsý" kesilsin diye "Al sana masa, al sana" diye masayý dövdünüz. Sonra da þaþýrdýnýz "Bu çocuk neden hiç sorumluluk almýyor, niye hep baþkalarýný suçluyor" diye.

Olmuyor, olmuyor, olmuyor.

Ýstiyorsunuz ki tencereye patates koyasýnýz, ama yemekte önünüze Patlýcan Kebabý gelsin.

Ýstiyorsunuz ki siz ona hiç güvenmeyin ama çok güvenilir olsun.

Ýstiyorsunuz ki siz ona hiçbir þey emanet etmeyin ama sorumluluk sahibi olsun.

Ýstiyorsunuz ki siz ona sevgi diye sadece okul kayýt dönemlerinde okullarýna para ödeme hizmeti verin ama o hem sevgiyi, hem saygýyý öðrensin.

Kimden öðrensin?

Öðrenci iþlerindeki Figen Hanýmdan mý?