5 gün sonra…

ABD Baþkaný Trump’ýn A takýmý ile 4 saatten fazla süren müzakerelerle bir uzlaþmaya varýldý. 

Bizim muhalefeti Sayýn Erdoðan’ýn yaptýðý hiçbir iþ, attýðý hiçbir adým, memnun etmediði için ortada bir baþarý göremiyorlar. 

CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Ünal Çeviköz, her nasýlsa Kýlýçdaroðlu’nun tepkisini beklemeden, Türkiye'nin istediðini aldýðýný vurguladý ve "kazanýmlarýmýz güçlü" dedi. 

Yani Türkiye’nin dediði oldu. 

Bunun barýþ yoluyla saðlanmasýna sevinmesi gerekenler, Trump’ýn insanî ve siyasî seviyesizlik örneði mektubunu öne çýkartýyorlar ve “Erdoðan niye cevap vermiyor” diye üsteliyorlar. 

Mektuptan birkaç saat sonra baþlatýlan harekâtla 9 günde 700 teröristin etkisiz hale getirilmesini, 32 km derinliðe ulaþýlmasýný cevap saymýyorlar. 

Kazanýmlarýmýz nedir? 

Türkiye’nin temel tezi; Suriye sýnýrý boyunca 444 km uzunluðunda, derinliði 32 km olan bir güvenli bölge tesis edilmesidir. ABD ile varýlan uzlaþmaya göre biz Barýþ Pýnarý Harekâtý’na 5 gün ara vereceðiz. Bu süre içinde PKK/PYD/YPG terör örgütü mensuplarý, bizim sýnýrýmýzdan 32 kilometre güneye çekilecekler. Bulunduklarý yerleri terk etmeye baþladýlar. 

Ayrýca aðýr silahlarýný býrakýyorlar ve bölgenin kontrolü Türk Silahlarý Kuvvetleri’nde olacak. 5 gün sonra verilen sözlerin tutulup tutulmadýðýna bakarak nihai bir anlaþmaya varýlacak. 

Trump’ýn mektubuna sarýlanlar, Trump-Erdoðan kavgasý istiyor. Maksatlarý üzüm yemek deðil, baðcýyý dövmek. 

Ordumuzun baþarýsýný öne çýkartmýyorlar. Evet, þehitlerimiz var, her askerî harekâtta þehit veriliyor. Ama böylesine geniþ çaplý bir harekâtta az sayýda þehit vermemiz, tek bir tank, top, zýrhlý araç kaybetmeden baþta ABD ve Avrupa’nýn ummadýðý þekilde bütün dünyayý þaþýrtan bir hýzla ilerlememiz, muhalefet tarafýndan sahiplenmeli deðil miydi? 

Kaldý ki, Trump’ý artýk kendi ülkesi, bütün dünya tanýyor. 

Hem bizim esaslý bir sözümüz var: Üslûb-u beyan ayniyle insan… 

Ýnsanýn ifade tarzý, duruþu; karakterini yansýtýr. 

Yine deriz ki; kem söz sahibine aittir. 

Bir kabýn içinde ne varsa, dýþarý o sýzar. 

Trump’ýn çirkin ifadeleri, ABD Baþkanýný küçülten ifadelerdir. Bir devlet baþkanýna, milyonlarca insaný temsil eden birine yakýþmaz. Bu mektup Trump için bir ömür utanç vesilesi olacaktýr. 

ABD’nin Suriye’de PKK’ya 30 bin týr silah verdiðini bir gün olsun görmeyenler, “mektuba cevap isteriz” diye tutturuyorlar… 

Bir de Ýnönü’nün, dönemin ABD Baþkaný Johnson’ýn mektubuna verdiði cevabý örnek diye hatýrlatmýyorlar mý? 

5 Haziran 1964 tarihli o mektupta; “Türkiye Kýbrýs’a müdahale ederse, bir Sovyet iþgali durumunda NATO Türkiye’ye yardým etmeyecektir” gibi aðýr bir tehdit vardý. 

Ýnönü’nün bütün dediði, “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye orada yerini alýr” demekten ibaretti… Yeni bir dünya mý kuruldu, yoksa Türkiye daha fazla ABD etkisine mi girdi? 

12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 darbelerini Amerikancý cuntalar yapmadý mý? 

Asýl bugün yeni bir dünya kuruluyor. 

Türkiye, Batý’nýn iki asýrlýk bölücülük saldýrýsýný nihayet durduruyor. 

ABD ile varýlan uzlaþma, cephedeki kahramanlýðýn masada Kürdistan hayalini bitirmesidir… 

Ne diyor Sayýn Cumhurbaþkanýmýz: 

“Suriye meselesi, Kuzey Afrika ve Orta Doðu’nun yeniden dizayn edilmesinin ürünüdür. Meselenin, DEAÞ deðil hele PKK hiç deðil sadece bölgemize yönelik bir projeyi hayata geçirme olduðu çok açýk. Avrupa’da Amerika’da yazýlan senaryoda, bize biçilen role teslim olacaktýk ya da mücadele edecektik…” 

Biçilen role teslim olmadýk, olmayacaðýz. 5 gün sonra da söyleyeceðimiz bu.