5. parti ve Gül...

1 Kasım seçimlerinin, Türkiye için tarihî bir dönüm noktası olacağı konusunda tereddüt yok. İç ve dışın aleni dayanışması ile oluşan cephe kararlı: “Erdoğan durdurulmalı ve AK Parti’nin tek başına iktidar olması engellenmeli” diyorlar. 7 Haziran’da aynı hedefe kilitlenmişler ve bunun için çareyi, HDP’nin barajı aşmasında görmüşlerdi. HDP barajı aştı ve Gülen medyası, hemen “restorasyon hükümeti” diyerek CHP-MHP-HDP koalisyonu için bastırmaya başladı. Ancak MHP, HDP’yi yok sayınca amaçlarına ulaşamadılar. 1 Kasım’da da 7 Haziran benzeri bir tablo çıkacağını düşünerek şimdi başka bir siyaset mühendisliğine soyundular. Onu da MHP Genel Başkanı Bahçeli dillendirdi: AK Parti içinden 5. parti çıkarmak... Sayın Bahçeli gazetecilerle sohbetinde aynen şöyle dedi:

“Mevcut partiler içinde siyasetin tıkanıklığa doğru gitmesine karşılık, o tıkanıklıkta siyaseti açmak, normalleştirmek için 5. parti Meclis içinde kurulabilir. Geçmişte çok örnekleri vardır.” Kendisine soruldu: “5. parti hükümet kurulmasında rol oynayabilir mi?” Bahçeli’nin cevabı: “Mutlaka...”

Bu tür siyaset mühendisliklerinin evet, geçmişte örnekleri var ama hepsi kötü örnekler. Sonuncusunu 28 Şubat döneminde gördük. Refah-Yol hükümetini Demirel’in katakullisi ile bitiren statüko, DYP’yi parçalayarak yeni bir koalisyon peydahladılar.

Vesayet sisteminin kirli oyunlarını, seçmen iradesini yok sayan alavere dalavere zihniyetini 1 Kasım’dan sonra yeniden hortlatmaya çalışmak, demokrasiye inançsızlığın depreşmesidir. Sandıktan ümidini kesenlerin kirli ittifaklar peşinde koşmasıdır.

Erdoğan düşmanlığı ile gözü dönen yazarlar, Gülen medyasında daha da ileri gidiyorlar. Nazlı Ilıcak, Bugün gazetesinde 15 Ekim’de, AK Parti iktidarının böyle devam edemeyeceğini söyleyerek aynen şunu yazdı: “Artık iç savaş mı çıkar? Asker müdahale mi eder? Kestiremiyorum...”

AK Parti tabanı için üzücü olan ise 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün isminin de 5. parti ile birlikte anılmasıdır. Dün Taraf gazetesi, konuyu manşete taşıyarak yeni iddialarda bulundu. AK Parti içinde yeni oluşum çabaları hızlanmış. Yeni bir partinin çatısı altında siyaset yapılmasına karar verilmiş. (Bahçeli’nin 5. partisi demek ki bu...) Gül Cumhurbaşkanlığını düşünüyor, Başbakanlık için isim de belli olmuş: Ali Babacan... 1 Kasım’dan sonra Babacan Başbakanlığında 5. parti ile CHP ve MHP koalisyon kuracaklarmış... Sayın Gül, bu iddiaları “Taraf gazetesinin bugünkü manşetinde bana atfedilen ifadeler tamamen yalan, uydurma ve art niyetlidir” diyerek yalanladı.

Benim gibi Sayın Gül’ü Cumhurbaşkanlığı döneminde çoğunlukla desteklemiş, saygı duymuş büyük bir kitleyi şaşırtan ve üzen, bu tür siyaset hesaplarının içinde Gül isminin geçmesidir. Sayın Gül’ün Ankara’daki hain bombalı saldırıdan sonra Demirtaş’a taziyelerini iletmesi çok yanlış olmuştur. Ölenler arasında HDP’liler olabilir. Ancak bu saldırı HDP’ye yapılmamıştır. Türkiye’ye, Türkiye’nin istikrarına yapılmıştır. Sayın Davutoğlu’nun çıkışı yerindedir. Sayın Gül tecrübesiyle, bu taziyenin; “Kürt seçmenlere bir selam, Erdoğan kutuplaştırıyor ama Gül gibi herkesi kucaklayıcı şahsiyetler de var” mesajı içereceğini, böyle anlayanların çıkacağını, bunun da ileriye dönük bir siyasi yatırım olarak değerlendirileceğini görmesi, bilmesi gerekirdi...

Dileriz, seçmen iradesine rağmen tezgâh kuranların tezgâhı başlarına geçer... Millete yaslanmak varken, dışarıya bel bağlayanların, Gülen-Doğan medyasının kumpaslarından medet umanların sonu hüsrandır. Siyaset mühendislikleri, haram lokma gibidir. Haram lokma yiyenin başına ne gelirse, onların başına da o gelir...